İKİ KONULU YAZI BİRAZDA VANSPOR

Derdim çoktur hangisine yanayım?

Yine tazelendi yürek yarası…

Ben bu derde nerde derman bulayım?

Meğer dost elinden ola çaresi…

Ben bu derde nerde derman bulayım?

Efendim efendim benim efendim…

Şehrimizi, memleketimizi, gençlerimizi, bugünümüzü ve yarınımızı düşününce dilime dolanan o güzel türküden mısralar hal-i pürmelalimizi (hüzünlü, acıklı durumumuzu) ne de güzel anlatıyor diye derin derin düşüncelere dalıp durdum.

Biliyorsunuz bu konuları kendime dert edinmiş biriyim.

Başkaları gibi sadece konuşup sonrasında arkasını dönen, neme lazım diyen biri değilim.

Sizinle yüreğimden geçenleri şahsi bir beklentiye düşmeden, kim ne der diye çekinmeden, eğip bükmeden paylaşıyorum.

Şehrim için, halkımız için, gençlerimiz için, ülkem için ne doğruysa onu savunmaya, dillendirmeye, muhatabı sorumluluk bilincimle ikaz etmeye gayret ediyorum.

Ve şimdi hepimizi ilgilendiren ve kuşatan bazı konularda düşüncelerimi bu yazı aracılığıyla dostlarımla paylaşmak, dertleşmek istiyorum.

Sık sık paylaştığım gibi şehrimizin futbolunu geliştirmek adına herkesin elini artık taşın altına koymasının zamanı geldi ve geçiyor.

Bütün faaliyetler olduğu gibi bu konuda da konuşmanın ötesine geçmek gerek.

Van, teoriyle pratiğin, sözle eylemin, akılla kalbin buluşacağı bir kent olmalı artık.

Artık sözlerin hayat bulacağı, konuşulanların uygulamaya geçeceği bir Van'ımız olmalı.

Türkiye'nin en önemli şehirlerinden birinde yaşadığımızı, bir bölge başkentinde yaşadığımızı bilerek hareket edelim artık.

Evet, belki futbol diğer spor alanlarından çok daha fazla karşılığı olan bir oyun ama bütün spor branşlarının şehrimizde daha aktif olması ve başarılı sonuçların alınması için şimdi sorumluluk zamanı.

Spor aynı zamanda önemli bir istihdam alanı. Ekonomik kazanım, güçlü rekabet alanı. Bunun dünyada çok güzel örnekleriyle karşılaşıyoruz. Bunları gördükçe ve sonuçları gözlemledikçe Van'ımızın genç nüfusunun fazla olduğu gerçeğinden hareketle spor alanlarını istihdama dönüştürebiliriz diyorum.

Kurumsallaşarak bir spor kenti olabiliriz mesela.

Bu nedenle spor komplekslerine çok acil ihtiyaç var.

Bunu başarabilirsek başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyaya sporcu ihraç edebiliriz. İnanın bu çok zor değil.

Bunun için 15 tane akıllı, feraset, vizyon sahibi samimi, kişisel hesabı olmayan insanımız olsun, bu alana yatırımlar yapılsın ülkemize, tüm Anadolu şehirlerine, takımlarına ve devamında dünyaya örnek olabiliriz.

Tüm bunların gerçekleşmesi için inanılmaz derece kullanılmaya uygun bakir bölgelerimiz var.

Tesisleşmek için bir dünya değerimiz, Van gölümüz var en başta. Ve çevresinde fiziki olarak birçok uygun alan mevcut.

Bu yazdıklarımı herkesin oturup önyargısız, iyice düşünmesi, konuşması ve tartışması gerekiyor.

Van nasıl kalkınır, öncelikleri ne olmalıdır? diye kafa yormalı ve ortaya somut değerler konulmalı artık.

Şöyle bir hayal edelim dostlar. Şimdi ülkemizi yöneten Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Van'ın önde gelen 200 insanını karşısına çağırsa ve kısa, orta, uzun vadede neler yapılırsa Van sorunlarını çözer, nasıl kalkınır diye sorsa bana göre bir tane somut projemiz, programımız, yol haritamızın olmadığını düşünüyorum.

Çünkü Van, kendi içinde dövünüp duran, havanda su döven bir şehir maalesef.

Çünkü Van, kendi insanını tüketen, yok eden bir şehir maalesef.

Çünkü Van, adam harcama fabrikasına dönüştü. İçerideki ihanet, haset, kıskançlık, kin, nefret başka fabrikaların kurulmasına izin vermiyor maalesef.

"Ben varsam her şey olsun, ben yoksam herkesin canı cehenneme" hırsı bırakmıyor güzelim şehrimiz, memleketimiz, insanımız gelişsin.

Gençlik işsiz ve sayısı her geçen gün artıyor.

Bu gençliğe nasıl iş alanları oluşturabiliriz, girişimci yapabiliriz, balık yemeyi değil balık tutmayı nasıl öğretebiliriz diye samimi düşünen, bunu kendine gerçekten dert eden bir avuç insandan başka kimsesi yok bu şehrin.

Bu gençliği nasıl sanat, meslek sahibi ederiz diye cılız çalışmaların, hamasi konuşmaların, hava atmaların, caka satmaların, el âlem pazarda görsünün ötesinde bir şey yok maalesef.

Göstermelik günü kurtaran popülist göz boyayıcı süslü konuşmalar artık sorunları çözmüyor dostlar.

Herkes her şey konuşuyor ama gençlik evine döndüğünde elinde ve önünde hiçbir şey göremiyor, geleceğinden yarınlarından emin değil. Şüphe ve ümitsizlik içinde beyler.

Doğru, planlı, programlı bir gelecek inşa edilmek isteniyorsa en önemlisi gençliğin umutlu olması isteniyorsa, gençlerin ve devamında ailelerinin huzurlu olacağı yatırımlar yapılmalı artık bu şehirde.

Van, bir tarım, hayvancılık şehri olmalı artık.

Yaz ve kış turizmi lokomotif olmalı.

Hatta bir spor kompleksleri merkezi haline gelmeli.

Hem yerli yabancı takımları tesislerinde ağırlamalı hem de yetiştirdiği genç yeteneklerle sporun birçok branşından lisanslı gençleri ülkeye ve dünyaya kazandırmalı.

Van'ın öncelikleri olmalı bu anlamda.

En fazla 3 konu olmalı ve bu konular üzerinde herkes çalışmalı.

Hiçbir siyasi farklılık gözetmeden bu plan ve program doğrultusunda yola çıkılmalı.

Bunun için önce Van'da kent barışı sağlanmalı.

Van'ın siyasileri, STK yöneticileri, iş dünyasındaki temsilcileri, bürokratları velhasıl-ı kelam her bir ferdi yapmacık gülücüklerden, sahte dostluklardan artık uzak durmalı.

Bunu yapmalı ki Van'da tarih tekerrür etmesin artık!

BİRAZDA VANSPOR’A DEĞİNEYİM

Son haftalarda çok kötü futbola rağmen alınan iyi sonuçlarla yüzümüz gülüyor.

Sonuçlar istikrarlı ama geleceğe korkuyla bakıyoruz.

Çünkü sahada kötü bir futbol var.

Takım son maçlarda kötü futbol oynasa da en azından koşarak, direnerek umut veriyordu.

Ancak en son Maraş maçında kaptan Barış'ın dışında sahada takımdaki ruhsuzluk çok kötü bir tablo oluşturuyordu.

Yeni transferleri uyum sorunu olabilir diye seyirci hoş görebilir ancak mücadeleyi hiçbir futbolcu kardeşimiz bırakmamalı, terinin son damlasına kadar direnmeli.

Unutulmaması gereken ve başta sayın başkan Avcı'nın, sonra da tüm yönetim, teknik heyet ve futbolcuların dikkatine bazı konuları sunmak istiyorum.

Sezonun ilk yarısında ilk 7 haftada lider Van Spordu.

9. haftada ikinci sıradaydı.

Oynadığı 9 maçta galibiyeti -6, beraberliği -2, mağlubiyeti-1 ve bunun sonucunda 20 puan alabilmişti.

Güçlü rakiplere karşı çok zor anlar yaşanmıştı.

Sonra kötü gidişat başlamış, yönetim ve takım içinde çalkantılar olmuştu.

Takım netleşemeyen yönetimden kaynaklı çok geç kurulmuş, para olmadığı için yeterli ve istenilen transferler yapılamamıştı.

Ve ilk yarıyı 32 puanla kapamıştı.

Şimdi yapılan önemli transferle güçlenen bir takım var karşımızda.

Ve ikinci yarı oynanan 8 karşılaşmada 16 puan toplamışız.

İlk yarı ve ikinci yarı elimizdeki istatistiklerden ders çıkarmamız gereken önemli bir tablo var karşımızda.

Yani bundan sonraki maçlar çok daha güçlü rakiplerle oynanacak.

Takımımız ilk yarıya göre daha güçlü.

Ve takım olma yolunda aşırı özgüvene ihtiyaç var.

Doğru motivasyonlarla takımı Sivas maçına çıkarmak lazım.

Aşırı motivasyon yüklemesi yapılırsa ters tepebilir.

Teknik heyetimiz umarım ne yapması gerektiğini biliyor.

İlk yarı Sivas Van'da 3- 0 kazandı, şimdi bizim kazanmamamız için ortada hiçbir neden yok.

Buradan alınacak galibiyet çok şeyin olumlu yönde değişimine vesile olacak.

Ve tüm bunlarla önce Van Spor'un şampiyon olması, önce 1. Lig sonra süper lig hedeflenmeli.

Israr ediyorum, doğru yapılanmalarla ve akıllı yatırımlarla ve bilinçli bir yönetim anlayışıyla Van bir spor kenti olabilir.

Başta futbol olmak üzere kendi sporcularını kendisi yetiştirebilir.

Unutmamalıyız ki bilinçli eğitmenleri ile futbol etkili eğitim alanlarından biridir.

Sporun sadece spor olmadığını, spor ahlakıyla hayat, ülkede yaşana bilinir bir toplumun oluşmasına da çok katkı sunacak bir sektördür. Yeter ki farkına varabilelim.

Bu yazdıklarımı belki bugün anlamak istemezsiniz ama yarınlarda çok ihtiyaç duyabilirsiniz.

Çünkü gençlik; işsiz, sanatsız, mesleksiz, öngörüsüz ve geleceğini görmüyor.

Gençlik, sloganla yönetilemiyor.

Çağ bilgi ve gençlik üzerinde geleceği inşa etme çağı.

Ne yaptığını, ne konuştuğunu bilen bilinçli nesiller için bilinçli yöneticilere ve somut projelere ihtiyacımız var.

Yarın geç kalabiliriz.