Özellikle, bu son zamanlarda yanlışı Şiar edinmiş, yalan yanlış söylem ve hareketlerle toplumun bazı kesimlerini o veya bu şekilde kandırmış, körü körüne savunan gereksiz takımını anlamak mümkün değil.
Sen kişinin yaptığının yanlış olduğunu anlattıkça adam anlamamak için bir sürü cahilane ve klasik örneklerle savunduğunun doğru olduğunu ispatlamaya çalışır.


       Yetmezmiş gibi utanmadan, hâşâ Allah’tan kokmadan Kuran- ı Kerime ve Peygamber efendimiz (H.z ) Muhammed Mustafa’nın sünnetlerine dayandırır ama ne var ki, ne kuran- ı kerimde, nede (H.z ) Muhammed Mustafa’nın sünnetlerinde verdiği örneklerle tek bir benzerlik bile yoktur.


      İşin en korkunç tarafı ise, kişi kuranı da Peygamber Efendimizin sünnetlerini de çok iyi bilmekte ve günah işlediğinin farkındadır; sizi dehşete düşürecek şekilde savunmalarını yeminler ederek anlatmaktadır. Şimdi bu kişinin hakkı kötek değil de nedir?
Sevgili okurlar, üzülerek söylemek isterim ki çok kötü bir zaman dilimindeyiz; içi başka, dışı başka olan insan müsveddelerinin tamda ortasındayız. Yani, sağ cebinde Kuran-ı kerim sol cebinde İncil olabilecek kadar kötü.
Bir kurumun yetkilisi, daha düne kadar açık açık sisteme karşı iken şimdi bir kurumda yetkili olduğu için hiç sevmediği birini can siperane savunması çok komik ve üzücü.


      Onu çok iyi tanıdığını bildiği halde, gözlerine baka baka; ben fetöcü değilim der gibi, yaşasın Reyis sözleri.. Sadece acınacak durumda olduğunu gösterir.
Yani, o kişiliksiz ve karakterden yoksun kişi koltuğundan korkmaktadır; yani koltuk onun için cehennem korkusundan daha büyüktür. Tesettür takıp yalan söylemek, namaz kılıp fenalık yapmak, Müslümanım değip Kibir yapmak.
İşte, bu tür yaratıkların hakkı Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir; tekdir ile uslanmayanın hakkı kötek değil de nedir?
Nasihat ile yola gelmeyenin azarlanması gerektiğini, azar ve nasihat ile yola gelmeyenin ise hakkının dayak olduğunu anlatan Ziya Paşa tarafından söylenmiş bir vecizedir, yani özdeyiştir.


      Her ne kadar şiddet günümüzde çok da uygulanmasa da bu söz bir ikaz ve gözdağı için söylenmektedir.
Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamalı, azardan anlamayanı da güzelce bir dövmeli...