Bakıldığında Yeterli hukuk bilgisine sahip, alanında uzman, tarafsız bir üçüncü kişinin yönettiği uzlaşma masası etrafında uyuşmazlık konusunun taraflarının bir araya gelerek, mahkemeye gitmeksizin iletişim kurdukları ve anlaşarak çözüm sağlama yolunun tercih ettikleri alternatif çözüm yöntemi olarak belirtebiliriz.
Yukarıdaki tanımlardan çıkarılabilecek ortak sonuçları şu şekilde sıralamak mümkündür.
Arabuluculuk müessesesinden bahsedebilmek için öncelikle taraflar arasında bir uyuşmazlığın olması gerekmektedir.
Söz konusu uyuşmazlığın giderilebilmesi için, tarafsız ve genellikle gönüllü bir üçüncü kişinin müdahalesi gerekmektedir.
Bu üçüncü kişi, tarafları müzakere masasında bir araya getirerek uyuşmazlığın dostane bir çözüme ulaşılmasında aracılık etmelidir.
Sonuca bağlanan çözüm önerisi kural olarak bağlayıcı olmamaktadır.
Arabuluculukta, sistematik teknikler uygulanarak, görüşme ve müzakerelerde bulunularak tarafların bir araya getirildiği ve bu suretle anlaşmazlık konusunda çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için bir iletişim süreci başlatmakta, tarafların çözüm üretemedikleri nin ortaya çıkması halinde de çözüm önerisi getirebilmektedir Bir uyuşmazlığın arabulucu desteği ile çözülmesi halinde, tarafların özgür iradeleri tahtında ulaşılan sonuca razı olmaları, adalet felsefesi bakımından ideal bir düzeye işaret etmektedir.
Uyuşmazlığın tarafı olan her bir kişinin kendisini yeterince ifade etme olanağı bulacağı bir ortamda, adalet duygusunun büyük ölçüde tatmin olacağı bu sonuç, birçok zaman hiçbir tarafın tam tatmin olmadığı mahkeme kararları ile kıyaslanamayacak derecede insani, vicdani ve ahlaki üstünlüğe sahiptir. Keza bu yöntem, uyuşmazlığın çözüm sürecini kısaltması, gizliliğe riayet edilmesi, taraflar ve kamusal erk bakımından maliyeti düşürmesiyle de tercih üstünlüğünü haizdir.
İŞ MAHKEMELERİ KANUNUN 3. MADDESİ?
MADDE 3 ve 1 Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile İşe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Zorunlu arabuluculuğun uygulama alanı, işçi ve işveren uyuşmazlıklarından kaynaklanan taraf alacaklarına ilişkin davalar ve işe iade davaları olarak belirlenmiştir. Yapılan bu düzenlemeyle bunların kanuna, bireysel iş sözleşmesine veya toplu iş sözleşmesine dayanması arasında herhangi bir fark gözetilmemiştir. İş Kanunu dışında, diğer bazı kanunlarda da iş ilişkileri ve iş sözleşmeleri düzenlenmiştir.
İş Kanunu dışında Türk Borçlar Kanunu'nda da iş ilişkileri, işçilik, hak, alacak, talep ve borçlarını düzenleyen hükümler bulunmaktadır. Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenen hizmet sözleşmeleriyle birlikte, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nda düzenlenen toplu iş sözleşmeleri, Deniş İş Kanunu'nda düzenlenen iş sözleşmeleri ve Basın İş Kanunu'nda düzenlenen iş sözleşmesi hükümleri de zorunlu arabuluculuk kapsamına giren iş sözleşmeleri kapsamındadır.
ARABULUCU BAŞVURMA SÜRESİ NEDİR?
Davaların zamanaşımı süresi için öngörülen süre ile arabulucuya başvurmak için ele alınan süreler aynıdır. Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin
MADDE 27 (1) Adliye arabuluculuk bürosuna başvurulmasından, son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede uyuşmazlık konusu hususlarda zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez.
ARABULUCULUK SÜRESİ NASIL İŞLENMEKTEDİR?
Arabuluculuktan faydalanmak isteyen kişiler, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarına başvuru yaparak büro tarafından kişilerin uyuşmazlık çözümleri için bir arabulucu atanacaktır. Büro tarafından görevlendirilen arabulucu, yapılan arabuluculuk başvurusunu 3 hafta içinde sonuçlandıracaktır. Arabulucu zorunlu hallerde 1 hafta daha ek süre kullanabilir.
ARABULUCULUĞUN SON BULMASI NEDİR?
Tarafların uyuşmazlığa neden olan konuda anlaşma sağlamaları veya kısmen anlaşmaları halinde arabuluculuk süreci anlaşma son tutanağı ile son bulur. Bunların haricindeki diğer durumlarda taraflar anlaşmamış sayılır ve anlaşmama son tutanağı düzenlenir ve arabuluculuk süreci bu şekilde son bulur. Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ek olarak toplantıya katılım sağlamayan taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.
Arabuluculuk sonunda taraflarca anlaşma sağlanamaması halinde, işçilik alacakları için fesih tarihinden itibaren 5 yıl, işe iade davalarında ise anlaşamama tutanağının düzenlendiği tarihten 2 hafta içerisinde dava açılabilir.
İŞE İADE DAVALARI İÇİN ARABULUCULUK BAŞVURU SÜRESİ NEDİR?
İş Kanunu Madde 20 İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir.
Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir. Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Buna göre, iş sözleşmesi işverence sebepsiz veya gösterilen sebebin geçersiz bir sebep olması gerekçesiyle feshedilen işçi, bu iddiası ile fesih bildiriminin tarafına tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içerisinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir der ilgili kanun sağlıkla kalın...