BAŞARININ TEK ADI ŞAMPİYONLUK OLSUN

VANSPOR NASIL ŞAMPİYON OLUR?

Maalesef futbol, dünyada vefası olmayan bir spor dalı.

10 yıl şampiyon edersin takımını, 11. yıl kötü sonuçlar aldın mı işin yaş.

Hatta kimi zaman maç başlarken tribünlere çağrılan başkan, yönetim, hoca, futbolcu maç sonrası en ağır hakaretlere maruz kalabiliyor. Yani futbol insana 90 dakika boyunca 90 takla attırabiliyor.

Anlayacağınız anı anına uymayan, sonu öngörülemeyen ilginç bir oyun işte futbol.

Futbol aynı zamanda zihinsel olarak kendini kaptıranlar için bir uyuşturucu aracı olduğu gibi içindekileri de mesleki olarak çabuk harcayan bir oyun.

Dostları, yoldaşları bile yolculukta birbirine vurduran, kırdıran, kini ve nefreti arttıran bir spor.

Tüm bunları uzun yıllardır devam eden gazetecilik tecrübelerim, Vanspor'un yine uzun yıllar devam eden canlı yayın maç sunuculuğu deneyimlerim ve de bir taraftar olarak gözlemledim, yaşadım. İşte bu nedenle masanın farklı yerlerinde oturan muhatapları (Kulüp yöneticisi, futbolcu, taraftar) adına birçok şeyi yazabiliyor, konuşabiliyorum.

Bu nedenle bu haftaki yazımda Van adına önemli bir değer olan, gündemimizde bir şekilde olan, konuştuğumuz, heyecanlandığımız, karamsarlığa kapılıp iç çektiğimiz, umudumuzu koruyup yarınlardaki başarılarını hayal ettiğimiz VAN SPOR'U yazmak istedim.

Evet, sezonun ilk yarısı sona erdi. Takımımız Van Spor ilk devrede maalesef inişli çıkışlı ve istikrarsız bir dönem geçirdi.

Oynadığı 19 maçta 9 galibiyet, 5 beraberlik, 5 mağlubiyet ve attığı 27 gole karşı kalesinde 25 gol görerek artı 2 averajla 32 puanla ile 8. sırada yer aldı. Yani ilk yarı karnesi orta dereceli.

Geçen sezondan beri devam eden birçok sebepten dolayı bu sezonun başında Servet Yenitürk beyin;

-"Ben artık yokum" demesinden sonra takıma talip olmaya çalışan birçok isim oldu. Kimi isim kendini ön plana çıkarıp başkanlığa aday olduğunu açıklarken kimi isim için ise başarılı olacağına duyulan inançla ikna çabaları söz konusu oldu.

Hatta bende Seyithan İzsiz beyi arayarak kafasındaki soru işaretlerini gidermek için saatlerce konuştum.

Sonraki süreçte karşılıklı birbirimizi arayarak fikir alışverişinde de bulunduk.

Takımın başına gelmeleri için birçok insan gibi benimde önerilerim oldu.

Önemli iş insanlarının memleket hasreti duyarak;

"-Bende doğduğum şehrime hizmet etmek, sporuna katkı sunmak istiyorum" düşüncesiyle ve çok güzel örnek bir birliktelik kurularak Van Spor etrafında bir birliktelik oluştu.

Zaten her yerde olmasa da bu sefer sporun birleştirici ve bazen de ayrıştırıcı yüzünü görmüş olduk.

Bu birliktelik Van Spor' da olumlu hava oluşturdu taraftarlarda umutları arttırdı.

Vanspor'da sezona iyi başladı.

Yeni yönetimin oluşması zaman aldığı için bu geçiş sürecinde takımı Servet başkan kurmuştu.

İlk sekiz hafta bu takım şampiyon olur diyenlerin sayısı bir hayli fazlaydı. Çünkü takım iyi gidiyordu.

Bir anda yönetim içinde çatlak sesler gelmeye başladı!

Karşılıklı istifa restleri gündeme geldi maalesef.

Hatta karşılıklı suçlamalarla "şunun adamı, bunun adamı" gibi çirkin sözler sarf edilmeye başlandı.

Ve takım çok iyi giderken çiçeği burnunda başkan Seyithan İzsiz hızlı bir kararla istifa ettiğini açıkladı.

Bir hafta sonra çok iyi hazırlanmış, arka tarafı kirli bir senaryoyla başarılı hoca Saffet İşler hakkında da;

"-Hoca istifa" sesleri yükselmeye başladı.

(Bu kirli senaryoya neden olanları başka zaman birçok örnekleri ile detayları ile açıklayacağım!)

Böylece iyi başlayan süreç yönetim içindeki kısır çekişme sonucunda oluşan huzursuzluk takımın içine de yansıdı ve kötü sonuçlar gelmeye başladı.

Kişisel ihtiraslar, egolar, kibirler, onun bunun adamı her şeyin önüne geçerek bir şehrin futboluna bir kez daha büyük zarar verdi.

Sinerji, umut, heyecan, birliktelik yerine karabulutlar, hüzün, belirsizlik hâkim olmaya başladı.

Ve Van Spor haftalarca kötü sonuçlar almaya başladı.

Niye böyle oldu ki?

Yâda böyle olmasını gerektiren ne vardı ortada?

Bu şehirde iyi başlayan, umut veren, heyecanlandıran bir şey de neden sağ salim sonuca varmaz ki?

Vanspor'a destek verenler elbette ki verdikleri emek, harcadıkları zaman ve paraya karşılık her türlü lansmanını yapma hakkını kendinde bulabilir. Bu durum hoş da karşılanabilir ancak Van Spor birilerinin egoların tatmin edebileceği yer olmamalı ve Van Spor kimsenin hunharca kullanacağı çiftliğe dönüşmemeli.

Keşke Seyithan Bey gitmeseydi de var olduğunu ifade ettiği sorunları kalarak çözebilseydi.

Ne diyelim hayırlısı olsun inşallah. Bunda da bir hâyır varmış diyelim.

Şimdi Mehmet Avcı başkanlığında ve teknik direktör Turgay Karatekin öncülüğünde yeni bir başlangıç yaptı Van Spor.

Genç bir başkan ve bir birine inanmış samimi bir yönetim hızlıca oluştu.

Ve devamında Van Spor aslında çok geç kalmasına rağmen kendisine hızlıca gelerek özüne döndü.

Kendi yetiştirdiği evlatlarına sahip çıktı, takımın başına getirdi.

Şimdi başkan Avcı'ya ve hoca Karatekin'e sahip çıkma zamanı.

Diğer hocalara gösterilen tolerans Turgay hocaya da gösterilmeli.

Saffet hocaya yapılan yanlış, komplo mevcut hocalarımıza bir daha asla yapılmamalı.

Turgay hocaya sahip çıkılırsa, destek verilirse ve Turgay hoca başarılı olursa artık yıllarca Vanlı hocalarda özgüvenle başka takımlar çalıştırabilecektir. Bu bir model oluşturacak ve oluşan enerji motivasyona ve yeni başarılara rehberlik edecektir. Ve bizlerde başarılarını gururla takip edeceğiz.

İşte tamda bu nedenle mevcut yönetim ve hocalara sahip çıkmak, Van'ın sporunda alt yapıyla birlikte geleceği inşa etmek anlamına gelecektir. Bunun için herkes sorumluluğunu bilerek davranmalı, üzerine düşeni yapmalı, sorumluluk üstlenmeli.

Şimdi oluşan genç yönetimin ilk yapacağı iş, şuana kadar Vansporda futbol oynamış, Van'da futbol camiasını bir araya getirerek kısır çekişmeden kaynaklı dedikodu kazanını söndürmek olmalı bence.

Şu ana kadar Van Spor'a maddi, manevi hizmet etmiş ama zaman içinde farklı nedenlerle ihmal edilen, unutulan bütün geçmiş dönem yöneticilerini bir araya getirerek bir gece düzenlenmeli. Hatta yaptıkları hizmetlerden dolayı bir plaket takdim edilmeli. Oluşan birliktelik daha da güçlendirilmeli, çember genişletilmeli.

Deneyimlerden, birliktelikten güç alınmalı. Yaşananlardan dersler çıkarılmalı ve kulağa küpe yapılmalı.

Van futbolunda kırgınlıklara, küskünlüklere son veren futbolda kendi içinde barış havası estirilmeli.

Önce Van'da topyekûn bir birlik oluşturulmalı.

Yarınlara model olmalı, umut olmalı. Topyekûn birliğe, kardeşliğe, ortak akla ve ortak iradeye öncülük etmeli.

Tabi ki kalıcı başarılara vesile olması için "yerelde futbol adına KURUMSALLAŞMANIN, SÜRDÜRÜLEBİLİR BAŞARILARIN ANAHTARI olmalı.

Bunlar yeni genç yönetime nasip olursa yaparlarsa bu dediklerimi kalıcı samimi birliktelikle başarı sonra gelecektir.

Belki futbolla başlayacak birlikte hareket etme bilinci Van'ımızın diğer konularına da yansır.

Şimdi ilk yarıda görülen aksaklıkları, eksiklikleri giderme vakti.

İkinci yarıya nokta, hazır transferlerle bomba gibi giren bir takım kurulmalı.

Mevcut hali güçlendirip daha güçlü bir kadro kurulursa sezonun ikinci yarısı ilk 5'e yani play- off'a kesin girer ve liderle aradaki 13 puanlık farkın da kapanacağına inanıyorum.

Yani demem odur ki "şampiyonluğu seneye ertelemeyelim" seneye kalırsa masraflar iki kat daha artacak. Yük fazlalaşınca işler daha da zorlaşacak. Yorulanlar, geride kalanlar, istese de belki katkı sunmakta zorlanacaklar olacaktır. Yük paylaşılınca hafifler, uzun yollar kısalır, zorluklar aşılır. Geçmişte yaşadıklarımız tekrar acı tecrübeler olarak gündemimize gelmemeli dostlar!

Ama Van Spor 1.lige çıkarsa kendi kendini idare eden ekonomiye kavuşacak ve yeni gelir kaynakları oluşturması daha da kolaylaşacak.

Birinci lige çıkarsak süper lige çıkma olasılığı daha kolay olacak.

Yeter ki içeride çatlak olmasın, ihanet edilmesin.

Popülist yaklaşımlarla, "BEN merkezli değil, BİZ birlikte başaracağız" düşüncesiyle katılımcı, çok sesli istişare kültürü ile yönetilen kurumsal hale gelebilsin kulüp.

Unutulmamalıdır ki bu takım doğru yönetimle sadece bu yıl değil ilk iki yılda tarih yazabilir.

Bu takım tarih yazarsa bu takımı şampiyon edenleri de tarih altın harflerle yazacaktır.

Bunun için altyapı, ısrarla altyapı üzerinde durulmalı.

Ve yönetim alt yapıya yoğunlaşarak destek vermeli ve gerekli şartlar oluşturulmalı sonra her yıl altyapıdan 5 futbolcu, A takıma verilmesi noktasında şart öne sürmeli…

Ve herkes şunu bilmeli ki Vanspor'u ve Vanlıları şampiyonluktan başka hiçbir şey mutlu etmeyecektir.

Bunu yapabiliriz.

Hep birlikte, tekrar başarabiliriz.

Samimice, içten hesap yapmadan mevcut başkan ve yönetimin, takımın yanında kenetlenebiliriz.

Yaşadıklarımızdan dersler çıkarabilir, düştüğümüz yerden kalkarken daha güçlü, tecrübeli, inançlı, kararlı bir şekilde ŞAMPİYONLUK HEDEFİNE koşabiliriz.

Neden olmasın ki?

Biz, bize engel olmadıktan sonra ENGELİMİZ YOK Kİ!

Bu şehir, bu halk ŞAMPİYONLUĞU fazlasıyla hak ediyor.

Madem öyle, o zaman başarının tek adı ŞAMPİYONLUK olsun.