Bütün partiler seçime odaklanmış, partilerden çok kimlerin aday gösterileceği konuşuluyor.

Seçim heyecanı gizliden kendisini hissettirmeye başladı.

Kimlerin aday olacağı ve hangi partinin kazanacağından çok konuşulması gereken ilkeler ve hayati önem taşıyan asıl konuyu gündeme almamız lazım.

Dedikodunun fitnenin, fesadın, bütün pisliklerin önünü kesmemiz için işin özüyle yüzleşmemiz lazım kafamızı kuma gömmememiz gerek.

 Aslında bu yazımda çok önemli bulduğum, siyasilerin ve siyasetin içinde olan, mevcut adayların tümünün, başkan ve encümen adayları, Van’ı yönettiğini söyleyen ve yönetmeye talip olan herkesi ilgilendiren bir konuya değineceğim.

 Milletvekilleri, belediye başkanları, kurum amirleri, mevcutlar ve daha öncekilerin parti gözetmeksizin, siyasilerin ve kurum amirlerinin de isim gözetmeksizin hepsi ama hepsinin mal varlıklarının kamuoyu ile paylaşılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtmek istiyorum.

Parti teşkilatlarının hepsinin birinci, ikinci, üçüncü derece yakınlarının da beraber açıklanması mutlaka yapılmalı. Bunu tabii ki partiler ve adayları yapmalı. Hiç siyasete girdikten sonra fakir olan yoksulluk yaşayan bir tane insan tanıyan var mı? Bilen varsa beri gelsin, onları da yazacağım!

Hele bazı kaşarlanmış utanmazlar konuşurken; siyasete girdikten sonra sermayem kalmadı cebimden inanılmaz paralar harcadım gibi tilki kurnazlığıyla sözde kendisini aklamaya çalışan uyanıkları da hepiniz iyi tanırsınız. Zaten ben iş adamıydım, işim gücüm çok iyiydi siyasete girdim dağıldım gibi laf ebeliği de cabası.

Sözde partisini dava olarak görüp de özünde cebini davalaştıran, çıkarı için birçok müteahhitle çeşitli fırıldaklıklar çevirenleri, halkın yetki verdiği, bizi adam gibi dürüstçe yönetin her şeyimizi size teslim etmişiz diye görevlendirdiği insanların çoğu bu halka ve ülkesine ihanet ediyor. Maalesef...

Kurum amirlerinin ve birkaç derece yakınlarının mal varlıkları, kamuoyuna basın aracılığı ile paylaşılmalı. Siyasete yeni girenler ve eskilerin hepsi yıllara göre son mal varlıklarını açıklamalıdırlar. Göreceksiniz bağlantılarıyla yani yardım ve yataklık yapanlarla birlikte çok az temiz insan çıkacak. 

Bu aslında şeffaflık adına yapılması şart olan bir durumdur. Gördüklerimiz, duyduklarımız ve bildiklerimiz bize şunu öğretiyor; kısa zamanda kısa yoldan bir türlü zenginleşenlerin hesap vereceği bir ülke olmak ve bir toplum olmak zorundayız. Bu siyasilerin geçmişlerini de bugünlerini de çok iyi bildiğimiz için, hatta birçok kurum Amir’inin de geçmişini ve bu gününü çok iyi bildiğimiz için bunları yazma gereği duyuyorum.

Tabi atı alan Üsküdar’ı geçti diyeceksiniz, ya da atı alan kılıfını da uydurur diyeceksiniz, evet şuana kadar öyle oldu ama böyle gelmiş böyle geçmeceyecek, geçmemeli de. Artık onurlu ve bilinçli bir toplum olmalıyız. Bu halkın verdiği görevi kendi rantı için dönüştürenlere fırsat vermemeliyiz ve aynı zamanda hesap sormalıyız.

Ha keza STK’lar içinde aynı konu geçerli STK’ların çoğu siyasi partilerin arka bahçesi gibi çalışıyor. Sendikaları da bunların yanına koymalıyız. Buraları babalarının çiftliği gibi kullananlara artık dur diyecek bir idarenin bir dürüst gücün ve iradenin olması lazım. Bakıyorsunuz bu bahsettiğim kurumların çoğu büyük bir ahlak çöküntüsü içindeler. Ahlak çökerse altında sadece bu pisliyi yapanlar kalmayacak seyirci kalanlarda kalacak unutmayınız!

Daha önceki yazılarımda da hatırlatmıştım. Bir iki istisna hariç eski siyasilerin hiçbiri bugün bu kentte bulunmuyorlar. Oldukça lüks yaşantılarla bütün çevreleri ile birlikte saltanat için de yaşıyorlar. Hem de Van Halkı’nın birçoğu sefalet için de, aç yaşarken ve borç bataklığında bulunurken. Bunun hesabını hem bu dünyada hem de ahirette vereceklerdir, ama bizler dik duran onurlu topluluklar oluşturabilirsek bu ahlaksızlığı yapan ve hırsızlık yapanlara hesap sorar, nereden getirdiniz diye yasal yollarla burunlarından fitil fitil dökebiliriz.

Yani eyyyy insanlık ALLAH aşkına artık uyanın pisliklerin bizi yönetmesine izin vermeyin. Şeffafça kendisinin ve bütün çevresinin mal varlığını ortaya koyacak, seçildiğinde namuslu olacak, hakkın ve halkın temsilcisi olacak ve hesabını soracak dürüst insanları seçelim.

Bakınız nerede bir iş yapılıyorsa orada bir pislikten bahsediliyor, güvenin ve dürüstlüğün bittiği bir süreçten bahsediyoruz.

Eğer bu bahsettiğim insanlar şeffafça mal varlıklarını saydığım yöntemlerle açıklarsa, iftira karalamada olmayacak. Art niyetli insanlar çıkıp gelişi güzel kimseyi karalayamayacak. Tabi önce bu toplumu idare eden ve idare etmeye talip olanlar dürüst ve şeffaf olmalı.

Bu şeffaflık bütün kurumlarda da olmalı. Verilen ihaleler kime hangi koşullarda veriliyor, veren ve verilen insanları herkes bilmeli açıklanmalı.

Bir şeyi daha hatırlatayım; Van’da geçmişte idarecilik yapan ve şu anda başka illerde görev yapan idareci ve kurum amirlerinin özellikle mal varlıklarının araştırılması yapılırsa, STK ve sendikalar da buna dâhil edilirse, ama hummalı dürüst bir şekilde araştırılırsa, ne demek istediğimi çok net göreceksiniz. Yani herkes bilsin ki bu ilde çok büyük pislikler dönmüş, dönmeye devam ediyor. İş işten geçmeden denetimin ve şeffaflığın olması gerekiyor. Üstü kapatılan o kadar çok şey var ki, dokunan yanıyor.  Ben her şeye rağmen umudumu hiç yitirmiyorum, bir gün çok namuslu biri ya da birileri mutlaka çıkacak ve alçaklara hesap soracaktır inşallah…

Hatta sadece siyasiler değil; biz gazetecilerin de mal varlıkları açıklanmalı! Ranta kim bulaşmışsa herkesten hesap sorulmalı!