Hükümet, devleti saran paralel yapıyla mücadele kapsamında ekonomide de yeniden yapılanmaya gidiyor.

   Yıllarca Fetullah Gülene, tek kelime ettirmeyen devletin her kademesinde bulunan koltuk sevdalısı şahısları korku sardı.

   Acaba beni de koltuğumdan ederler mi diye.

    Sevgili okurlarım hepimiz buna şahidiz, daha düne kadar Fethullah Gülen’den Allah'ın velisi gibi bahseden, her yaptığı hareketi ve sözü hadis gibi gören, her dediğini neredeyse Allah'ın kelamı gibi kabul eden bir sürü koltuk, makam delisi şahıslar, şimdi Fethullah Gülen'den vebalı, devlet düşmanı, vatan haini, vesaire gibi sözlerle söz etmekteler.

   Peki; bu beni ve benim gibi düşünen insanları şaşırtır mı? Elbette hayır...! hem de hiç şaşırmadım, çünkü biliyoruz ki bazı insanlar için ne yazık ki devir, insan olmaktan çok (Amir) olma devridir. Bağımlı olan insanlar için tek bir şeyin önemi vardır; hayatta kalmak için makam, mevki insan olmaktan daha hayırlı ve önemlidir, aman bana dokunmasınlar!

     Ben müdür, amir olayım da gerisi boş.

    Yani yarın CHP iktidar olsa bunlar CHP’li, MHP iktidar olsa MHP’li, BDP olsa BDP’li, Kominist Partisi olsa komünist olacaklar.

    Bundan hiç şüphem yok, sizin de olmasın.

    Çünkü yıllarca bunun örneklerini çok gördük. Mesela bildiğimiz adı bizde kalsın bilenler bilir adam kürt olduğu halde yıllarca MHP’li olarak mücadele etti, şimdi ise AK Parti’li, yarın Sadet Partili.

   Neyse bunun gibi birçok örnek var.

    Mevlana celaleddin i Rumi dediği gibi ‘’ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol’’

   Bu insanların ne olduğunu bilmek çok zor, bunlar olsa olsa iyi gün dostu, çıkarları doğrultusunda hem kendini, ideolojisini hata ve hatta dinlerini bile değiştirecek karakterde insanlardır.

   Bu tarz insanları aslında dışlamak toplumdan uzaklaştırmak gerekirken ne yazık ki adamlar her zaman bir makam ve mevki bulabiliyorlar.

    Sevgili okurlarım, bunlara bir isim bulmak gerekirse ‘’ Yalakanus’’ denmesi gerekir diye düşünüyorum.

    Bu ‘’yalakanuslar’’ bukalemun gibi yaratıklardır. Her ortama ve renge bürünebilme yeteneğine sahiptirler. Kim öndeyse, iktidarsa, dini, dili rengi fark etmez yeter ki rant olsun. ‘’Yalakanuslar’’ hemen ortama uyar ve kısa sürede motivasyon sağlayarak o ortamı ele geçirirler.

   Bir dönem gelir bir bakarsın devran döner, o iktidar, cemaat güç kaybederse ve bunu fark eden’’Yalakanuslar’’ yavaş yavaş uzaklaşırlar o ortamdan. Artık onlar için yeni konaklayacakları ortamlar, cemaatler, iktidarlar hatta dinler aramaya başlarlar. Ne gariptir ki en kısa zamanda yeni yuvalarında kaynaşmaya başlamışlardır bile.

    Çıkarları doğrultusunda Dünün İslam âlimlerine kök söktürenler, bu günün ateisti olabiliyor.

    Daha dünün kıl bıyık bırakanı, bu günün top sakallısı olabiliyor. Benim üzüldüğüm nokta bu işte, neden toplumumuzda bu insanlar kabul görsün, neden hep makam mevki imkânı bu insanlara verilsin ve bu insanları bildiğimiz tanıdığımız halde neden yanlışları yüzlerine söylenemesin, neden yerleri cehennemin dibi iken başımızın üstü olsun.

   Bir insan yaramazsa, yalakaysa, daldan dala atlıyorsa neden ceza yerine mükafatlandırılsın. Canım okurlarım çevremde bile bu örneklerden çok var, adam dün ağza alınmayacak hakaretler ettiği birine şimdi ağzından bal damlayarak bahsedebiliyor.

   Ne oldu ne değişti yanlışsa yanlıştır doğru ise doğrudur koltuk sevdası kişilikten, haysiyetten çok mu önemli.

   Daha düne kadar yazılarımızda Bediüzaman Said-i Nursi’nin inancı için çektiği sıkıntıları anlatırken, bazılarını da yanlışlarından dolayı yadırgarken, Fethullah Gülen’i yanlış adam diye anlatırken.... Bana ve doğru söyleyenlere etmedikleri hakaretler kalmazdı.

    Şimdi mi aklınız başınıza geldİ?

   Başbakan ‘yanlıştır’ dedikten sonra mı gözleriniz açıldı?

  Sözüm meclisten dışarı ve ortaya, kim ne alırsa alsın ama artık yanlışa yanlış, doğruya doğru demeyi bilin sesiniz çıksın.

    Koltukla gelen şeref koltuk gidince ne olur sizce?