Başlık belki biraz irite edici olabilir. Ancak HDP’de eş genel başkanlık yapanlardan;
*Boynunda haç kolyesi taşıyan ve sırtını terör örgütlerine dayayan Figen Yüksekdağ’ı,
*07 Harizan 2015 seçimlerinde 81 milletvekili ile meclise girdikten sonraki ilk açıklaması “Ermeni soykırımını tanıyoruz” olan Selahattin Demirtaş’ı
*Güneydoğu Anadolu Bölgemizi “vaat edilmiş topraklar” ilan edip Siyonist İsrail’e servis etmeye çalışan Sezai Temelli’yi, düşününce yaptıkları işleri tanımlayacak başka kelime bulamadım.
SEÇİM ÖNCESİ BAŞLAYAN KAYYUM ÇAĞIRMA AYİNİ HAZIRLIKLARI
HDP’nin kayyum çağırma ayinleri seçim öncesi başlamıştı. Belediye başkan adaylıklarına ve belediye meclis üyesi adaylıklarına terör örgütü propagandası ve faaliyetleri nedeniyle yargılanan, irtibatlı ve iltisaklı kişileri aday göstererek HDP kayyum çağırma ayinleri hazırlığı için ilk startı vermişti.
25 Şubat 2019 Pazartesi günü yayınladığımız “HDP seçimlere neden terör suçlarından mahkemelik isimlerle gidiyor?” başlıklı haberimizde “HDP 31 Mart 2019 Pazar günü yapılacak olan seçimler için, birçok şehirde haklarında terör suçlaması ile dava açılmış veya fezleke hazırlanmış kişilerin yanı sıra, görevden alınıp yerine kayyum ataması yapılmış kişileri belediye başkan adayı olarak gösterdi.” diyerek konuya dikkat çekmiştik.
Van’da kamu kurumlarında çalışırken terör örgütü ile irtibat ve iltisaklı olduğu için KHK ile ihraç edilmiş 3 isim belediye başkan adayı gösterilmişti. Aynı zamanda terör örgütü ile ilgili faaliyetler gerekçesi ile yargılanan Bedia Özgökçe Ertan; Van Büyükşehir, Caziye Duman; Saray, Burhan Kayatürk’ün yengesi Yıldız Çetin; Erciş, Yılmaz Berki; Tuşba, Yakup Almaç; Özalp belediye başkan adayı olarak gösterildi.
SİCİLİ SIKINTILI ADAYLAR İÇİN TEPKİ GELMİŞTİ
Sicili bozuk kişilerin aday gösterilmesine HDP içinden de “Sicili temiz ve başarılı birçok kişi varken, sicili sıkıntılı olanların aday gösterilmesinin amacı nedir? Yoksa yeni dönemde Van’a hizmet etmek yerine yeni kargaşa planları mı yapılıyor? Halkın iradesi 2015’de yaşanan hendek ve özyönetim saçmalıklarında olduğu gibi kargaşa çıkarmak için mi harcanacak” şeklinde tepki gelmişti.
Hatta aday adaylık müracaatlarında bu konular HDP içerisinde her düzeydeki muhataplara, adaylık müracaatı yapması istenen ancak suça bulaşmadan başkanlık yapma şartını ileri sürenler tarafından iletilmişti.
Kendi içinden de uyarılmasına ve dikkat çekilmesine rağmen HDP yönetimi ısrarla terör örgütü nedeniyle yargılanan kişileri aday göstererek, bir yandan terör örgütüne olan sadakatini, diğer yandan da terör örgütü tarafından ileriye dönük olarak, kargaşa oluşturma planları için zemin hazırlama ve şartları olgunlaştırma adımını atmaktan çekinmediğini göstermiş oldu.
SEÇİMDEN SONRA DİYARBAKIR’DA YAPILAN TOPLANTI
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, kesin olmayan sonuçlara göre, HDP'den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı ile ilçe belediye başkanlarının katıldığı, terör örgütü PKK'yı ve teröristleri övücü sözde marş okunan, ölen teröristler için "saygı duruşunda" bulunulan kutlamaya ilişkin soruşturma başlattı. Aynı gerekçe ile teröristi öven HDP'li Büyükşehir Başkan Adayı ve HDP'li vekiller hakkında da soruşturma başlatıldı.
HDP ISRARLA KAYYUM ATANMASINI MI İSTİYOR?
HDP’nin gösterdiği gerek sicili sıkıntılı adaylar ile gerekse seçim sırasında ve sonrasında yaptıkları konuşmalar ve programlardaki terör propagandaları ile belediyelere kayyum atanması için özel olarak devleti zorladığını görüyoruz.
HDP, seçildikleri şehirlerde yaşayan halka hizmet etmek için seçimlere girmedi mi?
Kürt halkının temsilcisi olduğunu ve haklarını savunduğunu iddia eden HDP, faaliyetlerinde Kürt halkına hizmet üretmek yerine, aldığı oy ve güç ile Kürt gençlerin hayatlarını karartmaya, halkın evlerini, mahallelerini ve kentlerini yaşanmaz hale getirmek için, her türlü karanlık planın içerisine neden giriyor?
Yoksa HDP'nin temsil ettiğini iddia ettiği halktan almak istediği, bir türlü açık açık ifade edemediği bir intikam ve kan davası mı var?
HDP'nin kaos oluşmasına zemin hazırlayan adımları, bölgede katliam yapan Ermeni Hınçak ve Taşnak çetelerinin “Türklerle toprak davamız , Kürtlerle kan davamız var” sözünü hatırlatıyor.
HALKIN İRADESİNE PKK/KCK TERÖR ÖRGÜTÜ NASIL DOKUNMUŞTU?
DBP’li başkanlar tarafından yönetilen belediyelerin her birine PKK/KCK terör örgütü 3’er kişilik konsey atamıştı.
Atanan konsey belediyelerin kaynak ve imkânlarının halka hizmet yerine, terör örgütü faaliyetlerine destek verilmesi için sevk idare etmeye başlamıştı.
Kamyonlara bomba taşıtmaktan, belediye araçlarında teröristleri eylem yerlerine sevk etmeye kadar birçok faaliyeti gizli gizli organize ediyordu.
Son olarak da belediye kepçelerine barikat kazdıran terör örgütün faaliyetlerine devlet sessiz kalıp izleyecek miydi?
Halkın seçtiği belediye başkanlarının yetkisini elinden alan ve halkın iradesine asıl dokunan PKK/KCK terör örgütü oldu.
Halkın iradesini elinden alan, atadığı konsey ile belediyelerin imkânlarını terör örgütünün hizmetine veren PKK/KCK terör örgütünün yaptıklarına devlet sessiz mi kalacaktı?
Elbette sessiz kalmazdı ve Devlet kayyum ataması yaparak belediyeleri teröristler ile onların uzantılarından temizledi. İradesi doğrultusunda belediyeleri yeniden halka hizmet eder hale getirdi.
Halkın ve kurumun hakkına sahip çıkan devlet kararı için irademe dokunma diyenler, hangi iradeden bahsediyor? Halkın iradesine el koyanlar halk iradesinden bahsetmediğine göre, yoksa örgüt iradesini mi korumak istiyor?
Hani siz halk için vardınız? Yalancının mumu çoktan söndü, maske düştü asıl yüzünüz ortaya çıktı.
SEZAİ TEMELLİ KARŞIYAKA VE HACIBEKİR’E NEDEN GİTMEDİ?
Kürt halkının haklarını savunduğunu iddia eden HDP’nin bir kelime dahi Kürtçe bilmeyen Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, 24 Haziran 2018 milletvekilliği seçimleri için Van’a geldiğinde Elite Worlds otelinde konaklamıştı. Otel lobisinde gördüğüm “Sezai Temelli ile hakkını savunduğunu iddia ettiği Kürt halkı hangi değerlerde buluşuyor?” sorusuna aradığım cevabı zihnimde hala bulabilmiş değilim.
Ancak kendisine Hacıbekir ve Karşıyaka mahallelerine bir ziyaret programı olduğunu söyleyen görevlilere “Oraları güvenli mi, güvenli değilse gitmeyelim” diyerek programından çıkarılmasını istediğini ve gitmediğini biliyorum.
HDP’ye en çok oyun çıktığı, temsilcisi olduğunu iddia ettiği halkın yaşadığı yerde güvenlik kaygısı taşıyan, tatlı canını riske atmak istemeyen Sezai Temelli, o halkın çocuklarını hendeklerde ölüme gönderirlerken aynı kaygıyı neden hmedi?
Yoksa temsil ettiğinizi iddia ettiğiniz, sizin kirli plan ve hesaplarınızla evlatları ölümle tanışan halk için, canınızı feda etmeye değmez mi?
Şimdi size soruyorum; Kürt gençlerini hendeklere ölüme gönderenler onların temsilcisi olabilir mi? Olsa olsa onların celladı olabilir.
SEZAİ TEMELLİ’YE “BEKA SORUNU VAR” DİYEN ŞIRNAKLI NE YAPTI?
Seçim çalışmaları kapsamında Şırnak’ta düzenlenen HDP mitinginde konuşma yapan Eş Genel Başkan Sezai Temelli’nin sorduğu “Beka sorununuz var mı?” sorusuna Şırnaklılar “Vaaarr” şeklinde cevap vermişti. Sezai Temelli de bunun üzerine, “ne beka sorununuz var, yok öyle bir şey” diyerek konunun üzerini örtmeye çalışmıştı.
Ancak Şırnaklı konunun üzerini örtmedi, “ceketimizi koysak kazanırız” dediği Şırnak’tan HDP’nin ceketini eline verip gönderdi. Şırnak, halkın kendisine, kentine ve ülkesine sahip çıktığı Bitlis ve Ağrı ile birlikte HDP’nin ve efendilerinin karşısında dimdik ayağa kalktı.
SEZAİ TEMELLİ’DEN YAHUDİ EMELLERİNE HİZMET
Türkiye’nin huzurunu bozmak, istiklal ve istikbalini tehlikeye atmak için her türlü fırsatı değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı ve Van Milletvekili Seza Temelli, 11 Mart’ta Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki mitingde Türkiye’nin vatan toprağı olarak sınırları içinde bulunan yerleri Siyonizm’in vaat edilmiş toprakları olarak ilan etti.
Yaptığı konuşmada "Bugün buralar Türkiye’nin en verimli toprakları, buralar vaad edilmiş topraklar. Musa ömrünü buraları arayarak geçirdi. Geldiler bu toprakları da kuruttular." diyerek vatan topraklarını birilerine peşkeş çekmenin işaretlerini verdi, açık açık ilan etti.
SEZAİ TEMELLİ’DEN CEVAP BEKLEYEN SORULAR
İsrail temsilcisi gibi konuşan Sezai Temelli’ye soracağım soruların bir kısmını Ahmet Hakan sormuş olsa da ben yine de soruyorum.
Soru 1: Güneydoğu Anadolu Bölgesi sizin açınızdan Musa’ya vaat edilmiş toprak mı?
Soru 2: İsrail size “Ver benim vaat edilmiş toprağımı” derse ne cevap vereceksiniz?
Soru 3: Gelip de vaat edilen toprakları kurutanlar kim?
Soru4: Tek kelime dahi Kürtçe bilmeyen, güvenlik riski var diye seçmenle buluşmak için Van Hacıbekir ve Karşıyaka Mahallelerine dahi gitmeyen siz, kimsiniz ki Kürt halkının hakkını savunma iddiasında bulunuyorsunuz?
Soru 5: Kürt ve Türk olmadığınıza göre siz hangi etnik kökendensiniz? Ermeni ve Hıristiyan bir papaz olduğunuz iddiaları doğru mu? Doğru ise vaat edilmiş toprakları ilan etme cüretiniz gibi onu da açıkça ilan ediniz. Doğru değilse neden yalanlamıyorsunuz?
Soru 6: Bekir Kaya yönetiminin kaynak aktardığı, eşcinsellerin üye olduğu Van LGBTİ derneğine veya benzer amaçları olan başka derneklere üyeliğiniz var mı?
Soru 7: Siz hangi yapıları temsilen Türkiye’nin devlet toprağını, halkın vatan ve yurt edindiği yerleri Siyonist İsrail’in vaat edilmiş toprakları olduğunu ilan ediyorsunuz?
Soru 8: Bir yandan Türkiye’nin beka sorunu olmadığını söyleyip, diğer yandan da Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni siyonizmin vaat edilmiş toprakları olarak ilan ederek, Türkiye’nin beka sorununa neden olmuyor musunuz?
CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, aylar önce herkesi açıkça uyarmıştı. İstemişti ki seçimlerde seçilen kişiler halka ve kente hizmet etmek için Belediye Başkanı olsun. Şehirler gelişsin, halkımız huzur içinde yaşasın diye “Terör örgütü amaç ve emellerine hizmet edenlerin, terör örgütlerinin uzantılarının ve suça karışmış olanların bir an dahi beklenmeden görevden alınacağı” uyarılarını zaman zaman tekrarlamıştı.
Devletimizin en yetkili temsilcisi olan Cumhurbaşkanı’nın bu uyarılarını bırakın dikkate almayı, HDP; sicili sıkıntılı, terör örgütü ile irtibatlı iltisaklı, KHK ile ihraç edilen kişileri aday göstererek adeta bir meydan okuması yaptı.
Devleti tanımayanlara, topraklarımızın bir kısmını vaat edilmiş topraklar olarak ilan edenlere, belediyeleri yeniden terör örgütüne teslim etmek isteyenlere devletin sessiz kalması, gereğini yapmaması, halkın ve ülkenin haklarına sahip çıkmaması mümkün mü?
DEVLETİ HERKES TANIYACAK VE RACON KESEMEYECEK
Yeniden kayyumlar atanırsa hiç kimse neden atandı demesin. Çünkü kayyum atanması için devletin tüm sınırlarını ve sabrını zorlayan, devleti buna mecbur bırakan derin HDP’nin tam da kendisidir.
Oyun içinde oyun oynarken, ilk kurduğu oyunu unutup kendi oyununa düşen HDP’nin, artık oyun kuracak takati kalmadı.
Devleti herkes iyice tanıyacak, devlete kimse racon kesemeyecek, devlete rağmen kimse bir şey yapamayacak.
Devletimiz Allah’ın izni ile her daim ebet müddet olacaktır..