Tarih tekerrür derler ya! Bazı konular da öyle bir kabul görür ki zamanla tarihin yerine geçer. Bunlar özellikle gelenek ve göreneklerimiz; bir zamanlar gördüğümüz ve yaşadığımız hususlardır. Daha da açarsak toplum olarak bazı şeyleri benimsemeye ve hep beraber kutlamaya başlarsak zamanla bunlar da bir geleneğe dönüşür. Bunun öncüleri de genellikle şehre yön veren ve etkili isimlerdir. Mesela Belediye Başkanları veya Kaymakamlar gibi…
Peki, nasıl bir gelenek oluşuyor derseniz? Biraz geçmişe göz atarak bugünlere gelelim!
Evet, Müslümanca yaşayışın unutturulduğu Türkiye'de; İslamî geçmişle bazımızın kopartılmaya çalışıldığı ve uyutulmaya çalışıldığımız ülkemize hiç şüphesiz zincirleri kıran bilge liderlerin arasında Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı anmadan geçmek olmaz! Onun bilgeliğini ve bu ülkeye yaptığı hizmetleri hafızamız zayıf olduğu veya aynı adamlar yine devrede olduğu için unutuyoruz maalesef.
Türkiye'de iftar çadırlarının en büyük hadimi şüphesiz Recep Tayyip Erdoğan'dır. İstanbul'da başlattığı bu gelenek zamanla tüm Türkiye'ye yayılmadı mı? Hatta hafızanızı yoklayın bazı çağdaş (!) partiler ve partililer bu geleneğin yeniden hortlamasından rahatsız oldular. Oldular olmasına amma şimdi bütün partiler Ramazan çadırları kurmak için sıraya giriyorlar.
Vay Tayyip Erdoğan Vay!..
Ramazan çadırları kurduğunda burun kıvıranlar senin ufkuna erişemedikleri için şimdi çaktırmadan geleneksel bir tavırla geçmişi yâd etmeye çalışıyorlar! Vanlıların deyişiyle; "torpak başa!.."
Bakın günümüzde Van'da da bu gelenek çok canlı bir şekilde yaşatılmıyor mu? Bu tablo İstanbul'dan tüm Türkiye'ye yayılan bir Erdoğan klasiği değil midir? Bu adamın hakkını nasıl ödeyeceksiniz?
Peki, Erdoğan bu geleneği yaşatmaya çalışırken nelere dikkat etmişti? Şimdi durum ne?
Ben Van'ı ve bugünü tartışmaya açmak istiyorum.
Malum kayyumlar Van'da o kadar büyük işler başardılar ki sanırım bu konuda çağ atlattılar. Bir Vanlı olarak kendilerine teşekkür ediyorum. Hakikaten güzel işler başardılar…
Amma velakin, efendim ya bu Ramazan etkinlikleri?
Bence baştan sona bunları yeniden değerlendirmeli!
Arkadaşım, o ne ya! Ramazan demek türkü-şarkı muhabbeti midir?
Ey Vanlılar! Orucunuzu tutun! Akşam da gelin hep beraber milyarlarca para ödediğimiz sanatçılarla birlikte vur patlasın çal oynasın!
Gelin hep beraber türkü çığıralım!
Bu mudur Ramazan eğlenceleri?
Bu mudur geleneği yaşatmak?
Eğer, eskiler Ramazan'ı böyle kutlamışlarsa olmaz olsun bu eğlenceler?
Bu ne arkadaş ya! Kimse demiyor ki böyle giderse bu eğlenceler bir geleneğe dönüşür!
Evet, bizim ömrümüz kısa fakat tarih çok uzun ömürlüdür.
Yarınki nesil Van'daki Ramazan kutlamalarına bakıp işte bizim geleneğimiz bu demez mi?
Oruç tut (veya tutma) akşam da hurra hep beraber eğlenceye! Murat Kekili, Mustafa Keser, Metin Barlık ve daha kimler!
Ya Allah aşkına bu mu manevi değerlerimiz?
Onlar her gün bir yıl 24 saat vur patlasın çal oynasın havasındalar…
Toplumumuza bir şeyler verecek bilgeler lazım..!
Ramazan ayının maneviyatına uygun konuşmalar lazım…
Kuran ayı diyoruz kuran'sızlaştırıyoruz, mesajını anlatmıyoruz..!
Gündüz Filistin'de alçak İsraillin katlettiği mazlum kardeşlerimiz için yürüyüş yapacaksın ya da böylesi etkinliklere katılacaksın akşamda kendinizden geçeceksiniz…!!
Size bu ne yaman çelişki derler!..
İftar sofralarını düzenleyen bütün belediyelere ve emeği geçenlere sonsuz saygı ve şükranlarımı iletiyorum tek kelimeyle harika organizasyonlar.
Farklı kültür de insanların bir araya gelmesi çok güzel.
Zira iftar sofraları yoksullar için öncelik taşımalı…
Ama bu insanları kaynaştıracak aklı başında değerli bilgiler sunulmalı.
Ramazanın duygusunu vahiy doğrultusunda idrak etmek gerek.
Çok önemli bilgilerle bu tolumun İslam'ı, Kuranî bilgilerini geliştirecek, kardeşliğin gerçek duygularını anlatacak insanlar davet edilmeli.
Bu toplumun İslam'ı anlamda aldatılmaması için yani Kuran'a rağmen paralel din üretenlere körü körüne inanmaması, bağlanmaması için ısrarla doğru bilgilerle okumaya teşvik etmekten başka çaremizin olmadığını bilmemiz gerek.
Ramazan Allah'ın kitabı olan kuranda geçen ayetlerdendir.
Ramazan'da bu tarz eğlenceler geleneğe dönüştürülmemeli buna asla müsaade edilmemeli.
Bu tür yanlışları, topluma hiçbir katkısı olmayan gelenekleri terk etmez isek, sonra okumadan başkalarından din öğrenenler geleneği dine dönüştürebiliyorlar.
Yani kıymetli insanlar iyilik, hayır yapalım derken yanlış yapmayalım.
Âlemlerin rabbi olan Allah'ın emirlerine bilerek ya da bilmeyerek bir şeyler katmak, eklemek, insanı İslam'ın kendi duygusundan uzaklaşmaya götürür.
Yani kaynak bir olmayınca ümmet de bir olamıyor.
Kendine Müslümanım diyen toplulukların paramparça olmasının tek nedeni, kaynağın bir olmaması ve herkesin kendince din üretmesinden kaynaklıdır.
Ramazanın duygusunu kendi ilkeleri üzerine doldurmak en doğru olandır.
Allah'ı kitabında gösterdiği vahiy yoluyla yüceltmek en uygun yoldur.
Bir takım sosyal etkinliklere dini motifler giydirmek işin aslına uygun olmaz.
Vahyin doğrultusunda hayırlı Ramazan eğlenceleri diliyorum.