Bazen ne yaparsanız yapın, ister bilimsel çalışmalar veya turizme, şehre, kültüre dair sosyal faaliyetler; şans veya organize iyi olmayınca orada donup kalıyor. Kimsenin pek dikkatini çekmiyor çabanız. Ancak mesele dünyaya mal olduğunda hiç kimse bu tanıtımın önüne de geçemiyor. Yani şehirlere dair reklamlar; kentlerin tanıtılması; turizmin canlanması ve gelişmesine dair çabalar…
Tabii turizm deyince de Van Güzel'den başka ne gelir ki aklımıza. Bu şehirde doğduk doğalı, kalemi elimize aldık alalı tek gayemiz kentimizi nasıl tanıtalım nasıl turist çekelim de ekonomik ve sosyal anlamda bir yerlere gelelim diye çabaladık durduk yıllarca. Van'ı bir yerlere getirmedik de değil ama dünya gündemine gelmek şansı ilginçtir sadece iki meselede karşımıza çıktı.
Birincisi Akdamar Kilisesi'nin ibadete açılması. Hatırlayanlar bilir, kilise ibadete açıldığı gün dünya nezdinde büyük yankılar uyandırdı. Hatta dünyanın birçok bölgesinde canlı yayınlar gerçekleşti. O zamanlar Vali Münir Karaloğlu ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Zeki Taştan'dı. İkisinin de hakkını teslim etmek gerekir çünkü her ikisi de muhakkak ki çok büyük riskler üstlendiler. Ancak idarecilik de böyle bir şey işte. Sadece yurt dışı fuarlara katılmakla olmuyor. Risk de almak gerekiyor. Nitekim bu çabalar, Ermenilerin sözde soykırım iddialarını bile gölgede bırakmıştı. Türk'ün hoşgörüsü ve nezaketi dünya nezdinde bir kez daha tescillenmişti.
Diğer şansımız ise ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) tarafından düzenlenen "Dünya Turnuvası" adlı çevrimiçi fotoğraf yarışmasında, Astronot Kate Rubins tarafından çekilen Van Gölü fotoğrafının oyların çoğunu alarak birinci seçilmesiydi. Türkiye o zamanlar Van için seferber oldu. Parti veya ideoloji gözetmeksizin herkes Van için bir oy kullandı ve tıpkı Akdamar Kilisesi'nin ibadete açılması gibi bir anda dünya gündemine oturduk.
Biz de konuyla ilgili yazı yazdık ve bu meselenin mutlaka canlı tutulması ve dikkatlerin Van'a ve özellikle Van Gölü'nün kirliliğine çevrilmesi için çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledik. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi olumlu bir adım atarak sosyal medya aracılığıyla Kate Robins'i Van'a davet etti. Resmi yazı yazdılar mı veya telefonla ulaştılar mı bilmiyorum. Ancak pandemi nedeniyle kendisine, Van'a gelmeden çevrimiçi bir buluşmayla "fahri hemşerilik beratı" verilebilirdi. Bu hususta geç kalmış da sayılmayız. Çünkü onun deklanşörü Van için paha biçilmez bir sonuç yarattı.
Şimdilerde ise bu ilginin çok önemli bir sempozyumla devam ettiğine şahit oluyoruz. Edremit Belediyesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı iş birliğinde I. Van Gölü Sempozyumu hazırlık çalışmalarının başladığını sevinerek öğrendik. Gerçi daha önce Uluslararası Van Gölü Havzası Sempozyumuna şahit olduk yıllarca. Bu sempozyumun bu yıl da Bitlis'in ev sahipliğinde sekizincisi düzenlenecek. 23 Haziran 2021'de gerçekleşecek bu sempozyumla I. Van Gölü Sempozyumu aynı tarihlerde düzenlenecek gibi gözüküyor.
Peki, iki sempozyum arasında fark var mı? I. Van Gölü Sempozyumu, uluslararası değil. Ancak en önemli farkı bu sempozyumun Van Gölü'nü merkeze alması. Zaten basın toplantısında da amaç açıkça özetleniyor:
"Van Gölü Sempozyumu'nun amacı, sadece Van ve Bitlis için değil Türkiye ve Dünya için önemli bir ekolojik değer olan, etrafında kurulu havzanın toplum ve kent yaşamı için de çok önemli bir yer tutan Van Gölü hakkında bilimsel verilere dayanan bir bilgi alanı oluşturmaktır. Belirli periyotlarla gerçekleştirilmesi planlanan söz konusu sempozyumlar ile ortaya çıkacak bilgi ve veriler üzerinden Van Gölü'ne ait bir master planı hazırlamak, Van Gölü etrafındaki yatırımlara kaynaklık etmek, Van Gölü'ne sınırı olan yerel yönetimler arasında iş birliğine dayalı çalışmalar yapmak ve Van Gölü'nü gündelik yaşamın bir parçası haline getirmek ve bu alanda bir farkındalık oluşturmaktır."
Sempozyumda, "Tarihsel Süreçte Van Gölü, Van Gölü ve Turizm (Yaz ve Kış Turizmi), Van Gölü ve Çevre, Van Gölü ve Yerel Yönetimler, Van Gölü ve Ulaşım, Van Gölü ve Sağlık, Van Gölü ve Mekânsal Yayılım/Yerleşim, Van Gölü ve Kent Yaşam, Van Gölü ve Festivaller, Van Gölü'nde Biyolojik Yaşam, Van Gölü ve Depremsellik, Van Gölü ve Mitoloji, Van Gölü Master Planı ve Destinasyon Yönetimi, Van Gölü ve Yatırımlar, Van Gölü Tanıtım ve Pazarlama" gibi başlıkların olması da Van Gölü'ne dair özel bir program olduğunun işareti.
Bu arada cumhurbaşkanı baş danışmanı Gülşen Orhan Hanım efendiye teşekkür ediyorum.
İkili ilişkiler sonucunda Emine Erdoğan Hanımefendiyi Van'a davet etmesi dikkatleri Van Gölü'ne çekmesi takdire şayandır…
Emine Erdoğan Hanımefendi'nin sempozyum onur konuğu olması oldukça önemli. Bu açıdan sempozyumun Van'da dair birçok katkı sunacağı öngörülebilir. Emine Erdoğan'ın son zamanlarda Van'a karşı hassasiyeti ve sempatisinin olduğunu ve özellikle de çevresel duyarlılığa çok önem verdiği hepimizin malumudur. Bu bir fırsata çevrilebilir ve güzel çıktılar alınabilir. Umarım alanında çok iyi bilim insanları katılır da Van Gölü'nün kirlenmemesine veya korunmasına, bu kez bilimsel çabalarla destek olunur.