İpekyolu Belediyesi tarafından trafo ve benzeri yerlere yaptırılan süslemeler Vanlıların alakasına sebep olmuştu.
Çevre konusunda belediyenin yaptığı herkes gibi meseleye özel alaka gösteren kesimleri de memnun etti.
   Bugün 67 senelik tarihi olan kahvehanemizin yanında bulunan trafo ressam murat bey tarafından süsleniyordu.
Ayaküstü sohbet ettik, yarı şaka yarı ciddi yaptığımız sohbette resimlerini daha yerli motiflerle süslemesini istirham ettim.
Duyarlı birisi olarak gördüm kendisini umarım 4 ayrı ressam tarafından bezenen bu trafolardaki resim ve süslemeler Selçuklu ve Osmanlı motifleriyle ve tarihimizi hatırlatan mekanların resimleriyle halkı buluşturur.
   Kendimize ait süslemeler Büyükşehir haline gelen Van'ın kent vizyonuna ayrı bir renk katar. Ressamların kendi düşüncelerinden duvarlara yansıyan süslemeler konusunda ne acıdır ki hem belediyemizi ve hem de Kent idarecilerini duyarlı görmedim.
Adeta ne çizerseniz çizin, yeter ki çizin anlayışıyla karmakarışık bezemelerle, kent insanının ruhunu okşayacak tarihini ve medeniyetini hatırlatacak desen ve resimler yerine resmî yapan ressamın düşüncelerine uygun bezemeleri yeterli görüyorlar. Milli ve tarihi bir ruh yok idarecilerimizde, eğer çizen kişide bu ruh varsa o yeterli görülüyor. Bir keşmekeşlik hakim. Halbuki İpekyolu belediyesi yetkilileri bu konuda duyarlılık gösterip ressamların çizeceklerinin ayrıntılarını verebilirlerdi. Bir proje çerçevesinde yapılabilirdi.
   Seküler bir tavır yerine milli ve tarihi tavırla projelendirilebilirdi. Aynı sorun milli eğitim müdürlüğünde de var. Bazı okulların duvarları aynı trafolardaki gibi süslenmiş. Bu işler adeta saldım çayıra mevlam kayıra misali yapılıyor.
Halbuki, islam medeniyetinin önemli bir şehri olan Van'da yeni Türkiye vizyonuna uygun desen ve resimlerle etraf ve okullar süslenebilir.
   Bu konuda valilik, belediyeler ve milli eğitim müdürlüğü trafo ve benzeri yerlerle okullara yapılan desen ve resimlere milli bir çerçeve belirleyebilirler. Resmî çizecek ve deseni yapacak ressamda bu çerçeveye uygun resimler yapmalı ki, genç nesiller medeniyetlerinden ve geçmişlerinden -en azından bu kısmıyla-haberdar olsunlar. Batılının ve Haçlıların yürüttüğü, millet, din ve devlet düşmanı sözde sanat çevrelerinin de dahil olduğu gayrı milli politikaların sonucu, TV, sinema ve benzer görsellerle adeta bizi esir alan, manyetize bir alan meydana getirilmiş bununla algılarımızda önemli değişiklik meydana geldiği gibi batı medeniyetinin ürünü olan resim ve süslemeler sosyal, kültürel hayatımızı da esir almıştır.
   Batı medeniyetini akla getiren desen ve resimlerle bu kenti süslemek şehre ve insanına yapılan bir haksızlık olmakla kalmıyor tarihe, medeniyetimize karşı ihanete dönüşüyor. Yapılan bu tür işlere evet ama çerçevesi belirlenmek kaydıyla evet demek lazım.
 Ne yazık ki belediyelerimiz bu konuda sınıfta kaldı. Pansuman yaparak tedavi cihetine gidiyorlar ki bu hem Vanlıya ve hem de medeniyetimize haksızlıktır. Büyükşehir bir logo değişimi yapmak istedi onuda yüzüne gözüne bulaştırdı. Tuşba belediyesinin logosunu anlayan varsa beri gelsin! İpekyolu belediyesi sanırım zerdüştlüğün sembolü logoyu aklına bile getiremiyor.Böyle bir dertleri yok gibi. Bu kadim şehri Akdamar kilisesinden ibaret sayan aşağılık bir ruh hali var.
634-636 tarihinden itibaren İslam beldesi haline gelen kadim kentin paçavra, seküler, sosyalist, bayağı, modernist batıcı bakış açısıyla yönetilmeye ihtiyacı yoktur.
   Sömürgeci batı medeniyetinin izlerinin bu kentten silinmesi başta valilik ve sonra da devletin kayyum yaptığı belediye başkanlarının görevidir.
    Turizm denince akla kiliseyi getiren, duvar süslemesi denince akla batılı çizgi roman kahramanlarını ve karmakarışık desen ve süslemeleri getiren anlayışlar bu kentin ve yeni Türkiye'nin vizyonuna uygun değil. Evlatlarımızı teslim ettiğimiz milli eğitim müdürlüğünün de bu konuda dikkatini çekmek isterim.
   Umarım gerek Sayın Vali, gerek belediye başkanları ve gerekse milli eğitim Müdürlüğü bu konuda hassas davranıp lazım gelen çalışmayı yaparlar.
   Yetkililer varsa hatalı resim, süsleme ve desenler, yeniden Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın feryad ederek söylediği ve müşteki olduğunu bildiğimiz "sanaat, sanaat, sanaat" dediği çerçevede ele alınıp milli ve tarihi ruhumuza uygun bir formata kavuşturabilirler.
    Bizden söylemesi…