Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatnamesi’nde Erzurum kışıyla ilgili bazı sözleri dilden dile aktarılır. Buna
göre ünlü Seyyah, damdan dama atlayan kedinin boşlukta donduğu; yaklaşık bir ay kaldığı Erzurum’da
yaza tesadüf etmediğini söylerler. Prof. Dr. Dilaver Düzgün, bu rivayetleri araştırmış ve bizzat asıl
kaynağa giderek meselenin içyüzünü paylaşmış. Evliya Çelebi bu hususta şunları söylüyor:
“Efvâh-ı nâsda darb-ı meseldir kim bir dervişe “Kanden gelirsin?” derler, “Berf rahmetinden gelirim”
der. “Ol ne diyârdır?” derler; “sovukdan Ere zulüm olan Erzurûm’dur” der.” Anda yaz geldiğine râst
geldin mi?” derler. Derviş eydür: “Vallahi on bir ay yigirmi tokuz gün sâkin oldum, cümle halkı yaz
gelir derler, ammâ görmedim. Bir kerre bir kedi bir damdan bir dama pertâb ederken mu’allakda
donup kalır.”
Düzgün hoca açıklıyor: Çelebi diyor ki; hakikaten Erzurum’da yaz gelmiyor ve de kediler damdan
dama atlarken donuyor. Fakat ünlü Seyyah şunu da ekliyor; anlatılanlar bir rivayet, dilden dile
aktarılan bir hikâye. Ben de orada duydum ve aktardım, diyor.
İster gerçek ister rivayet olsun. Bu öykünün bize hatırlattığı bir zamanlar bu coğrafyada kışların çok
zor ve çetin geçtiğidir. Geçen zaman bizi bu dondurucu soğuklardan uzaklaştırdı. Hatta son yıllarda
niçin kar yağmıyor diye üzülür olduk. Sanki bu sözler duaya dönüştü ve ahan da size kar dercesine
rabbimiz bereket rahmet lütfetti Van’ımıza…
Van son yarım asrın en büyük kar yağışını aldı. Tarih bu büyüklükte kar yağışı olarak 1952 yılını
gösteriyor. 1968 yılı Ocak ayında da 106, 1994 yılı Aralık ayında 120 ve 2020 yılının Şubat ayında ise
91 santimetre kar yağdığının bilgisini aldık Meteoroloji 14. Bölge Müdürlüğü yetkililerinden.
Şu an kar esaretinden dolayı zaman zaman zor anlar yaşayan insanımız anlık tepkilerini hissi
duygularını dile getiriyor olabilir ancak bu muhteşem kar yağışının ilimize ülkemize dolayısı ile
insanımıza çok faydası olacağını da unutmamak lazım. Bunu kötü senaryolara yoranları da bu
anlamda ayıplıyorum.
Özellikle sosyal medyada bazı kesimlerin yalan, iftira art niyet üzerine algı oluşturma isteği ne kadar
da gülünç duruyor.
İnsan hakikaten ahlaklı olur. Namuslu, şerefli insanlar düşmanına karşı da olsa mert olur.
Her türlü namertliği görüyoruz.
Tabii ki eksikleri, yapılmayanları eleştirmeliyiz hatta nedenlerini niçinlerini sorgulamalıyız.
Eleştiri kültürünün olmadığı bir toplum gelişemez. Eleştiriye tahammül etmemek bağnazlığın
daniskasıdır.
Ancak yalan, iftira karalama kampanyası yürütmek eleştiri değil ahlaksızlıktır.
Kendi ilini, halkını seven bir insan iftira atmaz yalan konuşmaz.
Elini taşın altına koyarak ve bu il bizim hepimizin diyerek yaşadığı şehrine faydalı olur.
Son 26 yılın en ağır karı yağıyor bir haftadır kısa aralıklarla yağan kar hayatı durma noktasına getirdi.
Bölgede sadece kar yağışı yaşanmadı beyler, yaşanan olumsuz hava koşullarından dolayı da ciddi bir
fırtına olayıyla da karşı karşıya kaldık ve ulaşımda ciddi sıkıntılar yaşadık… Birçok uçak seferi iptal
edildi. Açık olanlara da bilet bulunamıyor.
Kötü niyetliler, ideolojik körlüğü bir türlü bırakmayanlar sisli havadan nem kapar gibi saldırmaya
başladı.
Yok, efendim hiçbir çalışma yapılmıyor belediyelerin hepsi yatıyor diyerek iftira atacağınıza gidip
sorsanız doğruyu öğreneceksiniz.
Daha 10 gün önce elim bir çığ faciası yaşadık ve 42 insanımızı kaybettik. 13 tane göçmen kardeşimiz
donarak hayatını kaybetti bu ne büyük bir acı Allah bu acıların hesabını, varsa suçumuz hepimize
soracak. Tabii ki öyle kenara çekilip başkalarını suçlamaya kirletmeye kalkışmayalım ve kendimizi de
bir sorgulayalım derim. Bu acıyı yaşarken ders çıkarıp hep birlikte kenetlenelim daha çok birlik olalım
derken, beklerken, umut ederken kar ve fırtına üzerinden enkaz lafazanlığı yaparak rant elde etme
çirkinliği de neyin nesi?..
Geçen yazımda çiğ faciasındaki ihmalleri ve yıllardır aynı noktalara çığ düşmesine rağmen önlem
almayanların, yani son elli yılın günahı ve sorumluluğu çok fazla olduğunu dile getirmiştim.
Ama eleştirinin ahlakını sözün namusunu ortaya koyarak hep birlikte dile getirelim.
Doğruyu araştırmak ve doğruyu söylemek erdemli insanların yapacağı iştir.
Yalan konuşmak iftira atmakta şeytana yoldaşlık yapanların işidir.
Son yağan karla ilgili Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Sayın Mehmet Emin Bilmez, İHA
bölge müdürü Sayın Şükrü Akyüz’e önemli bilgiler verdi.
Bu bilgiler öyle böyle değil dikkat buyurun kıymetli dostlar…!!!
Bakınız devlet bütün kurumları ile nasıl seferber olmuş birlikte görelim isterseniz.
Van, son 52 yılın en büyük üçüncü kar yağışını alırken, Valilik, Kaymakamlıklar, Belediyeler, Sağlık,
kurumları, Eğitim camiası, Jandarma, Emniyet, Afat, Bayındırlık, Karayolları, VEDAŞ, vs bütün
kurumlarımız ‘kriz merkezi’ kurularak yaşanan olaylara anında müdahale ediliyor.
Vali Bilmez, kar ve tipiden kaynaklanan binlerce ihbar aldıklarını belirtti.
Jandarma Genel Komutanlığımıza ait helikopterlerle hastalar sağlık merkezlerine taşınıyor.
Kapanan köy (mahalle) ve mezra yolları defalarca kapanıyor tekrar tekrar açılıyor.
Bir yandan da şehir merkezinde biriken kar yığınlarını taşınıyor..
Vali Bilmez, sadece karla mücadele çalışmalarının parasal gideri 9 milyon civarında olduğunu dile
getiriyor.
Yapılan çalışmalarda 624 bin ton mazot kullandıklarını belirterek,
Büyükşehir Belediyesi 988 yerleşim yerine yol hizmeti veriyor.
Van’ın yol ağındaki uzunluk 6 bin 340 kilometredir.
177 iş makinesiyle karla mücadele çalışmalarını, 630 personel 17 şantiyeden yönetilerek bu
mücadele yürütüyor.
Vali Bilmez, Sadece bu son dönemde Van merkezden 8 bin 400 kamyon karı şehir dışına taşıdık diyor
ve ekliyor hesapladığımız zaman bu 134 bin metreküp kar ediyor. Van Gölü’nün büyük bir kısmını
toprakla dolduracak kadar kar taşıdıklarını dile getiriyor.
Sadece bu süre zarfında 600 mahsur kalan veya hasta olan vatandaşımızı kurtardıklarını öğreniyoruz
Vali Bilmez, Karayolları 11. Bölge Müdürlüğünün de bu süre zarfında hem Erciş hem de Van merkez
olmak üzere 150 araç ve 207 personelle bin 69 kilometre yol ağında 7/24 esasına göre çalışmalarını
sürdürdüğünü söyledi. Karayolları ekiplerinin de bu süre zarfında 90 bin ton yakıt kullandıklarını ifade
ederek, “3 bin ton tuz kullanıldı. 5 bin tonda agrega kullanıldı. Hava çok soğuk olunca maalesef tuzda
etki etmiyor. Bu yüzden agrega kullanıyoruz.
İşte mesele bu değerli dostlar. Devlet helikopter ve paletli ambulanslarla havadan karadan hastalara
hizmet ediyor.
Her yerde büyük paralar harcanarak çalışmalar yürütülüyor.
Şimdi sormak lazım peki bu yollarda kimler yürüyor?
Kimlerin araçları gidiyor bu yollarda?
Bu 600 hasta kimlerin hastası?
Dile kolay bu hizmetler büyük beyler büyük.
Kar temizleme çalışmasını yapan kimler Van’ın çocukları değil mi?
Moral vereceğimize neden morallerini bozuyoruz?
Teşekkür edip ödüllendireceğimize takdir edip hakkını vereceğimize köstek olmak kötülerin işidir.
Bazen duyuyoruz bazı az sayıda çalışanın bilinçli şekilde işleri aksattığı yönünde ihtimal vermesekte
kafalarda soru işareti bırakan sözler olarak hafızalarımızda kalıyor.
Ah bu içerideki ihanet ah…Zaten bu içerideki ihanet olmazsa ağacın kurdu misali bizler çok ileride
olacaktık ama…!!!
Nankör olmayalım yanlışları eleştirip diyebiliyorsak doğruları da alkışlamayı kendimize ahlak
edinmeliyiz.
Eskiden sadece ana merkez bilinen caddeler açılıyordu ara yollar ve sokaklar aylarca öyle kalıyordu
şimdi bütün yollar ayırt edilmeksizin hep birlikte açılıyor hem de hummalı yoğun çalışmalarla.
Gerçekleri görmek dürüst, doğruları konuşmak erdemli insanların görevi olmalıdır.
Erdemli dürüst insanlara sesleniyorum sinek bir şey değil mide bulandırır misali kendini kentini bilmez
art niyetli insanların sosyal medya başta olmak üzere oluşturdukları yalan karalama iftiralara
aldanmayın gidin yerinde gerçekleri gözlerinizle görün öğrenin doğruları…
Eksikler yok mu var ancak eskiden Van halkı devlet kurumları ile her mahallede birlik olarak çalışır
yolları açardı iş yerinin evinin önünü açardı herkes hatasını da doğrusunu da bilirdi..
Bizim hiç mi hatamız yok diye bazen düşünmeliyiz…!