Genelde nerelisin sorusuna verdiğim cevap: Yeryüzü insanıyım.
Nasıl yani dendiğinde de: İnsanım, Müslüman'ım ve kürdüm!.
Bildiğiniz gibi, ellerimize tutuşturulan kimliklerde nereli olduğumuzu yazarlar, henüz biz yürümeye konuşmaya başlamadan.
Keşke doğum yeri hanesine sadece dünyalı yazılmış olsa, veya insanlar sadece geçici birer dünyalık olduklarını düşünse!.
Büyükşehir belediyesi genel sekreterliğine yapılan bir görevlendirmenin ardından, atanan kişiden ziyade görevlendirmeyle getirilen Mehmet Yaşar Beyin kısa bir dönemliğine riske edilmesi karşısında birtakım çevreler haklı tepkiler vermeye başladı, bende bu tepki verenlerdendim!.
Meseleyi anlamak istemeyen veya sulandırmaya çalışanlar sanki atanan kişinin kimliği memleketi yabancılığı önemliymiş gibi bir hava estirmeye çalıştılar. Oysa ataması yapılan kişiyi tanımıyoruz, kendi alanında çok uzman bir isim olabilir, Van'a Vanlıya çok katkılar sunabilir buna şimdiden karar vermek görüş belirtmek etik olmadığı gibi ahlaki de değildir.


       Bunlar konuşulurken, diğer birimlerde bulunan Vanlı bürokratların görevden alınmaları veya teamüller gereği tayınla başka illere gitmesi gereken ne kadar isim varsa piyasaya sürüldü. Gazeteciler suçlandı, karalanmaya başlandı, sanki suçlu gazetecilermiş gibi!.
Burada bütün birimlerin başlarında bulunan isimlerin tamamı Vanlı olacak diye bir şey yok. Böyle bir dünya yok. Eğer böyle düşünecek olursak o zaman diğer illerde görev yapmakta olan birçok üst düzey bürokrat Vanlılar var, onlar için böyle bir kampanya başlatılsa bu doğru olur mu?..


      Yakın tarihte görevden alınan bürokratların alınış şekilleri ile ilgili olarak tepkileri koyduğumda bu memlekette görevini görev bilinci içinde yapan isimlere sahip çıkılması gerektiğini yazdığımda, olmadık hakaretlere karalamalara maruz kaldım. Ne yazık ki, birçoğu haksız ve mesnetsiz suçlamalarla tam verimli oldukları dönemlerde görevlerinden alındılar.
Kendilerine tevdi edilen görevi sırf insan oldukları için yerine getirmeye çalışanları da nasıl kaçırdık, kaçma hazırlıklarına başlattık. Görevden alınmalarına nasıl göbekler attık. Halaylar çektik, sanki başka isimlerin bize faydası çok olacakmış gibi!..
Şimdi sormak lazım, hizmet verme ve alma açısından muhatabın yerli veya yabancı olması mı önemli, yoksa görev tevdi edilen isim veya isimlerin insana ve sosyal hayata katkı sağlayıp sağlayamayacağı mı önemli?..


      Eğer birincisini söylüyorsanız, bu sizin takıntınız bunun avunduğunuz yerelliliğe de bir faydası olmaz. Çünkü bizden olsun çamurdan olsun yaklaşımıyla meseleye bakıyorsunuz. İkincisi ise burada liyakat, ehillik ön plana çıkıyor. Bu durumda olanların nereli olduklarına değil işlerini layıkıyla yapıp yapmadıklarına bakılarak karar verilmeli değerlendirmeler ve tepkiler ona göre bırakılmalıdır.
Vanda olduğu gibi hemen hemen her yerde hedefi amaca, amacı hedefe feda eden anlayış içerisinde olanların dışında fayda mantığına göre tavır sergileyenlerde vardır. Bunlar normaldir, toplumsal bilincimiz buna müsaittir. Bunun aşılması için çok gayret gösterilmelidir
Pragmatik anlayışa sahip olanlar açısından bireysel faydayı kim sağlarsa yani oğluna kızına veya işsizine kim iş bulur, sokak lambasını kim takar, bürokratik işlerinde kim yardımcı olur tayın işini kim yaparsa!..
O kişi toplumsal faydaya zarar vermiş, genel anlamda, memleket bir şey vermemiş bütün bunların hiç önemi yoktur, çünkü onun dünyası sadece kendi menfaatliye sınırlıdır. Onun dünyasında toplumun genel maslahatı yoktur varsa yoksa kendi düşüncesini egosunu tatmin edecek oluşumun olması.


    Yine başa dönerek soruyorum: "Yerli mi olsun?.. " Yerli olmasına gerek yok, insan olsun, insanımızı seven olsun, insanımızı hizmete layık görsün, insan olsun evrensel düşünsün, tüm kesimleri kucaklamasını bilsin, tüm insanlara karşı sevgi ve merhamet beslesin yeterlidir.
Biz artık yeni dönemi konuşalım Nisanda yapılacak referandumu, referandumdan ülkemizin insanımızın geleceği için evet diyenlerin sayısının çok çıkmasını. "Gerisi gelir!."

Nasihatlerin musibetlerden evla olması dileğiyle.