Yaşanan sıkıntılardan hemen uzaklaşıp üzerimizdeki ölü toprağını kaldırmamız lazım.
Ya da gerçekleri görmemiz için gözlerimizin önüne çekilen perdelerden arınmamız gerek.
Geçirdiğimiz zor günlerden ders alarak kenetlenip üreten bir topluluğa dönüşmemiz kaçınılmaz duruyor.
Yaşanan birçok sarsıcı, yıkıcı olaylardan sonra o sorunlara ve yaşattıklarından ders çıkararak yol almak orada çakılı kalmamak lazım.
Hayat herkes için aynı derecede devam etmese de, gerçeği kabul etmek adına hayat bir türlü devam ediyor ve bizim geleceğe dair nasıl bir planlama yapacağımızı şimdiden düşünmemiz lazım.
Bir kere hepimiz, hayatımızın artık eskisi gibi olmayacağını aşağı yukarı biliyoruz. Bunu biraz fazla acı çekerek ve bedeller ödeyerek öğrenmiş bulunuyoruz. Bazı çevreler, bazı kurumlar ve anlayışlar başta salgın olmak üzere yaşadığımız olayları "şöyle fırsata çevirelim, böyle değiştirelim, bu fırsatı yaratalım, şu da olsun, bu da olsun" deseler de asıl resme şöyle bir baktığımızda yoksulluğun arttığını rahatlıkla belirtmemiz gerekir.
Bu yaşadıklarımızı geçmişte yaşadığımız depremlerde olduğu gibi kişisel yani belli başlı elit takımı için değil de, toplumun bütün kesimlerinin yararlanacağı, Van'ın gelişimi için fırsata dönüştürebiliriz.
Tecrübeyle sabittir ki o "fırsata çevirdik, çevirmeliyiz" diyenler de doğru söylüyor. Ne var ki onlar, bu fırsatı Van ve halkının lehine çevireceklerine, kendi lehlerine fırsata çevirme peşindeler.
Zor süreçten sonraki aydınlık günleri hep o güç sahipleri yaşamıştır.
Zaten ne acıdır ki ülkemizde her afet ve enkazı, krizleri kendi lehlerine fırsata çevirenler olmuştur. Yine ne acıdır ki bu pislikleri hep ülkesini ve halkını çok sevdiğini söyleyenler yapmıştır. Bir ülkenin, bir toplumun en zararlı ve en tehlikeli hali, yoksulluk halidir, bu asla unutulmamalıdır.
Hala ilimizde SYDV üzerinden devletten yardımlarla geçinen insanlarımızın sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
İl olarak milli gelirden aldığımız pay çok düşük düzeydedir. Eğitimde dibe vurmuşuz. Sağlıkta salgın sürecini iyi yönetsek de gelişmiş hastanelerdeki olanaklara sahip değiliz vs. vs.
İlimizdeki sorunları ve genel çalışmaları siyasilerimiz verilerle konuşurlarsa bölgelere göre hizmet anlamındaki dağılımı daha vicdanlı yaklaşımlar ortaya konulacaktır.
Dolayısı ile geleceğe dair daha doğru işler yapılacaktır. Ama önce doğru görüş ortaya koymak lazım.
Her şeyi devletten beklememek kaydıyla planlı programlı olmak fikri ile şimdi ihtiyacımız olan şeyin elbette kamu desteği olduğunu söyleyebiliriz. Ama şöyle bir gerçek var ki; Van, ancak kendi küllerinden kendi değerleri ile yeniden var olacaktır, olmalıdır. Asıl ihtiyacımız olan da budur. Kendi gücümüzü ve enerjimizi ortaya çıkarmak gerekir. Bu potansiyelimiz vardır. En temel ihtiyacımız, kendi insan kaynağımızı çok iyi değerlendirmek. Ne kadar kaynak olursa olsun, en önemli sermaye insandır ve bizler ön yargılarımızı bir kenara bırakıp etkin ve verimli kullanacağımız insan kaynağını değerlendirmeliyiz. Bunun için de şapkamızı önümüze koyup düşünmek zorundayız.
Şu ana kadarki sürece baktığımızda, hayatımızı nasıl yaşayacağımızı, nasıl düşüneceğimizi ve geleceğimizi, hatta ölümümüzü bile başkaları yazdı. Bizler de sorgulamaksızın figüran olarak oynadık. Hiç olmazsa bundan sonra kendimiz olalım, kendimize gelelim. Bundan böyle şehrimiz yeni bir sürece başlamış bulunmaktadır. Şehrimizin tarihi yeniden yazılacaktır. Şimdi soru şu; bu tarihi biz mi yazmalıyız, yoksa başkaları mı yazacak?
Kendi tarihini yazamayanların, kahramanları her zaman başkaları olmuştur. Bizler kendi tarihimizi doğru yazmaktan aciz olmamalıyız. Köylü, kentli, esnaf, tüccar, sanayici, kadın, erkek, genç, ihtiyar bizler kendi tarihimizi kendi küllerimizden var ederek yazmaya muktediriz. Bunu başarabiliriz. Kendi insanlarımızla, kendi kalemimizle 'bismillah' diyerek doğru, liyakatli, onurlu bir gayretle şekillendirmeliyiz şehrimizin, çocuklarımızın, yani emanetimizin kaderini.
Bazı yaşadığımız olaylar bizim miladımız olmalıdır. Bunu sahip olduğumuz insani değerlerle, kültürümüzle, gerçeğimizle, geçmişimizle yeniden inşa etmeliyiz.
Basının ve medyanın bu süreçte rolü çok önemlidir. Kentimizin kendi değerleri ve liyakati ile dönüşümü bu duyarlılıkla gerçekleştirmesi mümkündür. Kentimizin fotoğrafı bulanıktır. Bunu yeniden netleştirme ve kendi özgün rengiyle renklendirme zamanıdır. Her rengi, olması gereken yerde net bir resme dönüştürmek bizim elimizdedir. Van şehri, kadim bir şehirdir. Bizim yerimiz hep diplerde olmak değildir. Eğitimde sonlarda olmak, sağlık alanında sıkıntılarla boğuşmak, halkın yarısının yoksulluk sınırında olması, hak ettiğimiz bir durum değildir.
İnsanların göz önünde bulundurması gereken hususlar var.
Halkı bilinçli olan toplumlar, faydalı olanı seçme konusunda her zaman başkalarına daha az muhtaç olmuştur.
Düşünen insan gücü geliştirmek gerek.
Düşünen insan gücümüzün ortaya koyacağı tespitler ve sorunların çözüm yolları konusunda fırsat verilirse, bu düşüncelerle kısa zamanda kalkınabilmenin nasıl olabileceğine dair güzel çalışmalar olur. Yeter ki biz kendimiz olalım ve potansiyelimizin, değerlerimizin farkına varalım.
Bir şehrin yeniden ayağa kalkabilmesi, hep birlikte elimizi taşın altına sokarak olabilecek bir şeydir ve bu, ancak bunu sahiplenip, bilincine varmakla mümkündür.
Salgının düşüşe geçmesi ile Güzel şehrimiz Van'ımızın güzelleşmesi milleti mutlu ediyor. Bu nedenle daha çok katılım daha çok hizmet bekliyoruz.
Çünkü başka bir Van daha yok.
Başka Van yok.