KÜRTLER’İN TÜKÜRÜĞÜNDE BOĞULURSUNUZ İNŞALLAH!..

 

Bütün dünya korona salgınına kilitlenmişti.

Dünya Türkiye’nin salgına karşı gösterdiği duyarlılık ve başarıyı alkışlıyordu.

Türkiye’de insan olan herkes bir kişinin ölmemesi, yaşaması için canını dışına takarak mücadele ediyor ve etmeye de devam ediyordu.

Bir insanı nasıl kurtarırız diye kendi hayatlarını riske eden yiğitlerimiz alkış toplarken, ülkemiz son zamanlarda salgın üzerinden birlik beraberlik ruhuna kavuşurken, her şey insanımızın huzuru, sağlığı, için yapılırken yine o vampirler devreye girdi. Yine yok etmek, parçalamak, kahretmek için yollara aktılar.

Karşı taraftakiler ise yani bizim insanlık temsilcilerimiz her gün olduğu gibi bugün yine o güzel duygularla yani sadece ve sadece muhtaca yardım için yola çıktılar: Fakat maalesef bu safiyet bu gayret, bu insanlık, hiç akıllarında olmayan bir kalleşlikle karşılaştı.

Onlar insanlık için gidiyorlardı o köye. Aç susuz kalan gariplere yiyecek götürüyorlardı hiç kimsenin korona salgını nedeniyle korkudan giremediği, gidemediği yerlere girip çıkıyorlardı.  Aynı duygularla bugün yine karantinaya alınan Özalp ilçesi Eğribelen mahallesine yardım götürüyorlardı ve götürdüler de.

 İhtiyaç sahiplerine yardımları dağıtmış görevlerini yerine getirmenin verdiği gönül huzuru ile geriye dönüyorlardı.

 Kim bilir belki hemencecik başka yardıma aç susuz kalan çocukların yemeklerini götüreceklerdi  ancak olmadı götüremediler sevinçleri, anlık mutlulukları kursaklarında kaldı…

Bu duygu yüklü iyilik elçisi insanlar hiç hesapta olmayan, insanlığı, yardımlaşmayı, birliği, bütünlüğü, sevmeyen istemeyen kullanışlı başkalarının kuklası canilerin olduğunu bilmiyorlardı bilseler de unutmuşlardı.

O kırsal alanlarda akıllarına gelse de böylesine vahşice saldırı gerçekleşti. Kendi kendilerine yok canım bu kadar da olmaz, bu günde bu durumda hiçbir mantık bu kadar alçalamaz diye düşünmüşlerdir mutlaka.

Belki de fakirlere dağıttıkları yardımlardan sonra çocuklarının yanına gitmenin, birlikte iftar açmanın hayallerini kuruyorlardı.

Olmadı ve bırakmadılar.

Çünkü Türkiye’de ve bu bölgede huzurdan birlikten rahatsız olanlar vardı.

Çünkü bu namussuz tayfası, istiyordu ki halk yalnız kalsın, yalnızlaştırılsın ve hatta korona illetine yakalanıp yok olsun. Onların gayeleri Kürtler değil kendilerine tabii olan ve sözünü dinleyen sürü halindeki herkesti. Bu nedenle de nerede ne yapacaklarını kestirmek mümkün değildi.

Kötülükte sınır tanımayan bir örgüt masum, garip insanları öldürerek kendisini bir kez daha hatırlatmalıydı.

Çoluk çocuğu katleden bu namussuz tayfası herhalde Ramazan’ı, Oruç’u, koronayı, insanlığı, yardımlaşmayı hiç dikkate alır mıydı?

Çünkü öylesine bir yapı ki kendisini hep kötü şeylerle bu topluma hatırlatıyor.

İyilik nedir bilmedikleri için, bütün değerlerini kaybederek her türlü kötülük yapacak duruma gelmişler.

PKK, Van’da Vefa Sosyal Destek Grubu görevlilerini taşıyan araca saldırdı. Evde kalan yaşlılarımıza yardım götüren iki kişi hayatını kaybetti. Aslında Terör, “insanlık” vasfına saldırdı. Hiçbir değerinin olmadığını anlattı bizlere.

Hakikaten hangi din hangi inanç bu yapılanı mubah görür diye düşünüyorum.

Yok, arkadaş yok asla böyle bir vahşilik yapılmaz yapılmamalı.

İnsan bu kadar kötüleşmemeli. Düşmemeli. Alçaklaşmamalı.

İnsan fakirlere yardım edenlere destek olmalı.

İnsan bir başka insanı öldürmemeli.

İnsan tokat bile atmamalı, birini acıtmamalı.

Hele ki ölüm haberlerine en duyarlı olduğumuz salgın döneminde bugün acı haberi aldık. Çok acı, çok üzücü bir durum.

Sözün tükendiği anlardayız. İnanın şaşkın haldeyim. İdeolojik körlük nasılda alçalırmış anlamaya çalışıyorum.

Oysa Van'da vatandaşlara yardım için canını dişine takan Vefa Destek Grubu ekipleri çalışmaları ile takdir topluyorlar.

Herkesin yardımına gidiyorlar. Özellikle müşkül durumda olan, kendi ihtiyaçlarını gideremeyen yaşlı anne babalarımızın yardımlarına koşuyorlar.

Yazıklar olsun gerçekten yazıklar olsun.

İki kardeşimiz şehit oldu. Devletin vatandaşı için yaptığı iyilik seferberliği aksayacak mı? Kat kat artarak devem ediyor. En ücra köşelere kadar devletin yardımı muhtaçlara ulaşıyor.

Amaç bu halk devletin iyilik yüzünü görmesin.

Yıllardır PKK çevreleri devletin sosyal yardımlaşma üzerinden halka dağıttığı yardımları, bunları devlet vermiyor AB veriyor diye yalanlarla kendi halkını aldatanlar, bugün yine bu halka giden yardımları engellemek için her türlü pisliği yapıyor.

Gördüğünüz gibi PKK'lı teröristler yine iyiliği, kardeşliği hedef aldı.

Siyaset şemsiyesi altında PKK, FETÖ ve DHKP-C gibi terör örgütlerine payanda olanlara da bunun hesabını hem devletimiz hem milletimiz sormalıdır.

PKK’ya sempati duyan, savunan, yaslanan, destek olan her bir kişi bu caniliğe ortaktır. Sağlık çalışanlarına saldırdınız, hastaneleri, okulları yaktınız, öğretmenlerimizi, masum çocuk, genç ve kadınları katlettiniz. Şimdi ise yardıma koşan insanlara saldırıyorsunuz. 

Ekmeğinin peşindeki köylüleri, bebeği, öğretmeni... Şimdi de Ramazan'da, pandemi sürecinde yaşlılara ve muhtaçlara yardım dağıtan gönüllüleri, Vefa Sosyal Destek Grubu üyelerini katleden bir düşünceden ne beklenebilir ki.

Bu sürece ortak olan ve böylesi zeminleri hazırlayan her türlü yapılara gereken müdahale behemehâl edilmelidir.

PKK bu katliamı ile bütün insanlığı yerin dibine gömmüştür aslında.

Ey namussuzlar tayfası,

Sizi ne toprak kabul eder ne insanlık!...

Biz gerçekten sizlerden bıktık!...

Bu kahpeliklerinizden, vahşetinizden, din diyanet bilmeyen, insanlık tanımayan namussuzluklarınızdan nefret ettik.

O yardım götüren iki kardeşimiz var ya!...

Onlar da Kürt’tüler…

Kürtler ’in tükürüğünde boğulursunuz inşaallah!..