"Senin derdin ne?" diyorlar bazıları yazdığım yazılar için..
Bu soruları anlamakta güçlük çeksem de cevap veriyorum art niyetli olmayan sorulara.
Tabii bu soruları kimlerin sorduğu neden sorduğu da önemli malumunuz…
Kimisi tedirgin kimisi öğrenmek için kimisi fitne çıkarmak kimisi de samimi duygularla soruyor.
Kimileri de tepeden bakarak elçiler aracılığı ile dertleri nedir bunların kibri ile soruyor…
Yani zihinler bin parça, nedeni kirlilik çok, anlayacağınız suçluluk psikolojisi..
Hâlbuki art niyetle soranlar her şeyi benden daha net ve daha fazlasını biliyor.

Şimdi ben soruyorum neden susuyorsunuz?
Neden üç maymunları oynuyorsunuz?
Her şeyi bildiğiniz ve her şeyi yapmaya gücünüz yettiği halde.
Nereye kadar kafayı kuma gömeceksiniz? "Görmedim, duymadım, bilmiyorum'u daha ne kadar oynayacaksınız?
Bu filmin sonu siz istemeseniz de gelecek, ya mutlu son ya da hüzünlü, acılı ayrılık…
Evet, değerli okuyucular; kardeşler, dostlar, ahbaplar biz gerçekten dertliyiz..
Derdimiz kendi derdimiz değil bilesiniz… Doğrusu resmen acı çekiyoruz..
İçimiz kan ağlıyor.
Derdimiz; gördüklerimiz, yaşadıklarımız karşısında çaresiz kalışımızdır..
Sapla samanın karıştığı, kiminin eli kimin cebinde olduğu belli olmayan bir yerde yaşamak dertli etti bizi…
Liderimiz yok vesselam!...
Çalacak kapımız!..
Lidersiz, büyüksüz, siyasetsiz ve siyasetçisiz olduğumuz için dertliyiz…
Her dönemin adamları, tezgâhı kurduğu için dertliyiz…
Birbirlerini senaryo gereği kamuoyu önünde yiyenlerin kapalı kapılar ardında neler çevirdiklerini bildiğimiz için dertliyiz…
Bir toplumun derdiyle dertlenmeyenler, bir toplumu yönetemezler.
Bir ülkenin sorunlarını kendi sorunu olarak görmeyenler bu toplumda asla yönetici olmamalıdır.
Her bir insanın acısı, sorunu derdi bu ülkede idarecilik yapanın derdi değilse, hemen o görevi terk etmelidir.
….
Adamlar her dönemin her partinin adamı olacak, içeride, dışarıda,  yukarıda her türlü ilişki ağı kuracak, maskeler takarak kendilerini gizleyecek ve sizler de bu soruna seyirci kalacaksınız öyle mi?
Tarih boyunca böylesi ayak oyunları ile çok önemli çıkarlar elde ederek çevresi ve yandaşları ile saltanat sürecekler kimse ses çıkarmayacak öyle mi?
Ve diğer taraftan bu ilde evinde günlük ekmeğe muhtaç olan, her kapıyı çalarak iş bulamayan yiğitlerin hakkını kimler soracak.
Bukalemunların tipik örnekleri, her dönem güçlülerin yanında kümelenerek çıkar elde etmek.
Hatta şimdi bırakın kümelenmeyi bu şimdi gelecek adına kirli ve gizli hesapları olanlar,
Çeteleşerek, örgütleşerek inanılmaz bir ağ oluşturup gelecek inşa etmenin planlarını yapıyorlar..
Yazıklar olsun bu yetimlere, yoksullara sahip çıkmayanlara!
Ve yine yazıklar olsun imkânı olduğu halde işe ihtiyacı olanları işe almayanlara.
Kendi yakınlarına haksız menfaat sağlayanlara da yazıklar olsun.

Ey ahali Mertlik ölüyor, namertler meydana iniyor hem de birçok renk taşıyarak.
 Gizli güçler hala Van ilinin ve kurumlarının üzerinde etkenler.
Şimdilik sadece uykuya dalmışlar, ilk fırsatta neler yapacaklarını hepimiz biliyoruz.
İşte değerli dostlar erdemli olmanın gereği dertliyiz.
Yaşadığınız ilde yalan diz boyu olacak, her türlü fırıldaklık dönecek siz dertli olmayacaksınız öyle mi?
Yaşadığınız ilde kimin PKK/HDP'li kimin AKP'li, kimin FETÖ'cü olduğu bilinmeyecek siz dertli olmayacaksınız.
Her yere sızmalar olacak, at izi it izine karışacak sizde izleyeceksiniz ve dertli olmayacaksınız.
Anlayacağınız bu maç burada bitmez, süresiz uzatılan bir maç izliyoruz.
Yani kimse hakemin bitiş düdüğünü çalmasını beklemesin, kim bilir hakemin düdüğü de çalınmış belki?
Şükür ki Yüce Rabbim var…
O'ndan nasıl kaçacaksınız?