Yıllardır hiç halka sormadan PKK/KCK terör örgütünün işaret ettiği kişileri Van’dan aday gösteren HDP, seçilen başkanlara yasa dışı iş ve işlemler yaptırması nedeniyle de görevden alındığında, halkı tahrik etmek için "irademe dokunma" diye ortalığı ayağa kaldırmaya çalıştı.

 


        HALK PKK/KCK'NIN KÜRT KİMLİĞİNİ KULLANDIĞINI GÖRDÜ
Şimdi devir değişti, hendek süreci ile birlikte doğu ve güneydoğudaki halkın gözünde PKK/KCK terör örgütünün hiçbir itibarı kalmadı. Hatta halk terör örgütünün Kürt kimliğini kullanarak başka amaç ve emellere hizmet ettiğini ve kendisini kandırdığını da gördü. Yoksa Kürt halkını düşündüğünü iddia eden terör örgütü PKK/KCK, öz yönetim ve hendek bahanesi ile şehirlerini, mahallelerini, sokaklarını ve evlerini harabeye çevirir miydi? PKK/KCK terör örgütü, kimliğini kullandığı Kürt halkına bugüne kadar kan ve gözyaşından başka ne sundu?

 


       KAYYUMLAR NEDEN ATANDI?
Resmiyette görünen Belediye Başkanı Bekir Kaya’ydı. Gerçekte ise Van Büyükşehir Belediyesi’ni ve diğer belediyeleri belediye başkanları yönetmedi. Belediyeleri PKK tarafından kurulan 3 kişilik konsey yönetti. Onlar ne dediyse başkanlar onu yapmak zorunda kaldı, çünkü bunu bilerek aday olmuşlardı. Devlet de halka hizmet için gönderilen kaynaklar ile terör örgütü amaçlarına hizmet ediliyor diye görevden aldı ve kayyum atadı.

 


     * Van Büyükşehir Belediyesi’nin içinde bomba yüklü kamyonu Çatak yolunda yakalandı.
* VASKİ aracı içindeki PKK’lı teröristler polisle çatışmaya girdi.
* Yaklaşık 90 tane PKK’lı terörist belediyede çalışıyor gösterildi ve maaşlarını Yüksekova ve Çukurca gibi ilçelerden çekti.
* Belediyelere ait kepçeler barikat kurmak üzere hendek kazmak için terör örgütü PKK/KCK’ya tahsis edildi.

 


           SİCİLİ BOZUK OLANLAR BAŞKANLIK YAPAMAYACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Terör örgütü ile irtibatı, iltisakı olanı bir gün dahi beklemez alırız” dedikten sonra HDP iki arada kaldı. Bir yanda PKK/KCK terör örgütünün talimatları, diğer yandan devletin uyguladığı ve şimdiden ilan ettiği kararlı duruşu.
PKK/KCK ve siyasi kanadı, yıllardır küçük yaştan itibaren insanların sicilini bozmak için elinden geleni yaptı. Devletle çatışmayı, bedel ödemeyi halkın önüne dayatanlar, şimdi de devletin kararlı duruşu karşısında, seçilmesi halinde görevinden alınamayacak, sicili temiz aday aramaya başladı.

 


        SİCİLİ TEMİZ OLANLAR, ‘BELEDİYEYİ ÖRGÜT DEĞİL BİZ YÖNETİRİZ’
Sicili temiz olanların önemli bir kısmı da aday adaylığı müracaatında bulunmuyor. Çünkü “Biz aday adaylığı başvurusunda bulunursak, onların şartlarında adaylığı kabul etmiş oluruz. Yok onlar bize teklif getirirlerse, bizim şartlarımızı kabul etmiş olurlar. Bizim şartlarımız ise;  hizmet belediyeciliği yapmak ve kurumu kendimizin yönetmesi. Mevcut yasalar nezdinde suç olarak tanımlanan hiçbir şeyi yapmamak. Birilerinin istediği olacak diye ne sicilimizi bozdururuz, ne de kendimizi mahkûm ettirecek şeyler yaparız” diyorlar.

 


            HDP’NİN TABANI İLE ZORLU İMTİHANI
İşte tam da burası 31 Mart 2019 yerel yönetim seçimlerinin bam teli, bu seçim süreci HDP’nin tabanı ile imtihanı olacak. Bakalım HDP, gerçekten oyunu aldığı tabanın iradesini mi, yoksa PKK/KCK terör örgütünün iradesini mi seçecek?
Ortaya koyacağı irade ve aday ile önce HDP seçimini yapacak. Halkın iradesini tercih ederse HDP tabanından yine oy alacak, yok PKK terör örgütünün iradesini seçerse bu seçimde tabanı HDP’ye oy vermez. Çünkü halk hizmet almaktan memnun ve hizmet almaya devam etmek istiyor.
Sokağının asfaltlanmasını isteyen halk, sokağında barikat kuranlara yardım etmek için kepçe gönderen bir belediye başkanı ve yönetimi istemiyor.

 


          HDP ÖRGÜTÜN KAYYUMUNU MU, HALKIN TERCİHİNİ Mİ ADAY GÖSTERECEK?
HDP hiçbir dönemde bu kadar zor durumda kalmamıştı. Ne yardan geçebiliyor, ne de serden. Ne yapacağını bilemeyen HDP’nin aklı çok karışık. Bakalım aklıselimin dediğini mi, üst aklın dediğini mi yapacak?
Örgütün iradesini seçerse, karşısında halk ve devlet var, halkın iradesini seçerse de karşısında örgüt. Elhasıl bu seçim HDP’nin halkla imtihan seçimi olacak. Ya temsil ettiğini iddia ettiği halkın tercihini aday gösterecek, ya da talimat aldıkları üst aklın tercihini aday gösterip halkı yok sayacak.
Bundan sonraki süreçte olacak her şeyde, tamamen HDP’nin sorumluluğu olacak. Kimse topu taca atmaya kalkmasın.
Barış diye diye savaşma, özgürlük diye diye tehdit edip baskı kurma dönemi geride kaldı. Artık sihirli sözlere kimse kanmıyor, devlet de müsaade etmiyor.
Altın kâsede sunulan zehirden herkesin haberi var. Bakalım HDP altın kâsede zehir sunmaya mı, yoksa halkın sorunlarına şifa sunmaya mı karar verecek?

 


           HALK HUZURDAN VE HİZMETTEN MEMNUN
Kasım 2016’dan bu yana HDP’li belediyelere atanan kayyumlar hizmet veriyor. Van ve ilçeler son 10 yılda almadığı hizmeti, 2 yıllık kayyum yönetimleri döneminde aldı. İlçe ilçe gezin ve yapılan hizmetleri görün. Tüm ilçeler adeta yatırım ve hizmet seferberliği başlatmışçasına şantiyeye döndü.
Birikmiş sorunları çözmenin yanında, Van’ı marka kent haline dönüştüren Büyükşehir, İpekyolu, Edremit, Tuşba, Gürpınar, Gevaş ve Erciş başta olmak üzere tüm belediyeler, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çizgisinde gönül belediyeciliği yaptı.
2 yıldan bu yana Van’a gelmemiş olanlar, gördükleri Van karşısında şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Hem kente, hem de yüreklere dokunan, Vanlıya değerli olduğunu htiren Kayyumlar, halkın gönlünde taht kurdu.
Kayyum hizmetlerinden memnun musunuz sorusunun da yer aldığı ankette, halkın memnuniyet oranı yüzde 70 bandında yer alıyor. İşte 8 yıldır çivi çakmayanlar ile 2 yıldır markaya dönüştürenlerin farkı.
Hizmet belediyeciliğinde kendine güvenen, hayalleri, projeleri ve hedefleri olan varsa çıksın ortaya.