Bugün yine sizlerle hem beraber düşünmek hem de bazı düşüncelerimi paylaşmak için bu yazıyı kaleme alıyorum. Yazının sonunda her ne kadar konu siyasete gelse bile aslında en temel konu başlıklarımız İNSAN ve TERCİHLERİ.
İnsan, kelime anlamı itibariyle iki temel kökten gelir. Bunlardan ilki "nisyan"dır. Yani, unutan varlık. Sözünü, geçmişini, acısını, hüznünü, sevincini, geleceğini unutan varlık. Bu yönüyle insan ilk olarak yaratılışını, yaratanına verdiği sözü unuttu ve tüm unutmalar devamında geliverdi. Adeta unutma Hz. Âdem'in çocuklarına bir mirası oldu.

 


       İnsan kelimesinin ikinci kök anlamı ise "ünsiyet"ten gelir. Yani, bağ kuran, ilişki kuran, yakınlık kuran, muhabbet geliştiren varlık. Bu yönüyle de insan, anne ve babasıyla, eşi, çocuğu ve ailesiyle, toplumla, eşya ve varlıkla en önemlisi de yaratıcısıyla bağ kurar, ilişki kurar ve bir anlam geliştirir.
Tabii insanı insan yapan, değerli ve özel kılan en temel özelliği olan İRADE SAHİBİ olmasını unutmamak gerek. (Dedik ya insan, nisyan eden/unutandır.)

 


       İrade genel anlamıyla tercihte bulunmak, "hayatının sorumluluğunu yüklenmek" anlamına gelir. Bu özelliği sayesinde insan diğer tüm varlıklardan ayrılır ve ayrıcalıklı, müstesna bir varlığa dönüşür.
Kâinatın göz bebeği oluverir.
Eşref-i mahlûkata dönüşür.

 


         Yeryüzünün halifesi/lideri olarak yaratan nazarında değer bulur.
En nihayetinde ise insan, irade sahibi olarak "iki dünyalı bir yaşamın" sahibi olur. Şimdiki tercihleri hem şimdiyi belirlerken aynı zamanda öte dünyasını şimdiki tercihleri üzerinden de inşa etmeye başlar. Yani sorumluluk yüklenir.
Hayatın ağır yükünü taşımaya başlar. Tam bu aşamada aklı ve vicdanı insana tercihlerde bulunurken/iradesini kullanırken rehberlik etmeye başlar.
İrade, akıl ve vicdan sahibi olarak insan akıl baliğ olduğu andan itibaren, yani kendisine bahşedilen hayatın sorumluluğunu yüklenmeye hazır olduktan hemen sonra doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, faydalı-faydasız, helal-haram vb tercihlerde bulunur. Ve aynı zamanda ünsiyet geliştirir, bağ kurar, alışkanlıklar sahibi olur.
Tercihleriyle çevresini, düzenler. Bireysel olarak kendi hayatından başlamak üzere ailesine, yaşadığı şehre, siyasete, ekonomiye yön vermeye, etkilemeye ve etkilenmeye başlar.

 


         İnsanlık ailesinin dünya yürüyüşünde var olagelmiş "iyilerden" veya "kötülerden" olmayı özgür iradesiyle tercih eder.
Toplumsal hayat içinde ise ilişkilerin düzenlenmesi, korunması ve gelişmesi için kendi içinden birilerine kendini ve mensubu olduğu toplumsal yapıyı idare etme/yönetme yetkisi verir.
Yani kendisini kimin yöneteceğine karar verir. Muhataplar arasından bir tercihte bulunur. "Ünsiyet" geliştirir. İRADESİNİ belirli bir süreliğine güvendiği, inandığı, yakınlık htiği birine "emanet" eder.
Bunları yazarken SEÇMEN, SEÇİM gibi modern siyaset literatürüne ait kavramların aslında insanın hakikatinin doğal bir sonucu olduğu ve tüm çağları kuşatan evrensel tanımlamalar olduğunu fark ederiz.
Seçmen, tercihte bulunan, irade sahibi ve iradesini kullanabilen kişi anlamına gelir.
Seçim ise, iki veya daha fazla seçenek arasından biriyle ünsiyet kurup tercihte bulunma halidir.
Evet, yakında yine bizleri bir SEÇİM bekliyor. 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri.
O gün nasip olursa yine bir tercihte bulunacağız, irademizi kullanacağız.
İrademizi belirli bir süreliğine güvendiğimiz, şehr-i emin olacak bir kişiye teslim edeceğiz. Yaşadığımız şehri imar edecek, güzelleştirecek, hak ettiğimiz toplumsal hizmetleri hiçbir ayrım gözetmeden sunacak belediye başkanımızı/başkanlarımızı seçmek için sandığa gideceğiz.

 


        Tercihte bulunurken dünü unutmadan sandığa gitmeliyiz.
Bu kadim şehirde milli birlik ve beraberliğimize, huzurumuza, sevincimize, kardeşliğimize, ekonomik kalkınmamıza göz dikip şehrimizi yağmalayanları, acı ve gözyaşına neden olanları, İRADEMİZE İHANET edenleri UNUTMADAN tercihte bulunacağız/bulunmalıyız.

 


İyileri, iyilerle beraber olanları, adaleti, doğruluğu, güzelliği, kardeşliği, huzuru, tevazuyu,  samimiyeti, kula ve en önemlisi Allah'a vereceği hesabı unutmamayı tercih edenleri seçmeliyiz.
Kötülüğü, zulmü, çirkinliği, haksızlığı, kan ve gözyaşını, kibri, yalanı, ihaneti, alay ve küçümsemeyi tercih edenleri yalnız ve güçsüz bırakmak için tercihte bulunmalıyız.

 


      Bunu sadece kendimiz ve bugünümüz için değil, bizim dışımızda ÜNSİYET kurduğumuz ailemiz, komşularımız, içinde yaşadığımız toplum ve gelecek yıllarımız için tercih etmeliyiz.
Kendisiyle ünsiyet kurduğumuz kadim şehrimiz VAN, dün olduğu gibi bugünde en iyi tercihleri hak ediyor dostlar.
Tercihlerimizden sorumluyuz! İşte tamda bu nedenle geçmişi unutmadan tercihte bulunmanın beraberinde getirdiği ağır sorumlukla iyileri, iyilikleri tercih edelim.