Kanunlar Çerçevesinde İş kazası nedeniyle cezai sorumluluk tespit edilirken öncelikle iş kazasına neden olan etkenlerin araştırılması ve bu araştırmanın sonucunda kazaya etkisi bulunan kişilerin tespit edilmesi gerekir. Elbette uygulamada sıklıkla işveren veya işveren vekillerinin iş kazası nedeniyle cezai sorumluluğundan gündeme gelir.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca işveren, iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemlerin alınmasından asli olarak sorumlu olup işverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle iş kazası gerçekleşmesi ve iş kazası sonucunda işçinin ölmesi veya yaralanması halinde cezai sorumluluğu bulunmaktadır. Tüzel kişi işveren bünyesinde meydana gelen iş kazalarında ise cezai sorumluluğu tüzel kişinin yönetim organındaki gerçek kişilerde, yani tüzel kişi adına hareket eden ve iş güvenliği konusunda yetkilendirilmiş kişilerdedir.
İŞ KAZASINDA CEZAİ SORUMLULUK HANGİ HALLERDE GÜNDEME GELİR?
İşçinin ölümü veya yaralanması ile sonuçlanan bir iş kazası, işveren veya diğer ilgililerin iş sağlığı ve güvenliği alanında kendilerine düşen yükümlülüklerine aykırı hareket etmeleri nedeniyle meydana gelmişse bu kişilerin iş kazası nedeniyle cezai sorumluluğu söz konusu olacaktır. Dolayısıyla iş kazası nedeniyle açılan ceza davasında, işveren veya diğer ilgililerin cezalandırılabilmesi, ilgili işyerinde iş güvenliği önlemlerinin alınmaması şeklinde ihmali hareketlerinin bulunmasına bağlıdır. Söz konusu ihmali hareketin kasten veya taksirle gerçekleştirilmesi mümkün olmakla birlikte uygulamada genellikle işverenler, iş kazası nedeniyle taksirle öldürme ve taksirle yaralama suçlarından cezalandırılmaktadır.
İŞ KAZALARINDA TAKSİR NEDİR?
İş Kazalarında Taksir İşverenin iş kazasında taksire bağlı sorumluluğu, işçiyi gözetme borcu kapsamında gerekli özeni göstermemesi ve iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesinden doğmaktadır. İşveren, kendisinden beklenen yükümlülükleri yerine getirmemiş, işyerinde alınması gerekli iş güvenliği önlemlerini almamış ve gerekli özeni göstermediği için gerçekleşen ölüm veya yaralanma neticesini de öngörmemişse taksire bağlı sorumluluğu söz konusu olur. Ancak işveren, ölüm veya yaralanma neticesini ön görmesine rağmen gerçekleşmeyeceğine güvenerek hareket etmişse bilinçli taksirden sorumluluğu gündeme gelebilir. Nitekim Yargıtay uygulamasında da iş kazası nedeniyle ceza davalarına ilişkin olarak bilinçli taksirle sorumluluk hükümlerinin uygulandığı kararlar mevcuttur. TCK sisteminde bilinçli taksir halinde daha ağır sorumluluk öngörülmüş olup verilecek cezaların üçte birden yarısına kadar artırılacağı düzenlenmiştir.
İŞ VEREN DIŞINDAKİ İLGİLİLERİN İŞ KAZASI NEDENİYLE CEZAİ SORUMLULUĞU?
Uygulamada genellikle işverenler tarafından çeşitli nedenlerle işin yönetiminin tamamı veya bir kısmı işveren vekillerine bırakılmakta olup işveren vekilleri de kendisine devredilen yetkiler kapsamında işveren adına hareket etmektedir. Bu kapsamda işveren vekilinin, iş güvenliğine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde de iş kazası nedeniyle cezai sorumluluğu gündeme gelmektedir.
İş kazası nedeniyle ceza davalarına ilişkin verilmiş Yargıtay kararlarında, işveren tarafından gerekli ehliyet ve bilgiye sahip bir işveren vekilinin görevlendirilmiş olması halinde iş kazası nedeniyle cezai sorumluluğun, işveren vekilinde olacağı kabul edilmektedir. Örneğin inşaatlarda meydana gelen kazalarda, gerekli yeterliliğe sahip bir şantiye şefinin atanmış olması durumunda iş güvenliği önlemlerinin alınmaması sonucu meydana gelen iş kazası nedeniyle cezai sorumluluk da işveren vekili sıfatına sahip olan şantiye şefi nedir.
İşveren vekili dışında iş kazası nedeniyle cezai sorumluluğu söz konusu olabilecek ilgililerden de kısaca bahsetmek gerekirse; iş sağlığı ve güvenliği konularında işverene rehberlik ve danışmanlık yapmakla görevli olan iş güvenliği uzmanı ile işyeri hekiminin de bu görevlerini gereği gibi yerine getirmemesi ve bu konuda kusurlu davranışlarının bulunması halinde meydana gelen iş kazasında cezai sorumluluğu bulunmaktadır.
İŞ KAZASI NEDENİYLE TAKSİRLE YARALANMA DURUMU?
İşçinin yaralanması ile sonuçlanan iş kazalarında ise işveren veya diğer ilgililer, taksirle yaralama suçundan cezalandırılacaktır. TCK m.89/1'e göre; taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır. TCK'nın 89. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarında ise taksirle yaralama fiilinin, duyu veya organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına, vücudunda kemik kırılmasına, yüzünde sabit ize neden olması gibi ağır neticeler ortaya çıkarmasına ilişkin nitelikli halleri düzenlenmiş olup bu hallerde cezanın belirli oranlarda artırılması öngörülmüştür.
İş kazası nedeniyle taksirle yaralama suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olduğundan altı ay içerisinde şikayette bulunulmazsa bu suç hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılması, dolayısıyla işverenin iş kazası nedeniyle taksirle yaralama suçundan cezalandırılabilmesi mümkün değildir. Ancak taksirle yaralama suçunun TCK m.89/2-3'de düzenlenen nitelikli hallerinin mevcut olması ve suçun bilinçli taksirle işlenmesi halinde şikayet aranmaz.
İŞ KAZASI NEDENİYLE OLUŞABİLECEK SUÇ TİPLERİ NELERDİR?
İş Kazası Nedeniyle Oluşabilecek Suç Tipleri ve Yaptırımlar Nelerdir İş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmaması veya eksik alınması nedeniyle yaşanan iş kazasının işçinin ölümü ile sonuçlanması halinde işveren, Türk Ceza Kanunu'nun 85. maddesinde düzenlenen taksirle öldürme suçundan cezalandırılacaktır. TCK m.85'e göre; taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin, birden fazla insanın ölümüne ya da bir veya birden fazla kişinin ölümü ile birlikte bir veya birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması halinde ise kişi iki yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır der ilgili kanun sağlıkla kalın...