İyi Vallahi!...
Hep övgüler yazalım.
Hep birbirimizi ağırlayalım.
Sorun mu? Boş ver onları, sorunlara hiç değinmeyelim.
Sen mümkünse kuşlardan haber ver. Kelebeklerden, böceklerden…
O da mı olmadı Van'daki seyyar satıcıların problemlerinden bahset! Hatta onlar şehir trafiğini alt üst ediyorlar de! De; çünkü onların hiçbir zırhı yok.
Bol bol eleştir onları. Hatta halkı vesselam. Toplumu eleştir..
Amma!...
Amma!...
Kelli felli kişiler mi? Sakın Ha!...
Onlar mübarek insanlardır. Onlara hiç dokunulur mu?
Neden?
Çünkü onlar hatasız!! Kusursuz!! Mükemmel!!
…
Ya arkadaş biz gazeteci miyiz; şakşakçı mı? Siz yerel basın diye bize nasıl hakaret edebilirsiniz?
Biz, gücümüzü sizden değil halktan alıyoruz. Hem Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da öyle değil mi?
O da gücünü halktan almıyor mu? O da halk adına yönetim yapmıyor mu? O da halkın bir kuruşunu kimselere yedirmemek için elinden geleni yapmıyor mu?
Peki, bu ne anlama geliyor, biliyor musunuz?
On beş yıldır iktidar olmaya yarıyor! Çünkü gücünü halktan alan halka karşı sorumlu olur ve bu kişilerin yaşaması halkın gücüne bağlıdır. Çünkü bu kişiler vesayet kabul etmez ve her zaman olduğu gibi bu kişileri seven de çoktur öven de…
Tıpkı gazeteciler gibi…
Doğruları mı yazdınız sevmeyenleriniz çoğalır. Hele ki birine mi dokundunuz! Bin ah işitirsiniz.
…
Efendim, bir yazı yazdık kıyamet koptu. Ooooo… O kadar arayan oldu ki anlatamam. Ha tebrik eden de çok oldu… Fakat gazetecinin kaderi bu ya tehdit eden de!
Evet, evet… Tehdit eden de çok oldu. Sebep, en son yazım. Birilerinin soruşturma ve ikbal basamaklarını anlatmıştım ya! Oooo…. Ne tehditler…
Amma velakin o kadar komik ki!... Bu tehditler o kadar titrek ki!...
Zira tehdit savuranlar gazeteciliğin ismini tanımıyorlar. Beni bilmiyorlar efendim.
Yaaa beyler, eski yazılarımı bir karıştırın… Bir görün… Ben PKK'nın, derin yapıların, çetelerin, cirit gezdiği Van'da gerçekleri durmadan haykıran bir yazardım. Hiç kimseden de korkum olmadı. O zaman da onlarca tehdit aldım. Savaşımız asla kişisel değil bilesiniz, düzensiz sistemlerini kuran, çarkını ahlaksızlık üzere çevirenleredir.
Düşünün, her dönemin adamı olanlara ses çıkarmayacaksınız, hırsıza, arsıza yolsuza yanlış diyenlere ses çıkarmayacaksınız, bu yanlışları yazanlara verip veriştireceksiniz öylemi yesinler sizi…!
Dolaylı yollardan çeşitli baskılar oluşturacaksınız, susturmaya çalışacaksınız.
Hatta korkuttuğunuzu zannedeceksiniz. Hiç kimseden korkmadık şuana kadar siz mi korkutacaksınız?
Kimseye karşı savaş açmamışız, savaşımız ayak oyunları çevirenleredir!...
Haaa bu arada dikkatleri başka noktalara çekerek hedef saptıranlara da sıra gelecek merak etmeyin.
Bir hatırlatmada daha bulunayım kendi yazdığınız yazıları günü kurtarmak adına, satılmışlar adına yayınlatmayın…
O satılmışlar bir gün sizleri de satacak!...
Zira bu çirkin durum sizlere elektrik, su, yol hizmeti olarak geri dönecek bilesiniz!...
Bizi anlamayanlara yâda anlamak istemeyenlere şunları hatırlatmak isterim ki…
Ben yazarım arkadaş… Gerçekleri vururum suratınıza! Zira ben gücümü halktan alırım. Halka karşı sorumluyum.
Eğer bir gün ben yok olacaksam; halkın beni okumamasıyla anlaşılır. Beni halkın teveccüh göstermemesi yok eder. Beni ancak ve ancak benim okuyucularım öldürür.
Gazeteciler susmaz arkadaş!
Haykırır gerçekleri yeryüzüne…
Haysiyetinden ödün vermez.
Haysiyetsiz olanların durumu ve sonu bellidir!...
Varsa bir yanlışlık alır kâğıdı kalemi eline.
Başlar yazmaya…
Benim ölümüm halkın sırt çevirmesidir sadece!...
Allah verir; Allah alır bu canı…