Zaman git gide daralıyor ama zamanla beraber ruhumda daralıyor.

Tam umutla, heyecanla yarınlara gitmeye hazırız derken duyduklarım beni öylesine rahatsız ediyor ki anlatamam. İç çekişimin, ruhumun ızdırap çekmesinin emin olun ki şahsımla bir ilgisi yok.

Ben bu şehrin, kâdim Van’ın ve bu şehrin mazlumlarının, samimi öz evlatlarının haklarının adeta gasp edilmeye çalışılmasından, masa başında siyasi mühendislikler ve hesaplarla küçük azınlıkların kârlı çıkacakları şahsi hesaplarının yapılmasından/yapılma ihtimalin yüksek olmasından dolayı çok dertliyim.

Böyle olmamalı, buna artık fırsat verilmemeli diye düşünüyorum.

Bu şehir ve halk bu hesapları önceki seçimlerde, süreçlerde tekrar tekrar gördü. Belki kısa vadeli hesaplarda birileri kazandığını düşündü, mutlu oldu, toplumda elindeki gücün beraberinde getirdiği itibarı “kendisinin zannetti” ama orta ve uzun vadede bu kişilerin ne kadar yanıldıklarını hepimize gördük.

Bugün buna benzer hesaplar yapacakların tarihi tecrübelerden kendileri adına gerekli dersleri çıkarmış olmaları gerekiyor.

Kamu adına, toplum iradesi ve idaresi adına teslim edilen emanete ihanet edilir veya hoyratça “babalarının malı gibi kullanılırsa” bunun hiçte zannedildiği gibi huzur, zenginlik, asalet getirmediği görülmüş olacaktır.

 

 

       Tüm bunları neden söylüyorum. Veya

-Ne demeye çalışıyorsun? dediğinizi duyar gibiyim.

Hemen açıklık getireyim dostlar.

Ak Parti Van Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yakın zamanda Necdet TAKVA ismini ülke ve Ak Parti adına en önemli isim olan Sayın Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ağzından duydu.

Ak Partinin kurucusu ve Genel Başkanı olan Tayyip Erdoğan’ın bu açıklaması derinlemesine ve beraberinde getireceği kazanımlarla düşünüldüğünde YENİ TÜRKİYE hedefinin en somut örneklerinden biri olarak görülecektir.

Ak Parti tüzüğünde kendini tanımlarken “TÜRKİYE PARTİSİ”, “KİTLE PARTİSİ” olarak tanımlayarak aslından kendinden önceki siyasi partilerin “toplumu ötekileştiren, ayrıştıran, kutuplaştıran, enerjisini kısır çekişmelerde harcayan” yapısından uzaklaştırarak” tüm farlılıkları zenginlik kabul edip” görevlendirmelerde de “liyakat ve ehliyetin” belirleyici ilke olduğunu ifade etmiş ve bu iddialarını da destekleyen çok önemli adımlar atmıştı.

 

 

       Her ne kadar AK PARTİ’nin kurucu kadrolarının büyük çoğunluğu milli görüş siyasetinin yetiştirdiği isimler olsa bile “TÜRKİYE PARTİSİ” olma iddiasının ispatı gereği derdi vatana, millete, ülkeye hizmet etmek olan, toplumsal menfaatleri önceleyip hizmet kervanında olmak isteyen herkese KAPISINI AÇIK TUTMUŞ, bu sayede de geride bıraktığı tüm seçimlerde (7 Haziran dışında) halktan aldığı büyük destekle hep birinci parti olmayı başarmıştı.

Bu tutum zaman içinde bizleri öyle isimlerle karşı karşıya bıraktı ki Recep Tayyip Erdoğan’ın “BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE” hayalinin nasıl ve kimler tarafından inşa edileceğini de bize göstermiş oldu.

Bence Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinin ve katlanarak artan başarısının altında yatan esas unsur da bu oldu ve olmaya da devam edecek.

Evet, özellikle AK PARTİ kadrolarının diline pelesenk olan DAVA vurgusu mutlaka dikkate alınmalıdır.

Ama DAVA derken asla şöyle bir anlayış ortaya konulmamalıdır;

-Bizden başkası bizim kadrolar arasında görev alamaz,

 

 

       -Biz olmazsak asla olmaz,

-Biz dururken neden bir başkası,

-Bedeli ödeyen bizsek, emeği veren bizsek o zaman biz görev almalıyız,

-Bizim gibi düşünmüyor, yaşamıyorsa bizim adımıza önümüzde yürüyemez, onu takip etmeyiz.

Bu söylemeleri son günlerde VAN özellikle Ak Parti kadroları, teşkilatları içinde çok sık duyar olduk. Şimdi tamda burada Ak Parti teşkilatlarının farklı kademelerinde partide aktif siyaset yapan gencine, kadınına, büyüklerine şunu tekrar hatırlatmak istiyorum.

Dava dediğiniz şey esasında, özünde “millete hizmet etmek” değil mi?

Dava dediğiniz şey görevlendirmede “liyakat, ehliyet ve güveni” esas almıyor mu?

Dava dediğiniz şey her türlü ötekileştirmeyi reddedip, kapısı ve gönlü açık bir şekilde tüm farklıkları bu toplumun asli unsuru ve gücü görüp “insan kazanmayı” başarın demiyor mu?

Dava dediğiniz şey bir grup insanın şahsi ikballeri yerine toplumsal menfaatlerin her zaman tercih edilmesi gerektiğini söylemiyor mu?

 

 

       İşte tamda bu nedenle tüm Ak Parti teşkilatlarına, İl ve İlçe Başkanlarına tekrar şunu yüksek sesle ve dostça söylüyorum.

Şuan partide almış olduğunuz görev tüm Van ve devamında Türkiye adına çok önemli.

Ve oturduğunuz koltuklar, belli bir süreliğine kullandığınız iktidarın gücü asla şahsınıza ait değil. Bu makamlar, koltuklar, güç ve iktidar size “millet tarafından EMANET” edildi.

Bu nedenle sakın ha “ev sahibini evinden kovan misafir gibi olmayın!” derim.

Ne diyor Genel Başkanınız Recep Tayyip Erdoğan;

-Ak Partiyi halkımız kurdu ve “sahibi de halkımızdır”.

O zaman fazla söze gerek yok.

Her birinize düşen görev Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanınız Recep Tayyip Erdoğan tarafından ismi açıklanan, göreve layık görülen bu şehrin öz evladı NECDET TAKVA’ya sahip çıkmak olmalıdır. Bundan ötesini konuşmamalı ve konuşulmasına da fırsat vermemelisiniz.

Yapmanız gereken enerjinizi iç hesaplaşmalar, entrikalar, kulisler yerine topluma nasıl daha iyi hizmet edeceğinize ve 31 Mart tarihinde Van’ı tekrar güçlü bir şekilde başta Büyükşehir olmak üzere tüm belediyeleri AK BELEDİYELERE dönüştürmek olmalı.

Halk sizden bunu bekliyor.

Artık küçük hesapları bir tarafa bırakın da size teslim edilen emanetin hakkını verin! 

Bu yazım öncekilerden biraz daha uzun olabilir ama birkaç konuya da değinmeden yazımı bitirmek istemiyorum.

Aslında söylenmesi gerekenleri tam da zamanında, gecikmeden muhataplara söyleyip sorumluluğumu yerine getirmek istiyorum.

Artık önümüzdeki günlerde Ak Parti açısından ilçe belediye başkan adaylarının kimler olacağı sorusu cevabını bulmuş olacak.

 

 

         Ak Partinin yerel temsilcileri olan başta İl Başkanı, Milletvekilleri ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı bir araya gelerek kanaatlerini paylaşacak ve ilçe belediye başkan aday listesini genel merkezden de onay aldıktan sonra kamuoyu ile paylaşacaklar.

Buraya kadar her şey normal ve olması gerektiği gibi işliyor. Ama asıl sorun aslında önümüzdeki birkaç gün için Van ve Ak Parti adına karar verecek olan, bir masanın etrafında oturacak yukarıda görevlerini belirttiğimiz aktörlerin nasıl bir tercih ortaya koyacaklarında!

Bu süreçte maalesef masanın etrafında oturacak ve karar verecek bazı kişilerin tercihlerini, önceliklerini duyduğumda yüksek sesle “ ALLAH AŞKINA BUNU YAPMAYIN” demek geliyor.

Masanın çok önemli koltuğunda oturanlar, parti içinde de çok önemli bir görevi yerine getireceklerini de unutmamalıdır.  Masa etrafında oturup karar verecekler kendi ailelerinden kimseleri farklı senaryolarla sürece, belediye başkan adayı olarak montelemeye çalışmaları inanın ki hiçte ahlaki olmayacaktır.

 

 

       Partilerini aile partisine dönüştürenlerin hazin sonları ortada görmek isteyenlere…

İnsana sormazlar mı?

Hani DAVANIZ nerede kaldı?

Hani size bugününü, geleceğini güvenerek teslim eden halka verdiğiniz SÖZ nerede kaldı?

Ne kadar hızlı unutuverdiniz sözlerinizi! Öncelikle kendinize, sonra da size güvenen bu halka YAZIK olmaz mı?

Bu kadar nefsi, şahsi ve ailevi bir karar, sizi hem bugün hem de yarın büyük bir vebalin altına sokmaz mı?

Sizin her halinizi konuşmasa da gözlemleyen, takip eden ve modelleyen gençler bu yaptıklarınızı gördüklerinde doğru, iyi, güzel, ahlaklı ve erdemli tercihler dururken yanlışı, kötüyü, ihaneti tercih etmezler mi sanıyorsunuz?

Ayrıca bu süreçte İl Başkanı olarak görev yapan Kayhan TÜRKMENOĞLU da sadece elini değil tüm gövdesini “samimiyetle, içtenlikle ve tüm şeffaflığıyla” taşın altına koymalı ve toplum adına, oturduğu makamın hakkını verecek şekilde tercihlerde bulunmalıdır.

 

 

     İlde birçok bürokrat ve siyasetçiyi belediye başkan adayı olarak sürece dâhil etmek için Ankara’ya davet ettirdiği bilgileri Ankara’da ve Van’da konuşuluyor ve biliniyor.

Her ne kadar il başkanı;

-“Ben hiçbir kimse için referans olmam ve böyle bir karara ortak olmam” dese bile işin aslının böyle olmadığını daha önce il başkanlarının tecrübelerinden biliyoruz.

Toplumun aklıyla, onuru ve umuduyla oynamamak gerekiyor.

Siyaset, insan ve toplum adına doğrunun, faydalı olanın, güzel olanın tercih edildiği bir alan olmalı artık.

Bir siyasetçi “siyaset ahlakı ve dava bilinci gereği” kapalı kapılar ardında farklı hesaplar yapıp toplum karşısına çıktığınızda farklı şeyler söylememeli.

Zihninin ve kalbinin derinliklerinde sadece Allah’ın şahit olduğu ve bildiği “gizli ajandalar” saklamamalı.

 

 

        Aday adayı olmuş kişilerin onuru, şahsiyeti, şerefi kendilerini savunamayacakları bir yerde ve zamanda sinsi hesaplarla ve küçük düşürülecek şekilde yıpratılmamalı, hoyratça kirletilmemeli. Buna asla müsaade edilmemeli.

Tüm değerlendirmeler aday olunan işin mesleki, teknik ve kişisel özellikler anlamında değerlendirilmesi çerçevesinden öteye gitmemeli, kimseye “itibar suikastı” yapılmamalı!

Gerçekler tüm çıplaklığıyla gün yüzüne çıktığında dostuna, çevresine, yaşadığı topluma verebileceği bir hesap, bakabilecek yüze sahip olmalı.

Kimse halkı kandıracağı, uyutacağı gafletine de asla kapılmamalı.

Kendisi, ailesi ve yakın çevresini güç, iktidar, koltuk sahibi olsun diye “ali cengiz oyunlarına” başvurmamalı.

Net olmalı ve asla kimseyi yanıltmamalı!

Bunların hiç birine değmez biliyor musunuz?

Şöyle bir mezarlıklarını ziyaret edin de görün bakalım bizden önce bu topraklarda kimler yaşamış, kimler hükümdarlık sürmüş, zengin olmuş, ün ve şöhrete kavuşmuş!

Şimdi ne haldeler ve bizler yarın belki de bir nefes sonra nerede olacağız?

Neyin garantisi var Allah aşkına!

Anlık kazançlar, kalp kırmalar, gizli hesap ve pazarlıklar nereye kadar devam eder?

 

 

       Yapmayın!

Sizden umutla “liyakat, ehliyet ve güvenle” şahsiyetini inşa etmiş isimleri “belediye başkan adayı” olarak göstermenizi bekleyen bu masum halkı hayal kırıklığına uğratmayın.

Necdet TAKVA’ya sahip çıkın.

Halkın size teslim ettiği emanete namusunuzu korur gibi sahip çıkın!

Birkaç gün içinde alacağınız kararlar on yıllarımıza iyisiyle, kötüsüyle yön verecek. İstikamet belirleyecek.

Halktan ve HAKTAN yana tavır takınır.

Emin olun kazanan siz olacaksınız.

Kazanan VAN olacak.