Nereden geldiği bilinmeyen, kontrol de edilemeyen bir virüs salgını tüm hesapları altüst etti. Korkuyor, paniğe kapılıyor, tedbir alma gayretiyle birtakım çabalar sergiliyoruz.
Korona virüs tüm dünyayı esir almış durumda.
Öylesine korku öylesine endişe var ki anlamak mümkün değil.
Ölümden öylesine korkuyoruz ki ama sonrasını hiç düşünmüyoruz çünkü başımıza gelecekler konusunda bilgi sahibi değiliz. Bilgi ve din kaynağımız Kur'an'ın bize öğrettiklerinden habersiziz.
Sanki hiç ölmeyecekmişiz gibi dünyaya geldik.
Şu ana kadar ölümün her halini tadanlar hiç aklımıza gelmiyor.
İnsanoğlu ne de unutkandır bugün mezarda olanlar dün bizim yanımızdaydılar
Doğru, büyük bir salgın hastalığı var ortada, temkinli olmak tedbiri almak bizim görevimiz.
Ama takdirin Allah'a ait olduğunu sakın ha unutmayalım.
Gördüğüm ve çevreden gelen haberlere göre, halkın bir kısmının durumun ciddiyetinin farkında olmadığı ve dışarılarda öylesine dolaşmakta olduğu, bu da yetmezmiş gibi evlerde kalabalıklar halinde toplandığı yönündedir…
Bu vurdumduymazlıkla büyük faciayla karşı karşıya kalabiliriz ve sebepte sorumlusu da biz kendimiz oluruz.
Bu gidişle önümüzdeki kısa zaman içinde virüs bulaşan insan sayımız çok fazla olabilir ve onlarca sayıda ölüm haberi alabiliriz.
Önümüzdeki 30 günün ne kadar çok kritik olduğunu anlayamayanlar var maalesef.
Eğer bu hastalık eskiden ortaya çıksaydı, insanlığın büyük çoğunluğunu öldürebilirdi.
Sayın cumhurbaşkanının açıklamasından sonra devletin duruşu halka her yönüyle güven verdi ve devletimiz güçlüdür soruna karşı tedbirler alınmıştır rahatlaması yaşandı halk tarafından. Ancak bu rahatlık farklı algılandı. Devlet nasıl olsa tedbir alıyor deyip biz cıvıtmaya başladık.
Nüfusumuz 83 milyon. Acil yoğun bakım yatak sayımız 40 bin. Ani salgında tüm sağlık unsurlarımız kilitlenecek ve çaresiz kalacağız.
Bütün kesimlerin kendi çapında üzerine düşen görevleri var.
Herkes bu süreçte üzerine düşen görevini yerine hatasız getirirse bu sorunu en az hasarla atlatabiliriz.
Ölüm korkusu her insanı kuşatmış vaziyette. Ölmemek için her yolu deniyoruz sanki bizim elimizdeymiş gibi önlemler alıyoruz.
Ölüme iman etmiş bir Müslüman vakarıyla dürüst davranıp sağlam inanç sergileyebiliyor muyuz?
Yoksa hiç ölmeyecekmişiz gibi mi davranıyoruz?
Bir gün mutlaka ölçeğiz ve bu kaçınılmaz bir gerçek.
Sormak lazım ölüm sonrası tedbirlerimizi aldık mı?
İşte dostlar asıl hepimizin kendimize soracağımız hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekeceğimiz bir dönemden geçiyoruz.
Kendi gerçeklerimizle yüzleşme zamanı ama gerçekçi bir yüzleşmeden bahsediyorum.
Allah var deyip yokmuş gibi yaşayan bizler hala ibret almayacak mıyız?
Allah'ın dışında birçok sahte ilah edinen insanoğlu özeleştiri yapamayacak kadar kendini müstağni görüyor!
Allah'ın indirdiği kitabı Kur'anı Kerim'den çok, kendi yazdığı kitaplara din olarak uyan itaat eden insanoğlu hüsranları yaşıyor…!!!
Hayatı şirk, ihanet, pislik, ırkçılık, hırsızlık, hak yeme olan insanlık bugün hala kendini sorgulamaz tövbe etmez duruma gelmiş…!!!
Hatalarında, günahlarında inatlaşarak direnen insanlık çok zor anlar yaşıyor…
Aslında bu süreç hayat ve ölüm hakkında düşünmek, ibret almak için bir fırsat sunuyor bizlere.
Biraz kafa yormak, yapıp ettiklerimizi sorgulamak, sadece nasıl üzerinde değil, neden diye de düşünmek gayet hayırlı sonuçlar çıkarmamıza neden olabilir.
Gerçek manada hayatı anlamaya idrak etmeye kafa yoralım ve de öyle yaşayalım.
Ama biz çok şeyde olduğu gibi tersini yapıyoruz hayatı değil günü kurtarmaya yönelik çabalar veriyoruz.
Hayatın bütün güzel şeylerini ertelediğimiz gibi ölümü de görmezden geldiğimizin farkında mıyız dostlar?
Oysa biliyoruz ki ölüm de hayat gibi haktır. Ve hüküm Allah'ındır. Rabbimiz Tevbe suresi 116. ayette şöyle buyuruyor: "Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur."
Aynı hakikat Cuma suresinin 8. ayetinde de şöyle bildiriliyor: De ki: "Sizin kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, o mutlaka size ulaşacaktır. Sonra gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah'a döndürüleceksiniz de, O size yapmakta olduklarınızı haber verecektir.
Ölümü unutan ve unutturan bir hayat tarzı Müslümanca olabilir mi?
Kurulan ve insanı hiçe sayan ne olduğu belirsiz dünya düzeni bizlere dünyevi güç ve imkânları süslü göstererek toplumu gelecek korkusuyla sarhoş ederek sadece dünyayı düşünen bireyler haline getirdi.
Yeter ki bizler erdemli topluluklar olalım Allah'ın sözünden çıkmayalım.
Bize öncelikle kul olduğumuzu, her durumda Allah'ın lütfuna muhtaç olduğumuzu unutmayacağız.
Yaşadığımız günler hem fırsat hem de muhasebe zamanıdır.
Tedbirli olmak ne kadar önemliyse, kötü ve ahlaksız senaryolara karşı da haddimizi bilmek o kadar önemlidir! Olgun insanlara yakışan tüm güzellikleri toplumumuzun faydasına sunmaktır. Bu gün işte öyle bir gündür.
Vücudumuzla birlikte kalbimizi, dilimizi, düşüncelerimizi de temiz tutmak, yaygın biçimde ortalıktaki pisliklerden korunmalıyız ve kötülüğü gücümüz nispetinde engellemeliyiz.
Hayatımızın hiçbir alanında rabbimizden yoksun yaşamadan güvenin Allaha teslimiyetle olacağını, teslimiyetin Allah'ın kitabına uymaktan geçtiğini aklımızdan çıkarmamalıyız.
Şunu unutmayalım her türlü tedbiri alalım ve rabbimize bu virüsün yeryüzünden kalkması için yalvararak dua edelim. Çünkü Allah dilemezse asla kalkmaz. Allah dilerse kalkar inananlar Allahtan ümidini kesmeyenlerdir.
Düşünün bir virüs var dünyada insanlık çaresiz ve perişan halde.
Dünya diken üstünde Allah'ın büyüklüğü karşısında kalpler nasıl titremesin ki?
Rabbimiz sadece kendisine yönelenlerden eylesin bizleri Allahtan başka bizlere yardım edecek kimsenin olmadığını idrak etmeyi nasip etsin.
Dostlar son olarak ne kadar az zararımız olursa bu sorundan o kadar güçlenerek çıkacağız Allah'ın izniyle.
Ancak ne olur evlere çekilin acil bir durum yoksa dışarı çıkmayın.
Lütfen Lütfen artık ciddileşin geç olmadan kendimize gelelim..
Belki bir virüs bizim uyanışımıza dirilişimize vesile olabilir kim bilir?
Bakara- 156- Onlar, başlarına bir şey gelince şöyle derler: "Biz, Allah'a aitiz, biz O'nun huzuruna çıkacağız".
Bizim hayır bildiklerimiz şer, şer bildiklerimiz hayır olabilir…
Bütün insanlığa çağrımdır herkes dimdik dursun Allah ne dilemişse o olacak…!!!
Necip Fazıl diyor ya:
"Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun
Ölümü de öldüren Rabbe secdeler olsun…"