70’li yılların ünlü yıldızı “Bayan Bacak” lakaplı Serpil Örümcer zirveden nasıl dibe vurduğunu anlattı. İşte Serpil Örümcer’in ibretlik yaşam öyküsü…

   Daha 15 yaşındayken girdiği güzellik yarışmasıyla biranda hayatı değişti. Yarışmada dereceye girememişti ama “Bayan Bacak” lakabıyla sahne hayatına atıldı, şarkı söylemeye başladı. Şöhret basamaklarını hızla tırmanmaya başlayan Serpil Örümcer yine dönemin ünlü sanatçılarından Berkant’la evlendi ve bu evliliğinden Fulya adında bir kızı dünyaya geldi. Berkant’la boşandıktan sonra “Hayatımın en büyük hatası” dediği ikinci evliliğini yaptı. Artık Serpil Örümcer’in hayatı üzerinde kara bulutlar dolaşmaya başlamıştı. Elinde ne var ne yok kaybetmişti. Sokaklarda yaşamaya başladı. Parklarda yattı. Sonrasında yaptığı üçüncü evlilikte onu kurtaramamıştı.

   70’li yılların ünlü yıldızı namı- diğer “Bayan Bacak” Serpil Örümcer şu sıralar arkadaşının yanında bir odada kızı ve torunlarıyla birlikte yaşam mücadelesi veriyor. “Yardımlarla geçiniyorum” diyen Örümcer’in tek istediği kızı ve torunlarıyla birlikte başını sokabileceği bir ev  ve “Bayan Bacak Serpil Örümcer” adlı kitabının satması. Bakırköy’de tezgahtarlık yaparak geçimini sağlayan Serpil Örümcer şöhret olmak isteyenleri de şu sözlerle uyarıyor, “Benim hayatım herkese ibret olsun.” İşte Örümcer’in zirveden sıfıra düşüş hikayesi…

   * Şöhret yolculuğunuz nasıl başladı?

   Bir zamanlar çok iyi durumdaydım. 1967 senesinde güzellik müsabakasına girdim. O arada da mankenlik kurslarına gidiyordum. Ozamanlar sayılıydı zaten mankenler. Derken bu arada Berkant’ı tanıdım. O zaman 15 yaşındaydım. Berkant’la flört etmeye başladık. 1968 yılında Berkant bir gece kulübünde çalışıyordu. Bana o kulübün sahibi “şarkıcı olur musun” dedi. Berkant’ta o an merdivenlerden yukarı çıkıyordu. Bize döndü benim için “Bundan birşey olmaz” dedi. Aslında benim aklımda da şarkıcılık yoktu. Mankenlik yapmak istiyordum. Bir döndüm ona “Olayım da gör bak” dedim. O deyiş bu deyiş. Anneme gittim yalvardım. Bizde sanatla uğraşanlar da vardı. Dayım akerdeon çalar, annem piyano çalardı. Sesi de çok güzelmiş.

   *  Sonra?

  Berkant’ın o sözünden sonra sinirlendim, karar verdim, azmettim, ders aldım. Şarkıcı olacağım dedim ve oldum. Bizim zamanımızda zordu bu işler. 6 ay falan bedava çalıştım. Annem bana zarar gelmesin diye geceleri beni beklerdi. O da ben küçükken babamdan ayrılmış. Sonra babamla birkaç kez barıştırdım ama yürümedi.

   * Berkant’la evlendikten sonra devam etti mi müzik?

  Tabi canım. Biz beraber de çalıştık, turnelere çıktık.

   * Evliliğiniz neden bitti?

  Ben bitirdim. Ayrıldığımızda kızım Fulya 8 aylıktı. Berkant biraz içki içiyordu. Annem de istemedi. Aramızda 15 yaş fark vardı. Beni taşıyamadı.

   * Berkant’la hiç mi görüşmüyorsunuz?

   Geçenlerde Ayşe diye bir arkadaşım vardı. Benim kızın yırtık ayakkabılarını gördü. Kadın “yürü sana ayakkabı alacağım şu babanın telefonunu versene” dedi. Telefonu bile bizde yok. Kadın biryerlerden telefonu buluyor. Benim haberim de yok. Açıyor telefonu karısı çıkıyor. “Bizi rahatsız etmeyin deyip” telefonu kapattılar. Berkant “Benim kızıma zamanında baban öldü” dediler diyor. Berkant sıradan bir adam olsa yani şöhret olmasa neyse de ben şarkıcı Berkant’ı nasıl öldüreyim?

   * İkinci evliliğiniz nasıl oldu?

  Ben Berkant’ta ayrıldıktan sonra o hemen evlendi. Aradan bayağı zaman geçtikten sonra ben de ikinci bir evlilik yaptım. Adam da rahmetli oldu. Arkasından konuşmak istemiyorum. Beni Marmaris’e götürdü. Orada bar açtık. Sonra orası da kapatıldı. Daha sonra bir gazino açtım. Hafta sonları orada şarkı söylüyordum. Orası da yandı. Öyle battık. Bir de üzerine kanser hastalığı geldi. Üzüntü ile oldu heralde.  O da peşimi bırakmadı. Beni tehdit etti. Artık kapımıza gide gele gide gele bizi rahatsız etmeye başladı. Bir evimiz vardı Beylikdüzü’nde onu sattık. O da öyle gitti. Derken bir baktık ki kızımla sokaktayım.

   * Sonra yine evlenmişsiniz…

   Ondan hiç bahsetmek istemiyorum. Geçenlerde bir televizyona telefon açmış. Ben kocasıyım falan diyormuş Ne kocası! Boşandım ondan. Adamın 3-4 tane karısı var.

   * Yıllardır hep yaşam mücadelesi veriyorsunuz…

   Onun bunun yardımıyla geçiniyoruz. Bir arkadaş stand açtı, satış yapıyorum bir de “Bayan Bacak” adlı kitabım var.

   * Eskilerden hiç mi dostunuz kalmadı?

  Düşenin dostu olmaz. Benim akrabalarım, onlara yardım ederken, düğünlerini yaparken iyilerdi. Evlerimden çıkmazlardı. Ne oldu bunlara? Beni yabancı aradı da onlar aramadı. Şimdi de dedemin mallarını paylaşıyorlar.

   * Sanat camiasından yardım eden oldu mu?

   Adnan Şenses yardımcı oldu. Zaten Adnan Şenses “Serpil’e hepimiz toplanıp birşey versek” demiş. Adnan’ı ben çok severim.

  * Adnan Şenses ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Ziyaretine gittiniz mi?

 Gitmedim. İçeri almıyorlarmış. Telefonla geçmiş olsun dedim. Allah uzun ömürler versin. Çok iyi arkadaşımdır. Onun sanatına, sesine hayranım. Bir Adnan Şenses daha gelmez.

 * Şimdi ne bekliyorsunuz?

Ben hep benim için bir gece yapılsın istedim. Ben 68 kuşağıyım. Bayağı emek verdim bu işe. Futbolcuların nasıl jübilesi var. Benim de bir jübilem olsun. Ben 30-35 yıl devam ettim sanat hayatıma. İkinci eşimden boşandıktan sonra yeniden işime dönmüştüm.

‘AYAKKABIMDAN RAKI İÇENLER VARDI’

*Şöhret olduğunuz dönemde yaşadıklarınızdan bahseder misiniz?

Benim zamanımda kasedi cebinden yapıyordun. Ben işte TRT 1’e falan yaptım bir kaç tane. Kasete pek ağırlık vermedim. Gırtlak yapmayacaksın, düz söyleyeceksin. Ben pek önemsemedim. Sürekli stüdyoya giriyorsun. Cebinden bir sürü para gidiyor. Şimdi çıkıyorlar rahat rahat.

Mesela beni mini etekle çıkartmadılar. 1970 senesinde Ankara’dan yayın yapıyorlardı. Beni yalvar yakar çağırdılar. Ben uzun bir elbiseyle gittim bekliyorum. Orası bir karıştı. Canlı yayın yapacağım bekliyorum yok. Meğer yukarıdan genel müdür mü ne ‘Serpil mini etekle çıkamaz’ demiş. Şimdi televizyonlarda sevişiyorlar. Ben gidiyorum dedim. Beni yalvar yakar uzun elbiseyle çıkardılar. Ben bunları yaşadım. Şimdikiler hazıra kondular.

  * Ayakkabınızdan rakı içen bile varmış?

 Elmadağ’da Gülizar gazinosu vardı. Mehmet diye biri vardı, hep önde otururdu. Rakı içerdi. Bir ayakkabım vardı. Boyuma göre ayağım küçüktür. Ben şarkı söylerken “ayakkabıyı çıkarıp versene bana” dedi. Bende dalmışım ayakkabıyı çıkardım. Bu aldı. Tek ayakkabı ile kaldım. Müşteriler var kalabalık. Bakalım ne yapacak diye bekliyorum. Rakıyı ayakkabıya bir boşalttı. Ayağa kalktı. Ayakkabının içinden rakıyı içti.  “Ben ayakkabımı rezil ettin” dedim. Ayakkabı gitti. Ben hala avaz avaz “ayakkabımı isterim” diyorum.

 * Bayağı meşhurmuşsunuz?

Sürekli gazetelerde haberlerim çıkardı. Kızım yakmış hepsini. Fotoroman da yaptım ben. Nuri Alço ile yapmıştık. O zaman Nuriler isim değildi. Biri Müşfik Kenter’le idi. Biri de Ailla Mete’yle. Bayağı fotoromanım vardı.

 * O dönem ayağınızı kaydırmaya çalışanlar oldu mu?

  Serpil’i almayın kadroya diyenler çok oldu.

* Sizin için ekranda yardım da toplandı…

Evet geçtiğimiz günlerde benimle ilgili bir yarışma düzenlendi. Kanala ve yarışan arkadaşıma teşekkür ediyorum. Benim hiçbirşeyden haberim yoktu. Sürpriz oldu. Çok büyük bir iyilik. Fakat ne oldu? Benim hakkımda birden bire yazılar çıktı. Gazetenin biri benden için “zengin oldu” demiş. Bu 80 bin TL para. Bu paranın 10 bin TL’si kesiliyor. Benim bir borcum var 15 bin TL’nin üzerinde. Ben nasıl geçiniyorum? Benim kiram birikiyor. Bana artık seni istemiyoruz çık dediler. Atın beni sokağa sokakta yatayım dedim. Ben elektrik, su paramı veremiyorum birikiyor. Yakıtı var hepsi birikiyor. Bir de tedavim var. Benim için zengin oldu demeleri çok komik. Ben bu kitapla geçiniyorum. Zengin oldu falan demesinler. Tamam iyilik yapıldı bana ama ben bununla ev bile alamam.

* Siz ne istiyorsunuz?

Benim idealimde çocuklarımla birlikte başımı sokacağım bir ev almak vardı.

   ‘TUVALETLERDE YATTIM, ÇÖP TOPLADIM’

  * Çalışmadan nasıl olacak?

Ben çalışmadan kaçan biri değilim. Yok ama. Olacağını da hiç sanmıyorum. Bir zamanlar Serpil Örümcer tek başına gazino doldururdu. Ben batı müziği söylüyordum. Şimdi pop diyorlar. O zamanlar “Serpil’e gidiyoruz” derlerdi. Gazino ismi söylemezlerdi. Ben Zeki Müren’le de çalıştım. Onun kadrosuna girmek çok zor. Çok disiplinli bir adam.

Ben hep bana bir rol verin dedim. Bu işler değişmiş şimdi. Ajanslar yürütüyor işleri. Yeni kuşak bunlar. Beni tanımıyorlar. Bana iş verin diyorum. Ben oturun da para verin demiyorum.  Anneanne, babaanne rolü verin diyorum. Elim ayağım tuttukça her işi yaparım.

 * Şimdi nasıl geçiniyorsunuz?

Ben kitaplarımı satarak ve yardımlarla geçiniyorum. Kitabımı da Hakan diye birisi çıkardı. Allah razı olsun. Benim bir kızım ve iki torunum var. Kızım da rahatsız ben de rahatsızım. Günübirlik yardımlarla yaşıyorum.  Bayram geldi ben ne yapacağım. Çoluk çocuğuma ben ne alacağım. Çocuk bu herşeyi istiyor. Yapamıyorsun. Ben yardımlar kesilmesin istiyorum. Allah o yardım edenlerden de razı olsun.

Bakırköy’de bir standım var. Orada da iş yok. Benim için televizyondaki yardım programında yarışan çocukla paylaşıyoruz. Öyle gidip geliyorum. İnan yol parası bile çıkmıyor. Ben kültür bakanı ile de görüştüm. Bana bir gece yapın diye. Tamam ilgileneceğiz falan dendi. O da gitti. Ben yalnız olsam dert değil. Ama benim arkamda çocuklarım var. Evlat, torun atılabilir mi? Benim durumum iyi değil. Onun bunun evindeyim. Çocukluyken kimse istemiyor. Yine onlardan da Allah razı olsun, evlerini açtılar.
Bize 10 sene önce de yardım amaçlı oturun diye ev verdiler. 1 yıl sonra attılar. Elektrik parası yüzünden. Kaçak yakmamışım. Derme çatma sobalı bir evdi. Odun bulamazsın, yakıt bulamazsın. Ben tuvaletlerde yattım. Çöp topladım.

* Bu olaylar sizi nasıl etkiledi?

O kadar şaşaadan ikiz kulelerden aşağı düşüyorsun. Altımda arabam, dükkanım vardı. Levent’ten geçemiyordum. Dükkanım şuanda 1 buçuk trilyon. Dükkan gitti, Levent’te dairem gitti. Caddebostan’da dairem gitti. Yazlığım gitti. Perpa’da bile dükkan almıştım o da gitti. Hastalığım da çıkınca hepten battım.

  * Tedavi süresince yanınızda kim vardı?

Annemden başka kimse yoktu. Annem ve kızım. Adamdan da ayrılmıştım. O da kanser oldu. Ben ikinci evliliğimden sonra rahatsızlandım.

   * En büyük pişmanlığınız ne oldu?

Benimkiler tarihi hatalar. İkinci evliliği yapmasaydım. Benim ikinci evlilikten sonra hayatım ters döndü. Şu halim iyi bir durum mu?

  * Peki sizce niye bu durumdasınız?

Ben güzel oldum, şöhretli oldum ama hin fikirli bir insan olmadım. Bu işi yapıyorsan acıman olmayacak, taviz vermeyeceksin. Fettan olacaksın. Ben fettan olamadım. Benim işimde bu lazım. Ben bazılarını duyuyorum. Çok uyanıklar. Annemin bir lafı vardır “seni bir çocuk bile kandırır” derdi hakikaten doğruymuş. Ben çok çabuk kanarım.

Çok samimi bir insanım. Sanatçı dediğin biraz burnu havalarda olacak. Ben öyle olamadım. Ben halktan gelmiş bir insanım. Havalara giremiyorum. Çok iyi niyetli oldum. Biraz da hain olabilseydim bunlar olmayacaktı. Ben erkek parası yemedim. Alnımın teriyle kazandım. Koca parası da asla yemedim. Bir tek Levent’teki dairemde dedemin parası vardı. Ben aileme herkese baktım. Kapımdan adam çevirmedim ben.

* Bazı şeyleri çok erken yaşamışsınız…

Hızlı yaşadım. Ben sekreterlik de yaptım. 66-67 yıllarında. Ben yolda yürürken resimlerimi çekerlerdi. Cağaloğlu gazeteci muhidiydi o zamanlar. O zamanlar bana aşık olup birbirlerini vuruyorlardı.

* Peki en çok özlediğiniz şey ne?

Levent’teki dairemi özledim. BMW arabam vardı. İlk arabamdı hiç unutamam. Plakasını bile unutmadım. Hatta Kürt İdris abiden almıştım. “Sen erkek gibi kızsın” demişti bana.  İdris abi gazinoya gelirdi. Ben de onun yanına giderdim. Çok yakışıklıydı, çok delikanlıydı. Hatta birgün benim için birine kafa tuttu. Adam bana musallat oluyordu. “Bana bak” dedi  “bizim masamıza kadın oturmaz ama bu oturur. Bir daha olmasın” demişti. Sanatçıya sahip çıkarlardı onlar. Şimdi İdris abi olsaydı yanına gitseydim bana yapmayacağı iyilik yoktu.

   * Şimdi bir gününüz nasıl geçiyor?

Ben yardımlarla yaşıyorum. Şimdi arkadaşın yanında bir odadayız. Beklentideyiz. Gelecek yardımı bekliyoruz. Ben daha birşey almadım. Bana yardım elini uzatanlardan, kitaplarımı alanlardan Allah bin kat razı olsun.

   ‘ESKİ NİŞANLIMIN AHINI ALDIM’

* Sizce bütün bunları neden yaşadınız?

Ben bir denizciyle nişanlandım. Berkant’tan önceydi. Çocukta yeni teğmen çıkmış. Amiralliğe kadar gidiyordu. Geldi gitti, ağladı. Ben onun ahını almışım.

* Pişman mısınız?

Pişman da değilim ama keşke evlenseydim.

* Berkant’la birlikteliğinizden pişman mısınız?

Hem pişmanım hem değilim. Bir daha dünyaya gelsem öyle bir aşk yaşardım. Heyecan dorukta. Temiz bir aşk. Ben genç bir kız olarak evlendim, telimle duvağımla. Bu meslekte zordur bu iş.

    HAYATIM HERKESE İBRET OLSUN

* Sizi sürekli televizyonlarda görüyoruz mağdur olarak…

Televizyonlara çıkarıp çıkarıp beni sirk maymunu gibi kullanıyorlar. Çıkarıyorlar ama sonuç yok. Artık bıktım. Mağdur olarak çıkarıyorlar ama beni üzmekten başka yaptıkları birşey yok.

Halkta biliyor artık bunu. Ben ne yapayım. Kıramıyorum da. Zaten ben batmışım, bitmişim. Düşmüş insanla bu kadar uğraşılmaz. İş veriyorlarsa versinler. Bana el uzatanlardan Allah bin kat razı olsun. Bir de benim kitabımı alsınlar.

* Peki onca yaşanmışlıktan sonra yeni  nesil sanatçılara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Benim hayatım herkese ibret olsun. Hata yapmasınlar diyeceğim ama hatalar oluyor.