Türkiye Cumhuriyeti Devleti, temelleri 100 yıl önce atılmış köksüz ve aklı olmayan bir devlet değildir. Tam aksine geçmişi 2 bin 500 yıl öncesine dayanan köklü bir geleneğe sahip bir devlettir.
   Gücünü kaybetmeye başlayınca, yeniden toparlanma özelliğini yitirince, yani hastalanınca, yerine yeni ve sağlıklı devletini kurarak bugünlere gelmiş bir devlet geleneğine sahibiz. Yani devletimizi başkaları değil, kendimiz yenisini kurmak için yıkıp, her zaman da kurduk.

 


DEVLETİMİZ NEDEN EBET MÜDDETTİR?
Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlar ilk kurduğumuz andan itibaren eskiyince yerine yenisini kurduğumuz devletleri temsil ediyor. Yakın geçmişte ismi Selçuklular, Osmanlılar olan devletimizin bugün ise ismi Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bunu unutanlara hatırlatmak, bilmeyenlere de anlatmak istedim.
Onun için devlet ebet müddet deriz. İsmi değişir, şekli değişir ama devlet omurgası, amacı ve hedefi hep İLAYI KELİMETULLAH (*) olmuştur.   Bu amaç ve hedef kıyamete kadar da sürecektir. Dost düşman herkes tarafından bu böyle biline.

 


DEVLET YARINA BIRAKIR YANINA BIRAKMAZ
Bir de hiçbir zaman kimsenin aklında çıkarmaması gereken değişmez ilke var. Allah belki tövbe eder vazgeçer diye kulun cezasını hemen vermez. Yarına bırakır ve tövbe etmesi için bir fırsat daha verir. Kul bunu değerlendirirse ne ala. Yok değerlendirmezse, hiç beklemediği anda Allah’ın gazabı geliverir de şaşar kalır.
Devlet de aynen böyledir, takip eder, notunu alır, arşivler ve aynı zamanda zaman da verir belki ihanetinden vazgeçer diye. Ama ihanet devam ettiğinde, sabrı taştığında demir yumruğunu öyle bir indirir ki, hiçbir güç onun şiddetinden kendisini koruyamaz.

 


Onun için halk arasında “Allah ve devlet yarına bırakır ama kimsenin yanına bırakmaz” sözü dile pelesenk olmuştur.
Allah’ını, devletini, vatanını ve insanını severek hayır konuşup hayır iş işleyenlerin yüreklerinde zaten bir korku olmasına gerek yok. Ama türlü entrika peşinden koşup ihanet şebekeleri ile iş tutanlar ne düşünüyor ve yapıyorlarsa, ölçüp biçsinler, bir gün karşılarına çıkacağını ve hesabının sorulacağını unutmasınlar.
Ayrıca her türlü fırıldaklığı yapıp sonradan da masum kostümü ile halkı kandırmaya kalkmasınlar. Gazeteci ise gazeteciliğini yapsın.. Yaptığı işi terör örgütlerine hizmet ettirip, sonra da gözaltına alındığında, gazetecileri gözaltına alıyorlar diye yaygara yapmasın kimse. Gazetecilik kamu görevidir, özgürce suç işlemek, terör örgütlerine destek vermek gazetecilik değil, terör faaliyetidir.

 


TERTİP KURANLAR TERTİPLERİNDE YOK OLUYOR
Dün devleti yok etmek için iş tuttukları ile bugün de aynı düzeyde ve pervasızlıkta işlerini yürütebileceklerini zannedenler, devlet ve millet için kurdukları tertiplerinin içinde yok olup gidiyor.
Devletimiz artık herkese itidal tavsiye etme süreçlerini geride bıraktı. Dünyayı ve Türkiye’yi yönetmek isteyenler, ne ülkemizde ne de dünyada Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin izni ve bilgisi olmadan iş yapamıyor.
Elhamdülillah devletimiz ayağa kalktı, uyuyan dev uyandı. Dünyanın neresinde bir haksızlık varsa, Türkiye orada hak ve hukukun kazanması için varlığını ortaya koyuyor. Dünyayı sömürmek üzere düzen kuranların, soysuzluklarını yüzlerine karşı haykırıyor.

 


Devletimiz, teröristlerle dünyaya şekil vermeye çalışan sözde medeni dünyanın, terör örgütleri üzerinden yaptıkları katliamları ve vekâlet savaşlarını, kirli ilişkilerini bir bir ortaya döküyor. Dünyaya kendilerini medeni olarak yutturmaya çalışanların maskesini devletimiz indirdi. Ve herkes sözde medenilerin ne kadar vahşi olduğunu gördü.
Sınırlarımıza paralel olarak Suriye ve Irak üzerinde terör devleti kurmak isteyip Türkiye’yi parçalamak için tertip kuranların tertipleri, Türkiye’nin Suriye’ye yaptığı askeri operasyonlar ile başlarına geçti. Türkiye’yi tahrik edip Suriye’ye girmesine neden oldukları için şimdi çok pişmanlar, ama artık Türkiye Suriye’de aktif bir aktör ve adım adım bölge insanının gönlünde taht kuruyor..

 


MİLLET BİR BİRİNE BENZEMEZ ORTAKLARI GÖRDÜ
Düne kadar bir birine benzemezler olarak tanımlanan CHP-İYİ PARTİ- HDP- SP örtülü ve açık ittifakı bir araya geldi ve milletin gözünde artık hepsi bir oldu. Siz bazılarının elinde silah, bazılarının elinde bayrak, bazılarının elinde tesbih olduğuna bakmayın. Farklı kostümlerin içinde aynı amaç için çalışanlar artık deşifre oldu.
Halkımız artık neyin ne olduğunu, amaçlarının halka mı yoksa Türkiye üzerinde kirli emelleri olanlara mı hizmet etmek olduğunu çok iyi gördü ve biliyor.

 


İSTANBUL’DA İHANETİN SON PERDESİ CANLI SAHNELENİYOR
İstanbul’da uzun süreden bu yana yerel seçimler ve özellikle de Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri için çalışmalar var. Halkımızın gördüğü resmi seçim çalışmaları. Ama görmediği ise el altından FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütlerinin de içinde olduğu, İstanbul üzerinden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne diz çöktürmek isteyen güçler önemli bir çalışma yürüttü.

 


AK Parti’ye oy vereceği bilinen önemli sayıdaki seçmen, nüfus müdürlüğü marifetiyle seçmen listelerinde yer almadı. Bu işlem nedeniyle bir ilçe nüfus müdürü tutuklandı. Yine AK Parti’nin seçimi kazanma ihtimali olan yerlere sahte adresler üzerinden seçmen kaydırması yapıldı. Savcılık talimatıyla polis sahte seçmen kaydırmasını adres adres dolaşarak tespit edip tutanak tutuyor. Sandıkda görevli olmaması gereken belediye personeli, askeri personel görevlendirildi. Devamında ise her ne hikmetse sadece Binali Yıldırım’a verilen oylar maddi hata veya sehven Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere diğer partilere kaydırılmış.
Sadece Binali Yıldırım’ın oyları kaydırılıyorsa bunda bir tertip ve organizasyon vardır. Başından sonuna oluşturulan zincir ile müteselsil bir işlem yapılmış. Bu yetmiyor, önemli sayıda oy da geçersiz sayılmış, geçersiz sayılan oyların içinden şu ana kadar 14 binden fazla oy Binali Yıldırım’ın hanesine yazılmış durumda.

 


İSTANBUL’DA VE ANKARA’DA TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUPLARI DEŞİFRE OLDU
İstanbul’da ve Ankara’da FETÖ/PDY ve PKK/KCK’nın uyuyan hücreleri 31 Mart 2019 seçimleri için işbaşı yaptı. Bir yandan seçmen listelerine müdahale ederek, diğer yandan sandık başkanı olarak görevlendirilecek kişileri organize ederek, uyuyan hücreleri masum görüntü altında harekete geçti. Terör örgütü yandaşları için bulundukları görevlere getirilmenin bedelini deşifre olma pahasına ödeme zamanı gelmişti.


Devlet tüm bu gelişmeleri başından itibaren izledi, bir nüfus müdürünü ve birkaç kişiyi tutuklayan devlet, süreç itibariyle olayın hepsini önleme zamanı ve imkanı olmadığını görünce, olayın mevzi olduğu izlenimini verdi ve iki büyükşehirde de terör örgütü yapılanması rahat rahat çalıştı.
Yani bir yandan suçlar oluşurken, diğer yandan devlet kurumlarında yapılanmış ve uyuyan hücre durumunda olan ciddi sayıda terör örgütü mensubu deşifre oldu.

 


KRİPTO YANDAŞLARIN TERTİBİ CANLI YAYINDA MİLLETE İZLETİLDİ
AK Parti, İstanbul ve Ankara seçim sonuçlarına yapılan müteselsil yolsuzluk ve hırsızlıkları belgeleyerek itiraz etmesi, terör örgütlerinin uyuyan hücrelerinin faaliyetlerini ve tertiplerini canlı yayında halka izletme fırsatını sundu.
Tertip kurarak belediyeleri ele geçirmek isteyenler, kurdukları tertiplerin halka canlı yayında izletilmesi ile kendi tertiplerinin içinde boğulmaya başladı.
Oy kaydırarak veya iptal ederek seçmen iradesine müdahalesi ile belediye başkanlığı koltuğuna oturtmak istedikleri kişiler ve partileri, oyların yeniden sayılmasına karşı tepkilerini ve mazbatayı almakta gösterdikleri aceleciliklerinin nedenini, tüm millet görüyor ve anlıyor.

 


Çünkü yeniden sayım yapılması halinde, koltuklarından olma korkusu yaşıyorlar. En önemlisi ise müteselsil organize oy hırsızlığının tespit edilerek tertipte yer alanların deşifre olup devletten temizlenmesini istemiyorlar.
Seçmen iradesinin ve oyların çalınarak seçmenin tercih etmediği kişilere kaydırılması için hiç ses etmeyenler, yeniden sayım yapılıyor diye ortalığı ayağa kaldırıyor.
Bir başka ifade ile hırsıza masum diyenler, hırsızın yakalanmasına tepki gösteriyor. Tek Parti döneminde açık oy gizli tasnif usulü ile seçim yapıp, adına çağdaşlık ve medeniyet diyen CHP’yi hiçbir zaman unutturmuyorlar.

 


SEÇİM SONUÇLARINDAN YENİ PARTİ ÇIKAR MI?
Uzun zamandan bu yana günemde olan ve bir çok kesim tarafından seçim sonuçlarına göre yeni bir parti hazırlığı yapıldığı iddia edilmişti. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan isimleri üzerinden gündeme gelen ididalar, bakalım bu süreçten sonra nasıl gelişecek.


Ancak yeni parti kurma hazırlığında olanların bir ayağı AK Parti'de, diğer ayağı ise yeni parti çalışmalarında. Yani hangisi devam ederse nemalanmaya ve kendi çıkarlarını garanti altına almaya çalışıyorlar.
Ben de bunları adım adım takip ediyorum ve iki yüzlülüklerini gelişmeler ve hikayeleri ile paylaşmak için bekliyorum.
Yani AK Parti içinde sahtekarlık yapıp, milleti ve seçmeni kandırıp sadece kendine çalışanların, kesilen rantları ve engellenen ikballeri için kuracakları partinin memlekete hizmet etmesi bence mümkün değil.
O yüzden bizim ve halkımızın tanıdığı bu yüzler halkı kandıramayacak, sahte hizmet türküleri karşılık bulmayacaktık.
Ayrıca İYİ Parti'de olduğu gibi, ya menfaatçilerin ya da kriptoların toplanma noktasına dönüşecek böyle bir siyasi hareket, devletimizin ve milletimizin gerçekleri daha net görmesine ve ayıklanmasına vesile olacaktır.

 


ŞİMDİ DE DEVLETİN OPERASYON YAPMA ZAMANI
Devlet yarına bırakır ama yanına bırakmaz demiştim. Bir dönem dindarlara söylenen ve moda haline gelen “Şeriat’ın kestiği parmak acımaz” sözünün şimdi tam da yeri. Madem yaptın sonuçlarına katlanacaksın. Kim ne kadar feryat ederse etsin, Devlet hukuk çarkını ve kurallarını işletiyor.


Ama şu ana kadar sayılan sadece iptal oyların içinde dahi 14 binden fazla Binali Yıldırım’a verilen oy olması, millet iradesini yok etmek ve ne pahasına olursa olsun koltuğu kapmak, onun için her türlü tertibin yapılmasına vesile olmak, İstanbul ve Ankara üzerinden Cumhurbaşkanı ve devlete operasyon çekmek isteyenler kendilerini gizleyemiyor.
Diyelim ki oylar sayıldığında Ekrem İmamoğlu yine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacaksa hayırlı olsun demek düşer. Ama bu tertipte kimler yer almışsa teker teker devletten temizlenecek.

 


Devletin asıl operasyonu da seçimler üzerinden kripto örgüt elemanı temizliği. Şehirlerin koltuklarını ele geçirmek için yaptıkları tertibin, şimdi başlarına geçme zamanı. Kripto örgüt mensupyarının devletten ayıklanma süreci başlıyor, hayırlı olsun.


Ya devlet başa, ya kuzgun leşe..
* İlayı Kelimetullah: Allâh’ın birliğini îlân etme, İslâmiyeti yüceltme anlamlarına gelmektedir.