BU DURUM ÇOK İKTİDARLAR GÖTÜRDÜ!
Salgın süreciyle birlikte hayat pahalılığı dayanılmaz hal aldı.
Ekonominin nabzının attığı yer olan Pazar yerleri halkın alışverişe değil bakmaya gittikleri bir yer oldu.
Anlayacağınız fiyatlar artıyor çarşı Pazar el yakıyor sözüne şahitlik ediyoruz…
Pahalılık almış başını gidiyor.
İnsanlar içten içe isyan ediyor…
Fakirliğin ağırlığından olsa gerek ki acılı yaşam artık dile vurdu kendini!
Hatta bilinçli bilinçsiz ağır hakaretler ve beddua edenleri de görüyoruz…
Sorgulamaksızın ya ret var ya da kabul..! Herkes bir suçlu arıyor.
Durum vahim bu pahalılığın sebebi kimler?
Kime soruyorum kiminle konuşuyorsam serbest piyasa isteyen istediğini yapmakta özgür diyor.
İlla birilerinin denetlemesi mi lazım; insanlık ölmüş mü merhamet bitmiş mi diye soruyorum herkese?
Kime sorsak tepkili ama elden bir şey gelmiyor…
Biz kendi kendimize düzelmez miyiz; dürüst olamaz mıyız?
İlla birilerinin bizi denetlemesi başımızda durması mı lazım?
Daha geçen hafta oto sanayi sitesinde başta yedek parçacılar olmak üzere bir kısım esnafın fahiş fiyatlarla halka uyguladıkları zulmün fırsatçılığını yazmış, yetkililerin denetletmeleri için dikkatini çekmiştim.
Bu serbest piyasa eğer denetlenmez durdurulmazsa bu durum çok can yakacak çok kişi koltuğundan olacak ya da iktidarlar değişecek haberiniz ola…!
Bir gerçeği vurgulayarak hatırlatmak isterim ki nice iktidarları hayat pahalılığı devirmiş…!
Son üç ayda birçok ürüne yüzde otuz, kırk zam gelmiş…
Birçok ürüne yüzde yüzün üzerinde zam gelmiş…
Ya düşünebiliyor musunuz soframızın vazgeçilmezi yumurta, tavuk fiyatlarını geçmiş!
Evet, yanlış duymadınız bir koli yumurta, anası tavuktan pahalı!...
Allah var sıvı yağın beş kilosu 70 bini geçti; hangi asgari ücretli buna dayanır…
Kaldı ki Van'da asgari ücretin altında maaş alan birçok insan var…
Hatta maaş alamayan nice insanlar…
Sorduğumuzda esnafın çoğu biz batmak üzereyiz, ürünleri biz de çok fahiş fiyatlara alıyoruz diye kendilerini savunuyorlar..
Şu anda bütün bu zorluklara rağmen halk kendi içinde isyanları oynarken halkı doğru bilgilendiren temsilcilere ihtiyaç var.
Bu esnaf temsilcileri olabilir, yerel yöneticiler olabilir, siyasiler olabilir…
Bu pahalılığın gerçek nedenini anlatacak insanlar lazım…
Pahalılığın, fahiş fiyatların, yer yer aşırı zulmün nedeni kimler?
Hükümet mi?
Pandemi süreci mi?
Yerel yöneticiler mi?
STK'lar mı?
Esnafın kendisi mi?
Kimse bu suçu, hatayı, belirsizliği kabul etmiyor..
Türkiye milleti kim bu sorunun nedeni diye cevap bekliyor kendilerinin aydınlatılmasını istiyor…
Kim bu fırsatçılığı zulmü halka reva görüyorsa hesap vermeli hesap sorulmalı böyle başıboşluk olamaz.
Hiç kimse ben yaptım oldu ya getirmemeli konu çok ciddi ve geçiştirilemeyecek kadar önemli…
Siz sessiz çoğunluğun içindeki acıyı dindiremezseniz yara büyüyecek…!
Görünmeyen tehlikeye kulak verin derim…
Bu durum ya iktidarlar devirecek yada hep birlikte kaybederek yenileceğiz…!
Gelin hep birlikte pahalılıktan dolayı acı çekenlerin gizli hıçkırıklarıyla dertleşelim…
Onlara dilenci muamelesi yaparak değil, kalıcı imkanlar sağlayarak..
Sakla samanı zam gelince satarsın misali stokçulara ne demeli onlar zaten çok büyük bir dert….
Peki denetlemeler nasıl ve neye göre yapılıyor?
Denetlemelerin hiçbir sonuç vermediği yaptırım gücü olmadığı ortada..!
Muhalefetin gerçek gündemden saparak halkın derdiyle ilgili olmaması ülkenin en büyük acısı zaten…
Hayvancılık bitme noktasına geldi diyen çiftçiyi mi anlatayım, elektrik, doğalgaz, suya gelen zamların milleti çileden çıkardığını mı yazayım neresinden baksanız çıkmaz sokak….
İşsizlik, pahalılık, yoksulluk ve borca batmış olmak nedeniyle bunalan halkı dikkatlice dinlemenizi öneririm…
Hayatın ne kadar zor olduğunu yaşamın içinde olan vatandaşla hemhal olanlar anlar.
Özetle ve kısacası sözün özüne aşağıdaki ifade ışık tutsun, ders almayı nasip etsin derim başka ne diyelim ki…
Artık şimdilerde yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan çıkar felsefesi geçerliliğini yitirdi.
Şimdi insanlar yumurta mı tavuktan tavuk mu yumurtadan pahalı diye dert yanıyor.
