Düşünüp taşınıyorum ve Van özelinde aklımın ermediği bir şeylerin olduğunu görüyorum.
Ya ben yanlış, eksik biliyorum ya da bir şeyler gerçekten yanlış gidiyor.
Matematiğim iyi değil ama matematiği çok iyi olanları bile alt üst eden seçimler yaşıyoruz Van'da.
Siz ne kadar ayakta durmak isterseniz, başarılı olsanız da birileri sizi yıkmak için hep bir şeyler yapar.
Bu yıkmalar bazen bilerek, bazen bilmeyerek olur. Ama sonuçta size zarar verir.
Bazen ailenizin içinden çıkar birileri ve sizin dünyanızdan, gelecek kurgunuzdan haberi olmaz. Yaptığı bir hatayla sizin yıllara yansıyan emeğinizi bir kalemde heba eder.
Bazen sizden görünür, yani içerideki ihanet sizi yok eder.
Ama genelde sizin hak mücadelenizi dışarıdaki çeşitli güçler kişisel ikballeri için alt üst eder.
Haset, kin, nefret, iftira, yalan gibi ucuz hesaplar bir kentin heba olmasına neden olur.
Değerlerin önü kesilir, içinizden çıkan kıymetler bu hain ayak oyunları sonrası yok olup gider işte.
O nefret dolu insanlar yine yeni bir fitnenin ateşini yakmak için yani ayaklı gazeteler, fiskos medyası yine yerinde sayar ve iftiralarıyla bir başkasının hayatını karartma hazırlıkları ve hesapları içinde yeni bir başlangıç yapar.
Bu dedikodu, fiskos medyası o kadar güçlü ki artık bu bölgenin en ciddi sorunu haline gelmiş.
Öyle hafife alınacak bir şey değil, ciddiye alınıp üzerinde çalışılması ve çözüm üretilmesi gereken bir konu.
Ancak erdemli insanlar toplumun kanayan yarası olan bu sorunu çözebilir. Hem de bu konuda ödenecek bedel ne olursa olsun.
Yukarıda yazdıklarımın sebebi çok geçmişe dayanıyor dostlar…
Birçok kimsenin rahatsız olduğu ama çözümü için irade gösteremediği bir konu.
Bu ayaklı dedikodu medyası aslında içeride ve dışarıda istediğini elde edemeyenlerin, fitne çıkarmak için içeri sızdırdıkları kullanışlı insanlarına yaptırdığı tuzaklardandır.
İlginçtir, AK partinin kurulduğu günden beri Van ilinde bir tane rakibi var o da AK Parti.
Ak Parti kadroları maalesef kendi adamlarını eleştirdiği kadar yapılan hizmetleri ve davanın ne olduğunu anlatsa AK parti bu durumda olur muydu?
Ak Partili olanlar, Ak Partide aktif siyaset yapanlar konuştukları gibi dava bilinçlerini kuşansalar, millete hizmeti Hakka hizmet olarak görseler, kısa günün kârını değil, uzun soluklu toplumsal menfaatleri gözetseler acaba şuan içinde bulundukları parçalanmışlıkları, iç hesaplaşmaları yaşarlar mıydı?
Ak Partide herhangi bir şekilde bir seçimde aday adayı olmuş insanlar samimi bir şekilde AK partili olsaydı ve seçimlerde çalışsaydı Ak Parti Van ilinde bu durumda olur muydu?
Zamanında Ak Partiye oy vermiş sonraki dönemlerde şahsi işi olmadığı için küsenler AK partiye oy verse Ak Parti bu durumda olur muydu?
Elbette Ak Parti kadrolarının tamamını aynı kefeye koymak haksızlık olur. İçlerinde kuruluşundan bu güne ihlas, tevazu ve samimiyetle gayret ortaya koyan birçok insan elbette ki mevcut.
Az önce paylaştığım eleştiriyi yakın zamanda geride bıraktığımız 24 Haziran seçimlerinde şahit olduğumuz bir durum tespiti sonrasında yaptım.
Son genel seçimde Ak Partiden aday adayı sayısı 169 kişiydi.
Bu rakam üzerinden basit bir hesap yapalım.
Her aday adayı, aday adaylığı sırasında on binden aşağı oyunun olmadığını iddia eder kimisi çok daha yükseklerden uçar malumunuz.
Aday adayı olan 169 insanın her birinin bin oy getirdiğini düşünün, il ve ilçe başkanlarının, teşkilatların ve sonra AK partinin kendi oylarını da yanına bıraksanız en az 300 bin oy alır Van'da AK parti yanılıyor muyum dostlar?
Şimdi soruyorum nerede bu oylar?
Nerede bu aday adayı olurken dava adamı olduğunu bas bas bağırarak yeminle kitapla iddia eden dava erleri?
Nerede o fotoğraf karelerinde (broşürlerde) ki samimi görünen resimler?
Yoksa hepsi makyaj mıydı beyler?
Ya da maskemi takılıyor o dönemler size verilen roller gereği?
Evet, işte demem odur ki ey samimi Ak Partili ya devlet adamları birileri sizi bizi hepimizi kekli yor.
Hala uyanmayacak mısınız?
Hala akletmeyecek misiniz?
Nerede bu iyi günün dostları, menfaat şebekeleri?
Nerede o kendilerinden başkasına siyaset hakkı tanımayan siyaset çeteleri?
Nerde o yaptığınız hatalarla Ak Partinin oyunu yüzde 31'lere getiren muktedirler?
Sizin tuzunuz kuru ve şimdi sırça köşklerinizde oturuyorsunuz hem de çok rahat ve gamsız bir şekilde.
Ama yarınlarınız bu kadar rahat olacak mı? Bu ülkeye, Van'a ve insanına çok yazık ettiniz.
Bu şehrin kaderi değil ve de olmamalıdır sadece belli insanları allayıp pullayıp süsleyerek bir yerlere pazarlamak.
Artık görün gerçekleri ve siyasetin ahlakını yaşayın ve yaşatın bu ilde.
Allah'tan korkun ya da kuldan utanın!
Yazık ediyorsunuz bölgenin ve ülkenin nadir ve güzide şehirlerinden olan Van'ımıza.
Zor olan kötülüğü fitneyi, hasedi, dedikoduyu değil aksine artık hep beraber çok daha kolay olan iyiliği tercih etmeliyiz.
Şimdi önümüzde yerel seçimler var. Van büyükşehir başta olmak üzere bütün ilçelerde belediye başkanlığı için aday adayları ve meclis üyeleri için belki bine yakın aday adayları olacak.
Kazanırsa görev alacak insanların sayısı 360 kişi olacak ve bu rakam bir hayli fazla.
Demem odur ki bu müracaat edenler ve görev alacakların her biri 100 oy getirse gerisini siz düşünün. Bunun için sadece samimiyet gerek, başka bir şeye ihtiyaç yok inanın.
Yeter ki siyasetin, makamın, paranın ahlakını ve anlamını kavrayalım.
Siyasi makamlara aday olanları tekrar bu vesileyle uyaralım!
Talip olduğunuz makam, görev ateşten gömlek. Ve yükleneceğiniz emanet "ağır bir emanet".
Bu konuda geçmiş dönemlerde adaletiyle tüm insanlığa en güzel örneklerden birini gösteren Hz. Ömer kendisine yapılan suikast girişimi sonrası son nefesini vermek üzereyken yakın dostlarının;
-Senden sonra oğlun Abdullah bizlere halife olsun, diye teklifte bulunurlar.
Bu teklif bugünün siyasilerine sunulsa çok yüksek ihtimal ki kesinlikle reddedilmeyecek bir tekliftir ama yöneticiliği sorumluluk bilinciyle ve hesap verebilme anlayışıyla değerlendiren Hz Ömer aslında kendinden sonraki tüm çağlarda yaşayacak bizlerin kulağına küpe olacak şu muhteşem cevabı verecektir.
-BİR AİLEDEN, TEK BİR KURBAN YETER!
Başka söze gerek kalmadı sanırım.