Seçim öncesinde “şu il veya ilçe başkanları görevden alınacak” deseler, “yerine gelenler seçime kadar ne yapabilir?” sorusu sorulur. Onun için böyle kritik süreçlerde yapılacak değişiklikler için “bu ihanettir, dereyi geçerken at değiştirilmez” diyerek herkes ayaklanır değil mi?
Peki il ve ilçe başkanlarının veya yönetim kurulu üyelerinin seçim öncesi görevden alınması veya değiştirilmesi yanlış da, seçim öncesi istifa edip aday adaylığı başvurusunda bulunmaları doğru mu? Bir başka ifade ile istifa etmek ihanet değil mi, adaylık söz konusu olunca dereyi geçerken at değiştirilir mi?
Bir yandan dava, memleket, kent, hizmet, teşkilat türküsü söyleyeceksin, diğer taraftan ise söylediğinin tam tersini yapacaksın. Dava adamlığı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yol arkadaşlığı bu değil. Lütfen kimse alınmasın, bu kadar da bencillik ve menfaatperestlik olmaz.
ADAYLIK KAPMAK İÇİN Mİ TEŞKİLATLARDA GÖREV ALDINIZ?
İster başkanlık düzeyinde, ister yönetim kurulunda görev alıp, 7-8 ay sonra aday adayı olmak ve adaylık beklemek, sadece Ramazan'da oruç tutup, namaz kıldıktan sonra hemen cennete girmek istemek gibidir. Oysa cenneti hak etmek için Allah’ın emir ve yasaklarına uyan bir ömür yaşamalı, çünkü Rabbim cenneti hak edenlere vadediyor.
Başarıyı da hak edenlere vadediyor. O halde soruyorum, madem aday adayı olacaktınız neden teşkilatlarda görev aldınız?
Teşkilatlardaki görev ve yetkilerinizle kendinizi uygun bir adaylık için konumlandırma hesabı mı yaptınız? Şayet niyetiniz bu ise, yaptığınız tüm çalışmalardaki sevaplar boşa gitti. Yok niyetiniz bu değilse, hatanın neresinden dönerseniz kardır. Çünkü adaylık hak edilmeli, bahşiş istenmemeli.
CUMHURBAŞKANI NE DİYOR SİZ NE YAPIYORSUNUZ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “yakınlarınızı karşıma aday olarak çıkarmayın. Aday toplumda sevilen, güvenilir, çalışkan, becerikli, dürüst, terör örgütlerine bulaşmamış kişilerden olacak. Hatta AK Partili olması da gerekmez. Yeter ki devletini milletini sevsin. Böyle kişiler adaylık müracaatı yapmamışsa biz bulup gidip teklif edeceğiz” diyor.
AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş ise “Kimse Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti’nin karşılığı ile koltuk sahibi olma hayali kurmasın. Cumhurbaşkanımızın ve AK Parti’nin karşılığı üzerine aday kendi karşılığını da getirecek ve başarıyı yakalayacağız” diyor
Ben de teşkilatlardan aday adaylığı için istifa etmeyi düşünenlere soruyorum; "Ben önümüzdeki seçimlerde belediye başkan adayı olacağım, onun için başkanlığı veya yönetim kurulu üyesi olmayı kabul ediyorum" deseydiniz teşkilatlarda görev alabilir miydiniz?
DAVA PEŞİNDEN Mİ GANİMET PEŞİNDEN Mİ KOŞACAKSINIZ?
Komutanlar, ordu savaşta iken ordunun başında durmak yerine savaş sonrasında kazanılma ihtimali olan ganimetlerin peşine düşerse savaş kazanılır mı?
Uhud Savaşında okçular ganimet telaşı ile tepeyi terk ettiği için, dağılan müşrik ordusu yeniden toparlanıp saldırmadı mı? Peygamber Efendimizin dişi şehit olmadı mı?
Seçimler rakiplere karşı yürütülen bir siyasi mücadele ise, şu anda teşkilatta yer alanlar, ne belediye başkan adayı, ne de belediye meclis üyesi adayı olmamalı. Ganimet hevesine kapılmamalı, bulundukları görevleri eksiksiz canla başla yerine getirmeliler ki, mücadele kazanılsın.
Teşkilatın görevi aday olmak değil, ehliyet liyakat ilkesi ile en doğru adayları ortaya çıkarıp, tüm gayreti ile çalışıp zafere ulaşmaktır.
Aday adaylığı için yapılacak istifalar ile teşkilat kadrolarında ciddi boşalmalar meydana gelecek. Sonuç olarak zafiyet yaşanmasına neden olmak vebal değil midir?
Sizin dava dediğiniz sadece koltukları kapmak mı, yoksa ahirete veresiye çalışmak mı?
Teşkilat dışında belirlenecek belediye başkan ve belediye meclis üyesi adayları ile kadroyu zenginleştirmek, daha geniş kesimlere seçim çalışmalarında yer vermek, hem stratejik açıdan, hem siyasi açıdan, hem de görev sorumluluk açısından doğru olan bir karar olur.
AK PARTİ TEŞKİLATLARINDAKİ DOSTLAR AMAN HA DİKKAT!
Teşkilatlardaki görevlerinden kaynaklı etrafı dolu olan dostlar, çevrenize dikkat edin. Size "şu makam, şu koltuk, şu görev yakışır" diyerek gaz verip ayaklarınızı yerden kesmeye çalışanlar, dalkavukluk yaparak, şu an bulunduğunuz konumdan en üst düzeyde yararlanmak isteyen menfaatçiler olduğunu unutmayın.
Sizlere bu gerçeği birileri söylemeli ki hata yapmayasınız. Herkes kırılmasın diye yağ yakıp gaz verirse, sonunda hem siz, hem biz, hem kentimiz, hem de ülkemiz zarar görecek.
Başkanlar dâhil olmak üzere il ve ilçe teşkilatlarındaki ana kademe, kadın ve gençlik kollarındaki her kesin odaklandığı tek bir şey olmalı. O da mevziini terk etmeden belediye başkanlığını kazanmak.
Teşkilatlar “Belediye başkanlığını hangi özellikte bir aday ile kazanabiliriz, meclis üyelerini hangi kriterlere göre belirleyeceğiz” gibi konulara odaklanmalı. “Ben nasıl belediye başkan adayı olabilirime” değil.
Siyasi makamlar siyasi çalışmaların bir yan çıktısıdır. Siyasi makama sahip olmak için odaklananların, makama sahip olunca orayı nasıl talan ettiğini, nasıl yangın yerine çevirdiğini hep birlikte gördük ve görüyoruz.
Bizim odak noktamız siyasi makamlar değil, halkımızın, ülkemizin, ümmetin ve mazlumların umudu olan davayı ve devletimizi ebet müddet yaşatmak olmalı.
Bunun için koltuk sevdasına değil, cefa çekmeye, fedakarlık etmeye, makam ve rütbeleri ehil olanlara teklif etmeye aday olmalıyız ki ehliyet liyakat esası yeniden hayat bulsun.
AK PARTİ GENEL MERKEZİNE ÇAĞRI!
Genel olarak teşkilat mensupları yerel seçimlerde hiç bir yerden aday gösterilmesin. Görevliler teşkilat görevini yerine getirsin ve başarılı bir seçim geçirmek için odaklansın. Seçim arefesinde teşkilatları iç karışıklığa sokmanın kimseye faydası yok.
Şahsi destek toplantıları, dedikodu, bir birine yeşil ışık yakmak ve bol bol reverans yapmak, aday adayı olursa temayül var, oy var, destek var, al gülüm ver gülüm hesapları teşkilatın içini çürütüyor.
AK PARTİLİLER HDP’LİLERİN OYUNUNA GELMEYİN!
HDP’nin içinde etkin ve oy potansiyeli var görünen bazı kişiler, AK Parti teşkilatlarında görev alan kişilerden bazılarına geliyor, “Adaylık senin hakkın, yıllardır teşkilattasın, senin tahsilin güzel, sen aday olursan biz aile olarak şu kadar oyumuz ile sana destek olacağız” diyerek istifa etmeleri için oyun kuruyor.
Oyuna getirilen kişiler istifa ederek teşkilatların ahengi bozuluyor. Aday olunca “oylarımız sizin” diyen HDP’lileri bir daha göremiyor. Şayet aday olamazsa aynı HDP’liler bu kez “AK Parti sizin kıymetinizi bilmiyor, listeye koysaydı oyumuz sizindi ama artık vermeyeceğiz” diyerek AK Parti ile arasını bozmaya çalışıyor.
AK Parti teşkilat mensupları sakın oyuna gelip istifa etmeyin.
KENDİNİ DÜŞÜNENLERİ ARANIZDA BARINDIRMAYIN!
AK Parti teşkilat mensuplarına bir çağrıda bulunuyorum. İçinizde şayet varsa her yöne yanan sönen kişiler, aranızda barındırmayın. Kenti düşünmek yerine kendini düşünenleri, düşünceleri ile baş başa bırakın. HDP veya FETÖ’nün içinize soktuğu kriptolar varsa, hiç vakit kaybetmeden aranızdan çıkarın. Arının ki teşkilat ve seçim çalışmalarınız sabote edilmesin.
Van, siyaset toparlanırsa, STK'ları, meslek odaları, kurumları ile daha hızlı bir şekilde normal seyrine girecek, kente ve halka hizmet etme yarışı başlayacak. Ortaya bir başarı çıkarsa, teşkilat mensupları başarıdan manevi paylarını alacak. Dolayısıyla birlik ve dirlik için üretmek esas olmalı.
Ya tespih olup zikre vesile olursunuz, ya da dağılıp boncuk olur, insanları yere düşürürsünüz.
YETER Kİ SİYASET KİRLENMESİN VE KİRLETMESİN
Biz kamu ortak payda ve faydasını düşünerek yazıyoruz, birileri ise kişisel ego peşinde. Gerek adaylıklara, gerekse kurumların başına yapılan atamalarda, ahbap çavuş ilişkisi ve Vanlılık türküsü söylenerek birileri getirilmeye çalışılıyor.
Seçilenler veya atananlar kurumun yetkisini kullanıyor, kaynaklarını yönlendiriyor, personelini yönetiyor, oradan hizmet alan halka güya hizmet üretiyor. Ama halk memnun değil, çünkü kurum yetkilisinin amacı halkı memnun etmek değil, kendisini koltuğa oturtanları memnun etmek.
Peki onu bu koltuğa kim neden getirdi? Ehliyet liyakat mı, kurumsal ve mesleki performans mı, yoksa kullanışlı olması mı?
İşte bu noktada siyasetin önemi ortaya çıkıyor.
Ahbap çavuş ilişkisi ile koltuğa oturanlar, koltuğa oturtanlara kurumun imkânlarını ve kaynakları kullandırtarak koltuğunu korumaya çalışıyor.
Siyasette ehliyet liyakat esası referans olursa, tablo emin olun çok değişecek.
Bu çarpıklığı yazınca AK Parti'ye zarar veriyorsun diyorlar. Bunları yazmak mı, yoksa ahbap çavuş ilişkisi mi zararlı diye soruyorum?
Bizim amacımız zararlıları AK Parti'den, dolayısıyla ülke siyasetinden arındırmak.
YENİ SİYASİ AKTÖRLER İÇİN İLK VE SON UYARI!
Yeni siyasi aktörlerden ahbap çavuş ilişkisi geliştirenlere de küçük bir hatırlatma yapmış olayım. Bir yandan dava deyip göz boyarken, diğer yandan akçeli işlere bulaştığınızı görüyor ve isim isim biliyorum. Siz karda yürüyüp izinizin belli olmadığını sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Tam aksine deve kuşu gibi başınızı kuma gömmüşsünüz, geri kalan her yeriniz açıkta.
Bu sizin için ilk ve son uyarım. Hem demedi demeyin, hem de yazınca neden yazdın demeyin?
MENFAATÇİLER İYOT GİBİ AÇIKTA KALACAK!
Bizim sorumluluğumuz üzerimize düşeni yapmak, netice Allah'ın takdiridir.
Biz iyi niyetli, aktif, başarılı, rol model teşkilatçı, dava insanı, koltuk ve rant karşısında eğilip bükülmeyen, kişilikli siyasetçi nasıl olurmuş, etrafımıza dil lisanı ile anlatırken, hal lisanı ile anlattığımızı ortaya koymalı ve rol model olmalıyız.
Şayet böyle olursa başarıyı Rabbim nasip eder. Şartları oluşmadan yağmur yağmıyorsa, şartları oluşmadan insan doğmuyor ve ölmüyorsa, şartları oluşmadan ve hak edilmeden başarı da gelmez. Karşımızdakiler için “nasıl olmalılar?”, “ne yapmalılar?” demek yerine, “biz nasıl olmalıyız”, “ne yapmalıyız” diyerek işimize bakmalıyız.
"Namaz kılma" deseler terk mi edeceğiz? "Yemek yeme" deseler vaz mı geçeceğiz? Şahsi hesaplarını düşünenler istemiyor diye, doğru bildiklerimizi söylemeyecek miyiz? Elbette Hayır. Tam aksine doğru bildiğimiz ve inandığımız yolda, gerektiğinde bedel ödemeyi göze alarak yürümeye devam edeceğiz.
Bundan böyle, teşkilat içinde ve dışında aynı duyguyu taşıyan arkadaşlarla atacağımız adımlar, teşkilata ve davaya artı katacak. Fikirlerimiz, duruşumuz ve çalışmalarımız dinamizm kazandıracak.
Kentini düşünen insanlar makul ve meşru olacak. Kendini düşünenler iyot gibi açığa çıkacak ve gayri meşru olduklarını cümle âlem bilecek.
Hedefimiz; bizimle dayanışma içerisinde olacak arkadaşlarla, bu dönüşümün temellerini atıp dinamiğini oluşturabilmek. Bunun için karınca misali gücümüz takatimiz oranında çalışıp safımızı belli ediyoruz.
Gayret bizden takdir Allah'tandır.