(ö. 1096/1685) Van'ın Hoşap kasabasında dünyaya geldi. Babası Bistâm Efendi'dir. Doğduğu şehre nisbetle Vanî ve Hoşâbî nisbeleriyle anılmıştır. Bazı kütüphane kataloglarında ve bibliyografik eserlerde Vanku-lu Mehmed Efendi ile (ö.1000/1592) karıştırılmıştır. Mehmed Efendi'nin tahsil hayatına ilişkin ayrıntılı bilgilere yalnızca Uşşâkîzâde'nin Hadâyiku'l-haköyık fî Tekmile ti'ş-Şekâyık Zeyli adlı eserinde rastlanır.[203] Onun belirttiğine göre Mehmed Efendi, Hoşap kasabasından küçük yaşlarda ayrılıp Van"a gelerek ilim tahsiline burada başlamış, ardından Tebriz, Gence ve Karabağ'a gitmiştir. Karabağ'da hocası Molla Nûreddin Efendi'nin yanında on yıla yakın bir zaman kaldıktan sonra Erzurum'a geçmiş ve İstanbul’a gidinceye kadar orada yaşamıştır.

Mehmed Efendi'nin Erzurum'da ilk görevi vaizliktir. Talebelerinden İshak b. Hasan Tokadî, Nazmü'1-ulûm adlı eserinde hocasını öğüt denizine benzetmiştir.[204] Vaizliğin yanı sıra ilim meclislerindeki sohbetleriyle de tanınan Mehmed Efendi, Zilhicce 1069'da (Eylül 1659) Erzurum beylerbeyi olarak şehre gelen Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa'mn takdirini kazandı. Fâzıl Ahmed Paşa sadrazam olunca [205] onu İstanbul'a davet etti ve IV. Mehmed ile tanıştırdı. Mehmed Efendi kısa sürede padişahın yakın ilgisini kazandı. IV. Mehmed yanından ayırmadığı Mehmet Efendi’nin vaazlarını ve huzur derslerini dinler, her vesileyle ona izzet ve ikramlarda bulunurdu. Mehmed Efendi. 1076'da (1665) İstanbul'da Yenicami kürsü vaizliğine ve hâce-i sultânîlik görevine getirildi. Bu arada Şehzade Mustafa'nın hocalığını üzerine aldı ve kendisine hünkâr vaizi payesi verilince bu görevi damadı Sey-yid Feyzullah Efendi'ye devretti.

1094'te (1683) II. Viyana Kuşatması'na ordu vaizi olarak katılan Mehrned Efendi, Teşrifatçıbaşı Ahmed Ağa'nın Viyana Seferi Rûznâmesi'ne göre Viyana'yı kuşatan askerlerin siperlerini dolaşıp etkili sözlerle onları şevke getirmeye çalışmış ve bunda da başarılı olmuştur. Viyana Ku-şatmasfnın bozgunla sona ermesi Mehmed Efendi'yi de etkiledi. Vezîriâzam Kara Mustafa Paşa, bu seferin gerçekleşmesini sağlayabilmek için onun da içinde bulunduğu bir gruba vaazlar verdirmişti. Mehmed Efendi, aslında bu işe pek taraftar olmayan padişahın ikna edilmesinde ve kamuoyu oluşturulmasında etkili olmuş, bu durum onu savaşın başlıca teşvikçileri arasına sokmuştu. Bu sebeple IV. Mehmed, kamuoyunda meydana gelen galeyanı hafifletmek üzere çok sevdiği hocasını görevlerinden uzaklaştırdı ve Bursa Kestel'e sürgüne göndermek zorunda kaldı. Sürgün olayı Mehmed Efendi'yi çok üzdü ve bundan az sonra 14 Zilkade 1096'da (12 Ekim 1685) vefat etti. Mezarı Kestel'de yaptırmış olduğu caminin girişinde bulunmaktadır.

Vanî Mehmed Efendi'nin tanınmış iki öğrencisi bulunmaktadır. Bunlardan biri, Edirne Vak'ası'na yol açmasıyla tanınan damadı Şeyhülislâm Seyyid Feyzullah Efendi, diğeri şair İshakb. Hasan Tokadî'dir. Mehmed Efendi'nin Ahmed, Mahmud ve Selman isminde üç oğlu vardır. Adı kaynaklarda geçmeyen bir dördüncü oğlu da Bursa Çendik Medresesi'nde müderrislik yapmıştır. Oğullarından Ahmed Efendi İstanbul pâyelilerindendi, Selman Efendi de Haremeyn evkafı müfettişiydi. Edirne Vak'ası'nda her ikisi de öldürül*müştür.

IV. Mehmed döneminin dinî ve siyasî alanda en etkili kişilerinden biri olan Mehmed Efendi, XVII. yüzyılın dinî hayatında önemli bir yer tutan mutasavvıf-fakih çekişmesinde fakihlerin yanında yer almıştır. Mutasavvıf şair Niyâzî-i Misrî'nİn Bur-sa'dan Limni adasına sürülmesi, Babaeski'de bulunan bir Bektaşî tekkesinin yıktırılması, Mevlevi ve Halveti dergâhlarının kapattırılmasından sorumlu tutulmaktadır. Niyâzî-i Mısrî, Mehmed Efendi ile olan mücadelesini bir eserine yansıtmış ve onun aleyhinde bir âyeti te'vil etmiştir. Tâhâ sûresinin 42. âyetinde geçen "ve lâ teniyâ fî zikri" ibaresindeki "ve-nâ" fiilinden gelen kelimenin ism-i failini alarak, "Benim zikrimde gevşeklik göstermeyin" anlamındaki ifadeyi, "Benim zikrimde Vanî olmayın" şeklinde yorumlamıştır. Ayrıca ebced hesabına dayanarak Vanî'nin kendisine düşman olacağını. Fakat sonunda kendisinin üstün geleceğini âyetlerden çıkarmaya çalışmıştır.[206] Mesihlik iddiasıyla ortaya çıkan Sabatay Sevi'nin Mehmed Efendi huzurunda sorgulanması da bu dönemin önemli olaylarından biridir.

Mehmed Efendi'nin bazı hayratı vardır. Eskiden Papaz Bahçesi, Papaz Korusu denilen Üsküdar yakınlarındaki bir semti IV. Mehmed hocasına bağışlamış ve Boğaziçi'nde bulunan bu semt daha sonraları onun ismiyle Vaniköy diye anılmıştır. Semtin imarında Mehmed Efendi'nin büyük katkıları olmuştur. 1076 (1665) yılında buraya Vaniköy Camii"ni yaptırmış, ayrıca evler ve caminin yanına bir medrese inşa ettirmiştir. Cami ve ona ait bir yalı bugün halen mevcuttur. Padişah, Mehmed Efendi'ye cizye ve gümrük muhasebelerinden 2000 akçe verdirmiş, Bursa'da Kestel Kalesi ve çevresindeki birçok köyü de ona temlik ettirmiştir. Mehmet Efendi Kestel'de mescit, medrese ve imaret yaptırmıştır. Kestel'deki cami sürgünün*den önce 1084 (1673) yılında yapılmıştır.



Eserleri. 


Mehmed Efendi dinî-siyasî içerikli konularla ilgili olarak birtakım risaleler kaleme almış ve o dönemde çok okunan bazı eserlere haşiyeler yazmıştır. 

1. Arâ'İsü'l-Kur'ân ve nefâ'isi'l-Furkün ve ferâdîsü'l-cinân. Mehmed Efendi'nin en önemli eseri olup Kur'an kıssalarının bir tefsiri mahiyetindedir. İki bölümden meydana gelen eserin birinci bölümünde, âlemin yaratılışından başlamak üzere Kur'an'da adı geçen peygamberlerin kıssalarını anlatan âyetlerin tefsiri yapılmakta, ikinci bölümde Hz. Peygamber'in doğumundan vefatına kadarki hayatı ilgili âyet, hadis ve rivayetlere dayanılarak anlatılmaktadır. Bu bölümün sonunda Hz. Ebû Bekir'in hilâfeti ve onun yalancı peygamberlerle mücadelesi söz konusu edilmektedir. Kayseri Râşid Efendi Kü-tüphanesi'nde bir [207] Süleymaniye Kütüphanesi'nde dokuz, Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde de bir adet olmak üzere toplam on bir nüshası bilinmektedir. Brockelmann, bir yazmasının da Berlin Devlet Kütüphanesi'nde [208] kayıtlı bulunduğunu söylemektedir. [209]

2. A'mâlü'1-yevm ve'l-leyl. Mehmed Efendi'nin sabah ve akşam yapmış olduğu, hadislerde yer alan dua ve zikirleri içeren bu risalesinin Süleymaniye Kütüphanesi'nde bazı nüshaları bulunmaktadır.[210]

3. Tasavvufî Bid'atlardan Sakınmaya Dair Bir Risale. Cehren zikir yapmanın

ekruh olduğunu ortaya koyan eser Süleymaniye Kütüphanesi'nde kayıtlıdır.[211] Risale bazı nüshalarda Risale fî kerâhiyyât el-cehr [212]ve Risale ti hakki'I-farz ve's-sünne ve'1-bid'a fîba'zı acmâl [213] ve Risale fî reddi ahvâli'1-mübtedün [214] adıyla da kaydedilmiştir. 

4. Münşeat. Mehmed Efendi'nin zamanın devlet büyüklerine yazmış olduğu mektupları ve bazı törenlerde yaptığı duaları içermektedir.[215] Onun çeşitli konularda birkaç varaktan oluşan bazı ta'likat ve risaleleri de vardır. [216]



Bibliyografya :


Vanî Mehmed Efendi, Arâ'isü'l-Kur'ân, Kay*seri Râşid Efendi Ktp., nr. 21525, vr. 1"; Keş-fü'z-zunûn, İstanbul 1943, II, 1131; İshak b. Hasan Tokadî. hazmü'l-ulüm, Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 70, vr. 66"; Naîmâ, Târih, İstan*bul 1147, II, 601; Uşşâkizâde İbrahim. Hadâyi-ku'l-hakâyık fi Tekmileti'ş-Şekâyik Zeyli, Kay*seri Raşit Efendi Ktp., nr. 949, vr. 269b-273"; Silahtar, Tarih, I, 757; Beliğ. Güldeste, s. 209; Raşit. Tarih, İstanbul 1153,1, 90, 387; Ayvansa-râyî, Hadîkatü'l-cevâmi', II, 168-169; Hammer, Osmanlı DeuieÜ Tarihi{trc. Mehmed Atâ, nşr. Mü*min Çevik- Erol Kılıç), İstanbul 1986, XI, 152; Si-cill-i Osman'ı, IV, 710, 718; Osmanlı Müellifleri, II, 50; Brockelmann, GAL, II, 581; Hediyyetü'l-fârifin, Iİ, 299; Kehhâle, Mu'cemü'l-mü'elliftn, IX, 102; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, 111/1, s, 366, 417, 437; Süleyman Ateş. Işarî Tefsir Okulu, An*kara 1974, s. 239; Türkiye'de Vakıf Abideleri ue Eski Eserler, Ankara 1986, IV, 28-30; Erdo*ğan Pazarbaşı, Vânİ Mehmed Efendi ve Arâi-sü'l-Kur'an, Ankara 1997; Abdülbaki Gölpınar-lı. "Niyazi Mısrî", İA, IX, 305-307; İsmet Par-maksızoğlu. "Mehmed Efendi, Vânîzâde", TA, XXIII, 407. Erdoöan Pazarbaşı

Konu Bilgileri

1) Târih-i Râşid; c.1, s.483
2) Güldeste-i Riyâz-ı İrfân; s.409
3) Osmanlı Müellifleri; c.2, s.50
4) Kâmûs-ül-A'lâm; s.4679
5) Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye; (49. Baskı) s.1159
6) Vekâyi-ül-Fudelâ, Üniversite Kütüphânesi, Türkçe Yazmalar Bölümü, No: 3216, c.2, v.218a
7) Hadîkat-ül-Cevâmi'; c.2, s.168
8) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.16, s.245