Son günlerde tartışma konusu olan ve Şanlı Urfa’da Covid’li bir cenazenin zorla bir imama yıkatırılması sonucu imamın Covide yakalanması sonucu genç yaşında vefat etmesiyle birlikte soruşturma konusu oldu.
Malumlarınız ölmüş insana cenaze denilir. Bir cenaze olduğu zaman canazeye karşı yapılması gereken bazı vecibeler vardır. Bunlar farzı kifaye dediğimiz, toplumda bir veya birkaç kişinin yapmasıyla diğerlerinin üzerinden sorumluluğun düştüğü durumlardır.
Bir kişi öldüğü zaman onun arkasından dört şeyin yapılması gerekir. Ölünün yıkanması, kefenlenmesi, namazının kılınması ve defnedilmesidir. Bu işlemler yapılmadığı zaman çevresindeki herkes sorumlu olur.
Gerek dini olarak gerekse resmi olarak bu görevlerin kimleri yapması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Dini olarak bu görevler ölünün yakınlarına aittir. Yani biri öldüğü zaman o ölünün en yakını kim ise onun yıkaması gerekir. Örneklendirirsek baba öldüğü zaman varsa onun oğlu, yoksa kardeşi, yeğeni gibi yakınlarının yıkaması gerekir. Ölü nasıl yıkanır derseniz, sağ olan kendini nasıl yıkıyorsa ölüyü de o şekilde yıkar. Olması gereken tepeden tırnağa bütün cesedin yıkanmasıdır.
Resmi olarak da kanun ve yönetmelikler her kurumun görev sorumluluklarını açıkça belirtmiştir. Cenaze ile ilgili bütün konular da yönetmelikte açık bir şekilde belirtilmiştir.
İşte resmi dayanağı:
CENAZE NAKİL VE DEFİN İŞLEMLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 211 ilâ 234 üncü maddeleri, 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi ile 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi, 22/2/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu, 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, 9/6/1994 tarihli ve 3998 sayılı Mezarlıkların Korunması Hakkında Kanun, 26/1/1939 tarihli ve 3584 sayılı Cenaze Nakline Mahsus Beynelmilel İtilafnameye İltihakımız Hakkında Kanun, 17/4/1975 tarihli ve 1887 sayılı Cenazelerin Nakli Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ve 4/7/1931 tarihli ve 11410 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamnameye dayanılarak hazırlanmıştır.
Cenazelerin yıkanması
MADDE 26 – (1) Ölüm resmi hastanede gerçekleşmiş ise, gömme izin belgesi alındıktan sonra cenaze, yakınlarının talebi halinde hastanenin görevli gassalları veya hastanece dışarıdan temin edilecek gassallar tarafından hastanenin gasilhanesinde yıkanır, kefenlenir ve tabutlanır.
(2) Ölüm hastane dışında gerçekleşmiş ise cenaze yakınlarının talebi halinde, cenaze nakil aracı ile belediyenin gasilhanesine getirilerek görevli gassallar tarafından yıkanır, kefenlenir, tabutlanır.
(3) Köylerde cenaze yıkanması, kefenlenmesi ve tabutlanması için köy ihtiyar heyetince uygun bir yer tesis edilir. Cenaze köy ihtiyar heyetinin temin edeceği bir gassal tarafından yıkanır, kefenlenir ve tabuta konulur.
(4) Kadın cenazeler için görevli kadın gassal yoksa belediye veya köy muhtarlığı tarafından kadın gassal temin edilir.
Görüldüğü gibi gerek dini olarak gerekse resmi olarak imamların cenaze yıkama gibi görev ve sorumlulukları yoktur. İmamların görevleri de yönetmeliklerde açıkça belirtilmiştir.
Yönetmelikte açıkça belirtildiği gibi hastanelerde ölenleri hastane gasalları (ölüleri yıkamakla görevli kişi) tarafından yıkanır. Hastane dışında ölenleri de belediyelerin görevlileri tarafından yıkama, kefenleme ve defin işlemleri yapılır. Belediyeler asli görevlerinden olan cenaze işlemlerini ihmal edince zaman zaman bu işlemler görevleri olmadığı halde imamlara bırakılmaktadır. Herkes, her kurum görevini hakkıyla yerine getirirse hiçbir karmaşaya, sıkıntıya da mahal kalmaz.