Öncelikle nikahın ne demek olduğunu açıklayarak konuya başlayalım.
Nikah, birbirleriyle evlenme yasağı bulunmayan karşı cinsten iki kişinin şahitlerin huzurunda birbirleriyle evlendiklerini kabul ve ilan etmeleridir. Nikah hukuki ve medeni bir sözleşmedir.
Dolayısıyla her sözleşmede olduğu gibi nikah da bir çok hak ve sorumluluklar meydana getirmektedir.
Bir nikahın geçerli olması için karı, koca, şahit, (Safii mezhebine göre bir de veli) icap ve kabulun bulunması gerekir. Bu şartlar oluştuktan sonra fıkhi olarak o nikah tamamdır.Dinimizde imam nikahı, belediye nikahı diye bir ayırım yoktur.
Türkiye'de resmi olarak evlendirme yetkisi belediyelere verilmiştir. Belediyelerin kıydığı nikahlar hanefi mezhebine göre şartları tam olarak yerine getirmektedir. Ancak veli eksikliğinden dolayı belediyelerin kıydığı nikah şafii mezhebine göre eksiktir.
Gelelim bir kaşık suda fırtınaların koparıldığı şimdiki tartışmaya. Müftülere resmi olarak nikah kıyma yetkisinin verilmesine. Öncelikle müftülerimiz, imamlarımız bu vatanın manevi mimarları ve aynı zamanda devletin memurlarıdırlar.
Tartışılan konu olan müftülere nikah kıyma yetkisinin, yasa tasarısına bakıldığı zaman kanunun içeriğiyle ilgili hiçbir değişiklik yoktur. Yani belediyede kıyılan nikahta hangi şartlar gerekiyorsa müftü nikahında da o şartlar aynen gereklidir.
Bu yasa ile değiştirilmek istenen konu ise sadece isteyen kişilerin belediye memuru yerine, nikahını müftüye kıydırma imkanına sahip olmasıdır. Bu içerik olarak birşey değiştirmemektedir.
Feminist geçinen, güya kadın haklarını savunduklarını iddia eden kişiler veya guruplar neye karşı çıkmaktadırlar acaba? Bunlar resmi olarak müftülerin nikah kıymalarına mı karşı çıkıyorlar? Yoksa nikahın kendisine mi karşı çıkıyorlar?
Anlamakta zorluk çekiyorum. Eğer karşı çıktıklar şey nikahın kendisi ise, yani nikahsızlığı savunuyorlarsa bu toplumumuz tarafından kabul görmez.
Yok eğer dedikleri gibi kayıt dışışılığı getireceğinden endişeleniyorlarsa yasada öyle bir durum söz konusu değildir.
Müslüman aile hayatında, iş ve ticaret hayatında kısacası hayatının her safhasında her zaman ve her yerde dürüst, samimi hak sorumluluklarına riayet etmelidir. Ancak bir çok kişi bu konularda hak ve sorululukları yerine getirmemekte veya istismar etmektedir.
Hal böyle olunca sadece imam nikahıyla iktifa edip resmi nikahı kıymamak sıkıntılara ve istismarlara kapı aralamaktadır. Çünkü nakaha bağlı olarak oluşan hısım ve akrabalıklar, nesebin tesbiti, nafaka, miras, mehir gibi hukuki sonuçların ancak kıyılan nikahın resmi olarak tescil edilmesi ile korunabilmektedir.
Müftü nikahı da resmi nikahı daha da teşvik edecek, bu konulardaki istismarları daha da azaltacaktır.
Müftülerin uygun olmayan kılık kıyafetli düğün törenlerinde nikah kıyarken sıkıntılar da çekeceği endişesi de maalesef vardır.