Yüreğimiz yanıyor…

Ağzımızı bıçak açmıyor…

Acımız dinmiyor…

Gözyaşı döküyoruz…

Enkaz bölgesine gitsek yük olacağız kalsak aklımız orda…

Ve diğer taraftan, alçak vurguncular yağmacılar.

Dayanışmayı yok etme çabası ve nefreti körükleyenler..

Depremden nemalanma ve namussuzluğa puan çıkarma şeytanlığı..

Depremi kaosa, bilgi kirliliğine bulama, dezenformasyon ile ortalığı karıştırma fitneliği…

Depremin yıkmadığı insanları da şeytanların dostları bilgi çarpıklığıyla yıkmaya çalışıyor…

Art niyetliler buradan siyaseten kaç puan ve ne kazanır hesapları yapıyorlar; çirkin ve iğrenç bir şekilde…

Tabii ki eleştiri olacak eksikleri göreceğiz… Ama şu an yapılan eleştiri değil ülkeyi tümden yıkmak yok etmek yani art niyet çok ama çok fazla…

Tek kelime ile rezalet ve hain insanlar…

Ama bunları büyütmemek lazım. Birkaç çatlak sesi ciddiye almazsak, insanlık örnekleriyle birlik beraberlik yaşıyoruz..

Doğal olarak şimdi binaları yapanlar suçlanıyor..

Tabi ki tek suçlu müteahhitler değil ve öyle günah keçisi seçerek asıl meseleden kimse kaçmaya çalışmasın…

Suçluların, rüşvetin, ahlaksızlığın zincirini ortaya çıkarma zamanı…

Bununla birlikte vatandaşlar 'Müteahhitlere onay veren yapı denetim şirketleri, iskân ve ruhsat veren belediyeler de sorumlu ve bunlar da katil değil mi?' sorusunu haklı olarak yöneltmeye başladı. Hukukçular da önlem alınması çağrısında bulunuyor...

Bu kadar canın bu kadar malın mülkün hesabının sadece müteahhitlere yıkılmaması lazım…

Sorumlular kimse hesap vermeli cezasını çekmeli..

Hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku korunmamalı…

Binalar yıkıldıktan insanlar öldükten sonra binaların sağlam mı değil mi ölçümlerinin yapılması çok anlamsız…

Asıl olan binalar yapılırken denetleme mekanizmalarının namuslu işlemesidir…

Sağlam bina inşa etmek için önce sağlam insan inşa etmek lazım.

Bunun için önce insanın toplumun inşası sonra binaların inşası yapılmalı…

Düzgün ve  dürüst olmayan ve yetiştirilemeyen insanın şehirleri inşa etmesi mümkün değil..

Hak, hukuk, adalet, ahlak bilincini geliştirmeliyiz…

Bütün bu sorunların başlıca nedeni ahlak ve karakter olduğunu öğrenmeliyiz artık…

müteahhit yaptığından değil çaldığından kazanır sözü artık unutulmalı..

Çıkarımız olan yolsuzluklara seyirci kalmamalıyız…

Herkes elini taşın altına atacak bana necilik oynamayacak sorumluluk alacak…

Bu vurdumduymazlıkla gamsızlığımızla bu olan bitenleri de unutacağız..

Afetlerde bazen siyasi karmaşıklar yaşanıyor siz onları ciddiye almayınız şerefsizliğin fikri olmaz…

Bu ülkede sağcı, solcu, dinci, dinsiz, şucu bucu diye bir şey yoktur.

İyilerle kötüler, dürüstlerle dürüst olmayanlar işin aslı namussuzlarla namuslular vardır…!

Ve şimdi namussuzları enkaza çevirme zamanıdır.

Eğer onları ortaya çıkarmazsak bu felaketler hiçbir zaman bitmeyecek!

Bu fırsatı lütfen kullanalım…

Bu şerefsizleri ortaya çıkarıp hukukun cenderesinde boğalım!

Bunları halledelim…

Yeni binalardan önce sağlam insanlar inşa edelim...