1964 yılında genç mi genç, hareketli mi hareketli, neşeli mi neşeli altı genç bir araya gelip, folk müziği yapan bir grup kurmuşlar, adını da "Beyaz Kelebekler" koymuşlardı.İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif gazinolarında sahneye çıkan topluluk, kısa zamanda herkesin takdirini kazandı, Türkiye'nin en sevilen gruplarından biri oldu.
1970'e büyük ümitlerle girmişti Beyaz Kelebekler. 6 yılın meyvesini toplamak üzereydiler. Gruptaki müzisyen sayısını altıdanyediye çıkarmışlardı, istanbul'un en büyük gazinolarında programa çıkıyorlar, her gece binlerce müziksevere neşe dağıtıyorlardı.
18 ocak 1970 Pazar gününe kadar her şey Beyaz Kelebekler'in istediği gibiydi. Zirveye doğru tırmanıyorlardı. Fakat pazarı pazartesiye bağlayan gece bir felaket yaşandı. Feci bir trafik kazası, 3 Beyaz Kelebek'in yanarakölmesine. Beyaz Kelebekler'in kolunun, kanadının kırılmasına sebep oldu...
Beyaz Kelebekler pazar gecesi Maksim'deki programlarından sonra iki otomobile binmişler, Adapazarı'ndaki konseregidiyorlardı. Öndeki otomobilde menecerleri Turgut Akyüz, Ercüment Ateş ve Ender Akarcan vardı. Arkadaki Chevrolet'de ise Altan ve Rıfat Eke kardeşler ile, Behzat Kutlubağ, topluluğun kadın solisti Ülkü Üst ve Bülent Ortaç...
Eşme köyüne kadar yolculuk gayet iyi geçmişti. Şakalaşıyorlar biraz sonraki konseri konuşuyorlardı. İşte tam bu sırada Azrail bir kamyonun içinde Beyaz Kelebekler'in önüne
çıktı. Şoförün bütün gayreti boşunaydı. Korkunç bir fren sesi, kaygan caddede Chevrolet'nin kamyonla alt alta üst üste dönmesi ve şarampole yuvarlanış...
Benzin deposu patlamıştı. 5 Beyaz Kelebeği taşıyan Chevrolet cayır cayır yanıyordu.
Öndeki araba, kazadan habersiz süratle Adapazarı'na doğru yol alıyordu. Adapazarı'na vardıkları zaman bir süre arkadaki arkadaşlarını beklediler. Fakat 5 Beyaz Kelebek'ten
ne ses vardı ne nefes. Sahneye çıktılar. Arkadaşlarının geciktiğinisöyleyip seyircilerden özür dilediler ve programa eksik bir kadroyla başladılar. Tam o sırada "kötü haber"
geldi: Altan ve Rıfat Eke kardeşlerle Behzat Kutlubağ fecî trafik kazasında yanarak can vermişlerdi. Cesetleri kömür haline gelmişti. Otomobilde bulunan diğer iki Beyaz Kelebek ise mucize kabilinden ölümden kurtulmuştu.
Altan, Rıfat, Behzat... Beyaz Kelebekler'in her şeyiydi bu üç pırıl pırıl genç. Üçü de aynı okulda, Şişli'deki özel iktisadi Ticari İlimler Akademisi'nde okuyordu. Geleceğe ümitle, güvenle baktıkları bir devrede, hayatlarının baharında ecel onları sahnelerimizden apar topar alıp götürmüş, arkadaşlarını, bütün Türkiye'yi tarifsiz bir acıya boğmuştu.
21 Ocak'ta Feriköy Mezarlığı'na defnedilen üç başarılı müzisyen, büyük bir kalabalık tarafından uğurlandı. Grup üyelerinden geride kalanlar, kısa bir süre sonra mezarlarını düzenleyip, arkadaşları için Beyaz Kelebek'ten bir mezar taşı yaptırdı.