Yüce Allan her şeyi yoktan yarattı. İnsanı da birçok nimetle donatarak emir ve yasalarının muhatabı kıldı.

İnsanlar arasındaki mücadele de çok erken başladı. Hz. Adem (as)'ın çocukları Habil ile Kabil arasında meydana gelen kıskançlık sebebiyle. Haksız yere Kabil vurup Habil'i öldürdü.

O günden beri yeryüzünde insanlar arasında hep bir mücadele, çekişme, savaşlar olmuştur. İyi -kötü, hak-batıl, iman- küfür mücadelesi o günden beri devam edip gelmekte ve kıyamete kadar da bu mücadele devam edip gidecektir.

Bizim açımızdan önemli olan bu mücadelede biz hangi taraftayız? Haktan, imandan mı? Yoksa küfürden, zulümden, sömürüden mi? Yanayız. Safımız belli, net olmalı. Eğer imandan, haktan, adaletten yana isek, ebedi olan ahiret hayatımızı kurtardık. Yok eğer küfürden, zulümden yana isek bu dünyada bizleri oyalayan geçici bazı kazanımlar elde ettiğimizi sansak da esasında kaybedenlerden oluruz. Zira bu dünya fanidir. Dolayısıyla bu dünyanın kazanımları da geçicidir.

Küfür tek millettir. Müslümanlar da tek millet olmak zorundadırlar. Zira Yüce Allah, rengi, dili, coğrafyası ne olursa olsun bütün Müslümanları kardeş ilan etmiştir. O zaman Müslümanlar arasında da kardeşlik hukuku geçerli olmalıdır.

Peki, acaba günümüzde Müslümanlar küfre karşı, zulme karşı, sömürüye karşı bir ümmet olabildiler mi? Maalesef olamadılar.

Gazze'nin durumu ortada. Yahudi'si, Hristiyan'ı, Amerikalısı, Almanı, İngiliz'i…  hepsi birbirini destekliyor. Yani tek millet.

Altmış İslam ülkesi var bir ümmet, bir millet olamadıkları için maalesef bir avuç Yahudi'nin hakkından gelemiyorlar.

Gazze'deki zulüm, katliam ve soykırıma dur diyemiyorlar. Hatta bazı sözde Müslüman devleti küfürden yana tavır da gösterebiliyor. Müslümanlar arasında bölünmüşlük ve ihtilaflar kâfirlere cesaret veriyor.

Müslüman olarak bu zilletten kurtulmanın yolu Amerika'dan, Avrupa'dan merhamet dilemekten geçmez. Zira onlarda merhamet yoktur.

Tek kurtuluş yolu bütün Müslümanların yeniden kendine gelmesi, ataletten silkilmesi ve 'KELİME-İ TEVHİT' etrafında tek millet olduğunu göstermesiyle olacaktır. Müslümanların bundan başka kurtuluş yolu da yoktur. Müslümanların son iki yüzyıllık tarihi bu hakikati ortaya koymuştur.