HEM ÜZÜMÜ YİYİP, HEMDE BAĞCIYI DÖVMEYE KALMAK!
Ben diyorum ki malum çevrelerin DEDİKODU SİYASETİNİ bırakın Van'da Türkiye'de hiç kimse beceremez. Malum Çevrenin olayları manipüle etmedeki gücünü kimse ortaya koyamaz! Bana gülüyorlar.
Sonra gerçeği yazınca da ah Baki kardeş, haklısın hiç böyle düşünmemiştik, deyip iş işten geçtikten sonra hak veriyorlar. Bu arada atı alan da Üsküdar'ı geçiyor!
Uyanın artık ey Millet!
Malum Çevreler yine düğmeye bastı!
Seçim yaklaşıyor ya! Karalama kampanyaları tek bir elden manipüle edilmeye başlandı!
Önce Van Gölü kirleniyor diye yaygara kopardılar.
Bin yıllık gölün kirliliği tam da seçim yaklaştığı zaman gözükmeye, nasıl olduysa etraftaki çamur ve çöpler su yüzüne çıkmaya başladı. Üstelik Van tarihinde ilk defa trilyonluk bir yatırım yapılmışken. Yani gölü baştan sona temizleyecek olan bir arıtma tesisi yapılmak üzereyken.
Bir baktık herkes çevreci kesilmiş! Telefonunu eline alan hiç düşünmeden bu kampanyanın peşine takılmış! Üstelik önemli bir kısmı da muhafazakâr kişiler. Samimi olanlar müstesna.
Amma velakin adamlar da zaten bu bam telinden vuruyorlar. Neyse ki devletin akıllı birimleri var da bu oyunu bozdular. Vali Murat Zorluoğlu öyle bir açıklama yaptı ki, herkes kendine geldi. Ardından Rektör Prof. Dr. Peyami Battal, uyarıda bulundular. Bir müddet sonra sesler kesildi. Amma velakin atı alan Üsküdar'ı geçti!
Sonra bir baktık Muradiye'de Şeytan Köprüsü'nü taşlamaya başladılar. Aman Allah'ım! O muhteşem çevreciler burada da gündeme oturdular. Başladılar bağırmaya:
"Koca tarihi köprünün üzerine nasıl olur da asfalt dökülür!"
Bek adam! Köprü, zaten hep asfalt değil miydi? Ne oldu da bugün gördün, asfalt olduğunu? Bu nasıl bir mantık? Sanki köprü aslına uygundu da Kaymakam Bey onu asfalta çevirdi. Sonra kesilen ağaç karalamaları!...
Tabii ki tek sorun kayyımların görevde oması! Yakında güneşe çıkacak olan Muradiye Şelalesi'nde yapılan devasa yatırımlar. Üstünü örtecekler ya; başladılar haksızca vurmaya!
Şimdi de konu PARK AVM!
Yine çok alışık olduğumuz sesleri, homurdanmaları, çirkeflikleri, iftira ve sonu gelmez dedikoduları duyar olduk.
Kamuoyunun meşgul edilmek istendiği, ısrarla onca güzel işin ve hizmetin üstünü örtüp adeta beyaz bir sayfada yer alan siyah bir noktaya odaklanan insanın gözünde büyüyen kocaman bir karanlığa bakması gibi bakar kör olma hali de neyin nesi?
Düşünüyorum da acaba bunu nasıl bir ruh hali besler?
Ortaya çıkan bu tablonun sebebi ne olabilir?
Sonra bu zihniyete sahip kişi veya grubun hangi duygulara sahip olacağını anlamaya çalışıyorum.
Kıskançlık,
Düşmanlık,
Hainlik,
Haset,
Öfke,
Korku,
Kin,
Nefret,
Kusurunu, kabahatini gizleme ihtiyacı,
Kaybetme duygusu ve daha uzayıp giden diğer kötü haslet ve duygular.
Evet, Van'ın şehir hayatına çok yakından dokunacak, sosyal hayatında önemli bir ihtiyacını karşılayacak olan PARK AVM (City Van) için ortada bir eleştiri olmalı, hatta yüksek sesle de dile getirilmeli.
Asla SUSMAMALI!
Konuşmalı, yazmalı, sosyal medya platformlarının tamamı en etkin şekilde kullanılarak güçlü bir kamuoyu da oluşturulmalı.
Sustuk, konuşmadık ama artık YETER denmeli!
Ama tüm bunlar yapılırken hak, adalet gözetilmeli, vicdanlı olunmalı.
Şöyle bir PARK AVM'nin hikâyesine objektif bir şekilde bakmalı.
2011 yılında temelleri atılan ve o günün adıyla Kuyumcular Çarşısı olarak adlandırılan PARK AVM, yine o gün ve devamında 2016 yılında Van Büyükşehir Belediyesinin Kayyum ataması ile yönetilinceye kadar HDP yönetiminin sorumluluğu altındaydı. Bu süre zarfında adeta tek çivi çakılmamış, taş üstüne taş konmamış, sorumluluk, yetki ve kaynakları kullanmamış bir zihniyet ve onun takipçileri şimdi ne oldu da konuşmaya, eleştirmeye başladılar.
Dün, kısık hatta kesik olan sesleri ne oldu da yükseldi?
Dün, başlarında olmayan akılları ne oldu da çalışmaya başladı?
Dün, hatayı, eksiği, yanlışı görmeyen gözleri ne oldu da her şeyi görür oldu?
Bu senaryo sizce de daha önce sahnede oynanmamış mıydı?
Aynı hesap Burhan Yenigün üzerinden Ak Partiyle ilişkilendirilip bu şehrin son 8 yılının adeta kaybedilmesine yol açmamış mıydı?
Hizmet yerine, korku, şiddet, huzursuzluk şehrimizin üstüne karabasan gibi çökmemiş miydi?
Zorbalık, baskı yönetim şekli haline gelmemiş miydi?
Bu şehrin öz evlatlarının, garip gurabanın, kimsesiz ve yetimlerin hakkı birilerine peşkeş çekilmemiş miydi?
Sormazlar mı adama;
-İyi de bu eserin temelleri senin zamanında atıldı ve çatısını sen ördün. Mademki bu eserin şehre kazandırılmasını kendine dert edinmiştin peki neden sorumluluk ve para sendeyken tek kuruş harcamadın, tek çivi çakmadın, tek tuğla bırakmadın?
Bu bağa girdiğinde derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek isteyen kişinin ruh hali gibi bir durum.
Biz bu oyunu ve oyun yazarlarını çok iyi tanıyoruz dostlar!
Ortada hiçte masum olmayan, çok çirkef bir hesap var.
Kendilerince kara propaganda yaparak son 2 yıl içinde yapılan onca hizmetin üstünü örtmeyi, beyaz sayfadaki siyah bir noktaya insanların dikkatini çekerek her şeyin üstünü örtmeye çalışan zihniyet artık bu şehrin güzel eserlerinden, gecesini gündüzüne katan yürekli, cesur, vizyoner yöneticilerinden elini, dilini, gözünü, kalemini çekmeli.
Seçim öncesi yaygara koparıp bundan siyasi rant bekleyenler avucunu yalamalı.
PARK AVM, bizim dostlar!
PARK AVM, VAN'IN eseri.
Hep beraber yapılan hizmetlere ve bu hizmeti üretenlere sahip çıkmalıyız. Aslında bunu yaparak geleceğimize sahip çıkmış olacağız.
Artık kulaklarımızı ve gözlerimizi dedikodu, iftira, yalan, ihanet ve her türlü işgüzarlığa kapatmalı ve yeri geldiğinde sahip çıktığımızı haykırmalıyız.
Belki çok şey söylemeye çalıştım ama bence bu konuya en güzel cevabı hayat rehberimiz olan Kur'an verecek;
"(Onlar) sağırdırlar (hakkı işitmezler), dilsizdirler (hakkı söylemezler), kördürler(hakikati görmezler). Bu yüzden onlar (hâkka) dönemezler." (Bakara,18)