Doğmak gibi, yaşamak gibi ölmek de mukadder ve kaçınılmaz sondur. Bir Müslüman öldüğü zaman ölüye karşı yapılması gereken bazı görevler vardır. Tabi ki bu görevler geride kalanlar içindir.
Yoksa ölen kişinin dünya ile ilişiği zaten kesilmiş oluyor. Bu görevlerden bazısı farz, bazıları sünnet, bazıları da örf ve adetlerden oluşur.
Ölen kişiyi yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak ve defn etmek farzı kifayedir. Taziyede bulunmak da sünnettir. Toplumumuzda yerleşmiş olan örf ve adetler de vardır. Kur’an ve sünnete aykırı olmamak, sıkıntıya sebebiyet vermemek kaydıyla örf ve adetlere de uyulabilir.
Ancak hiçbir zaman adetler, örfler ibadetin önüne geçirilmemelidir. İşin ibadet yönünü bir tarafa bırakıp, örfleri öne geçirmek kişiye sevap kazandırmadığı gibi birçok sıkıntıya da sebebiyet verir.
Dinimiz İslamiyet, en son ve en mükemmel olan ve eksiği olmayan kemale ermiş bir dindir.
Dinimiz bizim günlük hayatımızda, iş ve ticaret hayatımızın yanı sıra aile hayatımızla ilgili, doğumumuz ve ölümümüz ve ölüm sonrası için yapılması gerekenlerle ilgili de çok güzel prensipler koymuştur.
Bizler de Kur’an ve sünnete dayalı bir hayat yaşadığımız zaman hem bu dünyada hem de ahiret hayatında mutlu ve huzurlu oluruz.
Ne zaman Kur’an ve sünnetin dışına çıkarsak hem dünyada hem de ahirette sıkıntıya gireriz.
Tıpkı Van’ımızdaki taziyelerin yemek masraflarının çok sıkıntıya sebebiyet vermesi gibi.
Sevgili Peygamberimiz (sav) taziye adabını da bizlere göstermiştir.
Müslüman, din kardeşinin, akrabasının, komşusunun acısını da paylaşır, sevincini de. Zira sevinçler paylaşıldığı zaman o sevinç çoğalır.
Üzüntüler de paylaşıldığı zaman o üzüntü azalır. Peygamber efendimiz (sav) ölen kişinin cenaze işlemleri sırasında taziyede bulunduğu gibi, ölenin yakınlarının evine giderek veya yolda karşılaştıysa yine taziyede bulunmuştur.
Zaten taziyeden maksat ölene duada bulunmak, ölü yakınlarını da teselli etmek ve acılarını paylaşmaktır.
Yine Peygamberimiz (sav) taziye süresini de üç günle sınırlı tutmuştur. Bir kişi ölse de geride kalanlar için iş, güç dünya meşgalesi devam edip gitmektedir.
Taziye evlerindeki yeme içme ile ilgili de, Peygamber efendimiz (sav)’in şu tavsiyesini de Vanlılar olarak kulaklarımıza küpe yapmalıyız.
Mute savaşında Hz. Cafer (ra) şehit olunca Sevgili Peygamberimiz (sav), kendi hanımlarına diyor ki, kalkın yiyecek bir şeyler hazırlayın Cafer’in ev halkına götürün. Zira onlar üzüntülüdürler yeme-içme ile ilgilenemezler. Bu bizlere neyi gösteriyor? Taziye süresince taziye sahiplerinin de yeme ve içmeleri komşular veya uzak olan akrabalar tarafından temin edilmesidir. Olması gereken budur.
Gel gelelim Van'daki taziyelere. Durum tamamen İslami ölçülerin dışına çıkmıştır. Zira taziyelerimiz artık üç günlük ziyafete dönüşmüştür.
Şimdi sünnet olan üç gün içinde taziyeye gidip duasını yaptıktan sonra evine, işine dönmektir.
Yoksa gidip üç gün taziye evinde bekleyip ziyafet çekmek, taziye sahiplerine masraf çıkarmak değildir.
Toplumsal baskıdan dolayı fakir, günlük ekmeğe muhtaç kişiler de taziyede yemek verme noktasında, istemeseler dahi kendilerini mecbur görmektedirler.
Borca, harca hatta haram olan faizli kredi dahi alsa yemek vermeye gayret etmektedir.
Zaman zaman taziye sonrası konuşulduğu zaman yemek masraflarının 20 bin, 30 bin hatta daha yukarı rakamlar tuttuğu söyleniyor.
Fakir bir kişinin hatta orta halli bir kişinin bu yemek masraflarının altından çıkması çok zor hatta imkansızdır. Çevresi olmayan, durumu iyi olmayanların yıllarca taziye yemeğinin borcunu kapatmakla uğraştığını duyuyoruz. Böyle bir durumun İslami ölçülerle izahı da olamaz.
Taziye adabıyla ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı defalarca hutbe okuttu. Camilerimizde konuyla ilgili vaazlar veriliyor. Zaman zaman taziye sahipleri imamlarımıza bu yemeğin kaldırılması için daha çok çaba göstermelerini de istemektedir.
Ancak toplumsal baskıdan dolayı taziye sahipleri istemese de yemek vermeye devam ediyorlar. Taziyelerdeki yemekleri belki birden kaldıramayız.
Ancak fert olarak bizler taziyeye yemek saatlerinde gitmeyerek, yemek teklifinde bulunulduğu zaman taziyelerin ziyafet yeri olmadığını söyleyerek, taziye yerinden ayrılmak bu masrafı da zahmeti de azaltacaktır.