Yıllardır söyleyip duruyoruz değerli okurlar. Van'ın gerçek sahibi, yine ezilen, haksızlığa uğrayan, hakkı yenilen, çoğu zaman bu haksızlıklara sesini çıkaramayan, ya imkânsızlıklardan dolayı sıkıntılarında ya da çok sevdiği için ilinden ayrılamayan, başta seçim süreçleri olmak üzere, genel yaşamlarında da siyasiler tarafından hep kandırılan, aldatılan, çoğu zaman yalnızlığa terk edilen, seçilenlerin her sözüne hemen inanan, her türlü haksızlığı bir tebessümde unutan, bunca zamandır yaşadığımız sıkıntıların giderilmesi için belki yardımcı olurlar umutlarıyla bekleyen, aslında kendini avutan, zaman zaman da istemeden kendini kandırmak zorunda kalan, ama özünde asil olan Van halkıdır.
İşte bu kıymetli halkın toparlanarak kendine gelip kendine, kentine ve değerlerine sahip çıkma vaktidir.
 Bir dönüp etrafınıza bakar mısınız değerli okurlar, kim ya da kimler var şimdi yanınızda… Ona göre aklınızı başınıza alın. Hani Van halkını çok seviyorlardı, Vanlının tırnağına iğne batsa onların yüreğine hançer saplanır gibi acı çekerlerdi. En dürüst onlardı. En iyi Kürt onlardı. En iyi Vanlı onlardı. En iyi Türk onlardı. En milliyetçi onlardı. Siyaseti en iyi onlar biliyordu. Van halkını en iyi onlar yönetecekti. Bu söylemleri o kadar çok arttırabiliriz ki yazının sonu gelmez. Yani halkın her türlü değerine sahip ve sadık olduklarını her platformda anlatırlar.
 Sevgili Vanlılar, ilimiz çok zor bir süreçten geçiyor. Bir taraftan bölgedeki -6-8 Ekim olayları, Fetö darbe girişiminin insanlar üzerinde bıraktığı çok yönlü etkiler, toplumsal hasarlara yol açtı.
  Van'daki eski siyasilerin ortaya koyduğu belirsizlik, HDP döneminde belediyelerin tarumar edilerek kimsenin yarınının ne olacağını bilememesi, Malum Fetö'nün Van halkının başına ördüğü çorap, konuyu şeytani oyunlarla sulandırarak ve sonucunda yanlış kararlarla halkı perişan etme pişkinliği
Yani kendilerinde hata görmeyen, vicdanlarını sorgulamayan düşmanca bir düşünceye maruz bırakılan halk.
 Zaten 'işsizlik' bu ilin kanayan yarası…
 Eğitimde Van ilinin dibe vurmasının nedenleri çokça sorgulanmalı! Vali Zorluoğlu, yumruğunu masaya vurarak sorumlulardan bunun hesabını sormalı. Çünkü Valinin, Van'a gelince eğitimle ilgili söylediği 'Van'ı en iyi yere getireceğiz' sözleri eğitime verdiği önemi bildiğimiz için hatırlatmak isterim.
İşte değerli Vanlılar, olumsuzluklarda hep sondan birinci olan ilimiz 'Van'ın gerçek sahibiyiz' diyenler nerede?
Şu anda bu ilin sorunlarını kenetlenerek çözmeye çalışmalıyız.
Ben mevcut AK partili milletvekillerinin de Van için ve süreç itibarı ile büyük fırsat olduklarını düşünüyorum zira Sayın Gülaçar, Sayın Arvas ve Sayın Kartal'ın Van'a yapacakları önemli hizmetlerle beni yanıltmayacaklarını düşünüyorum.
Ve klasik, alışıla gelmiş vekilliğin dışında çok büyük işlere imza atacakları umudu var bende.
    Zira kendilerine güvenim tamdır. Yeter ki ilimizi yöneten ve teşkilatlarla bir koordinasyon sağlanır halkla bütünleşirlerse başarılamayacak bir şey yok diye düşünüyorum.
    Bu arada Vali Sayın zorluoğlu'nun başka yere gitmemesi lazım. Aksi bir durumda Van halkının bunu kabul etmemesi gerekir, diye hatırlatmak isterim. Van'ın mevcut haline, dününe ve yarın neler olacağına vakıf olan Zorluoğlu'nun, Van'da kalması gerektiğine inanıyorum.
     Değerli okurlar, bunlar Van'ın bazı sorun ve sıkıntıları.
Asıl sorun ve yazımızın konusu olan yukarıda değindiğim meseleye geçelim.
     Vanlının sırtından geçinen, yani bu halkı yazının başında da ifade ettiğim gibi yıllardır aldatıp-kandıran ve kendilerini milletvekili, belediye başkanı yapan, makam-koltuk sahibi yapan onlarca vekil ve belediye başkanı var. Birer Vanlı olarak neredeler şimdi bunlar? Van halkının en zor, en perişan döneminde, hangisi gelip yanlarında olduklarını söyledi. Şu ana kadar Van'dan seçilen hangi milletvekili ya da belediye başkanı yoksulluk çekiyor? Bir-ikisi hariç, milyoner oldular. Halk onları, kendilerini yönetmeleri için makamlara getirdi ama onlar kendilerini zengin etti. Hakikaten Van'dan seçilip de zengin olmayan biri var mı? Düşünüyorum da çok az. Yazık günah değil mi, ayıp değil mi? Van halkı size bunun için mi güvenip oy verdi, sizi makam sahibi yaptı?
      Ben size bir öneride bulunayım. İşte şimdi tam da zamanı. Gelin bu halka sahip çıkın. Seçilmeden önce ne olduğunuzu, kim olduğunuzu, sizden başkası bilmiyordu. Bu halk sizi o makamlara getirdi. Siz her yerde söz sahibi oldunuz, makam sahibi oldunuz. Ölene kadar bu dünyadaki hayatınızı ekonomik olarak da garantiye bağladınız. Yüklü sermayelerin sahibi oldunuz. Diğer dünyayı da Allah bilir. Şimdi gerçekten bu halktan oy alırken söylediğiniz o sözlerde samimiyseniz, arkasında durmak isterseniz önünüzde bir fırsat var.
Gelin bu halka seçilseniz de seçilmeseniz de hizmet ediniz.
     Şu ana kadar Van'dan seçilen ama Van'a gelmeyen ya da gelemeyen 100'ü aşkın siyasetçi var.
Bu halk şu an yukarıda saydığım nedenlerden dolayı acı çekiyor ve kendisine uzanacak samimi yardım ellerini bekliyor. Haa, bir şey daha hatırlatayım. TV ekranlarında gösterildiği gibi sorunsuz değil Van. Ekranlarda gösterilenlere aldanmayın, gelin yerinde görün.   Her şeyi süt liman göstermeye çalışanlar daha sonra Van'daki sorunların altında ezilecekler haberiniz olsun.
    Allahtan kayyumlar projelerle ve yaptıkları önemli çalışmalarla bu bahsettiğimiz olumsuz havayı değiştirdiler yoksa bu halkın psikolojisi darmadağın olacaktı.
 Bizim şu ana kadar seçtiklerimizin çoğu işte böyle değerli Van halkı. Sözün kısası, seçilen gitti bir daha da arkasına bakmadı.   Depoyu doldurdu, Van'ı-Vanlıyı unuttu. Artık bundan sonrası size ve vicdanlarınıza kalmış. Kararlarınızı doğru vermeniz gerekiyor.     Samimi olan, yalan konuşmayan, dürüst insanlar hiç mi yok bu memlekette? Diyeceksiniz ki, nereden bulalım dürüst insanları… İşte asıl sorun da burada başlıyor… Önce biz dürüst olacağız. Sonra başkasından bekleyeceğiz. Siyaset ve siyasiler meselesi, bizim toplum olarak anlamakta güçlük çektiğimiz bir konu.
İşte AK partiden seçilen üç tane önemli simanın yukarıda saydığım Van'ın makûs talihini yenmesi için bir şans olduğunu hatırlatmakta fayda görüyorum.
Hem üç vekilimiz Van için önemli bir kısmet, hem de Van, çiçeği burnunda vekillerimiz için büyük bir fırsat olarak karşınızda duruyor.
 Yeni vekillerimizi dostça uyarılara devam ediyorum testi misali.
Umarım onlarda bu yaklaşımımı doğru anlar öyle karşılık verirler.
Zira Van'da siyasileri yıkan yok eden bitiren hep yakınları olmuştur.
    Kimisi çok severek duygusal düşünerek zarar vermiş kimisi de menfaati için yerle yeksan etmiştir.
İnşallah bu yazılarım testi kırılmadan anlaşılır.
Yoksa su testisi suyolunda kırılır demek hiç istemiyoruz artık çünkü yeterince yoruldu bu kent.
Anlayacağınız dostlar bu kent çok yorgun bir darbede biz vurmayalım.
Siyaset her şeyden önce bir yönetme sanatı veya bilimidir. Yani siyaset bilimdir.
Hükümet/devlet icraatlarını etkileme, değiştirme veya yönlendirme işidir. Devlet yönetimini veya kontrolü ele alma ve elde tutma bilgisi veya sanatıdır. Bireyler ve gruplar arasında güç ve liderlikle ilgili olan rekabettir. Bir takım maharet ve hünerlerle, çoğu kez dürüst veya ahlaki olmayan şekilde uygulamalarla karakterize edilen etkinliklerdir. Bir toplumda yaşayan insanlar arasındaki ilişkiler karmaşasının bir toplamıdır. Yaşanılan zaman veya gelecek için kararlar almak ve uygulamak için koşullar ve verilerin ışığında alternatifler arasından seçilen eylem veya eylemleri ortaya koymak, belirlenen yöntem veya biçimlerde uygulamaktır. Özellikle bir devlet organının uygulanabilir icraat ve genel amaçlarını ana hatlarıyla açıklayan yüksek düzeyli planlardır.
Siyaset, yukarıdaki anlamda iken şimdi toplum tarafından nasıl algılanıyor? Yani siyaset mi yalan, ahlaksız, palavra, düzmecelerden oluşan aldatmalar üzerine kurulmuş, yoksa siyaseti bu hale getiren siyasiler mi?
 Allah bizi uyananlardan eylesin.