Hani meşhur bir olay vardır anlatılagelen…

   Fransa’nın yaklaşık iki asır önceki komutanlarından Napolyon Bonapart, kaybedilen bir savaş sonrası komutanlardan birini yanına çağırarak, savaşı niçin kaybettiklerini sorar. Komutan ise savaşı kaybetmelerinin birçok sebebi olduğunu belirterek, saymaya başlar: “1 barut yoktu, 2…” Napolyon komutanı susturur: “Barut yoksa, gerisini saymana gerek yok”

  Şimdi öyle mi?

   Elbette değil.

   Silahınız, topunuz, tüfeğiniz, güçlü ordunuz olsa da, şimdiki zamanın ‘kahpe savaş sistemleri’ yüzünden kaybedebiliyorsunuz.

   Amerika Birleşik Devletlerinin ‘Dengesiz’ bir başkanı çıkmış, Filistin, Katar, İran, Rusya, Türkiye başta olmak üzere, birçok devlete savaş açmış. Tek bir savaş uçağı, savaş gemisi, askeri ordu veya füze kullanmıyor.

  Yeni geçmişteki mert savaşlardan eser yok.

  Kalleş bir savaş sistemini devreye sokuyorlar.

  Dünyanın başına bele olan bir ‘Başkan’ var.

   Telefonunu eline alıyor, bir tweet atıyor, istediği ülkenin para birimini düşürüp, o ülkeyi sıkıntıya sokabiliyor.

  ‘Kudüs’ü, İsrail’in başkenti olarak görüyorum’ diyor, gerisi perme perişan bir Filistin. Ölen Gazzeli çocuklar.

   Son aylarda İran ve Türkiye’nin para birimi düştüğü gibi, Dolar ve Euro’nun yükselmesi ülkemizdeki birçok kişiyi olumsuz etkiledi.

  Ancak internette de dolaşan bir videoda söylendiği gibi, böylesi bir savaş durumunda ülkemizde ekonomik sorunlar baş gösterirken, hâlâ ‘üç-beş kuruş fazla kazanayım’ hesabı içine giren hainler var.

  Bazı insanların sanki dolar veya euronun yükseleceğini biliyorlarmış gibi, bir-iki hafta önce paralarını dolara, euroya yatırmaları hainlik değil de nedir.

  Bizim ülkenin para birimi düştü diye sevinen köpekler var.

   Dolar yükseldiğinde ‘salyalarından’ anlıyoruz itleştiklerini.

   Ama Allah’ın izniyle bu böyle gitmez. Ülkemizde bu soruna da çözümler bulunur. Herkesi milli duruşunu ortaya koymalıdır.

   Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dediği gibi, ‘Bu saldırılardan alnımızın akıyla çıkmamız, elbette bu milletin desteğiyle mümkündür. Kalıpları aşmak, ezberleri bozmak zorundayız. Ya bir yol bulacağız, ya bir yol bulacağız. Bunun başka çıkışı yok. Bu oyunu hep birlikte bozacağız. İnanıyoruz, Dolar kuru makul seviyeye inecek. Yaşadıklarımızın krizlerle ilgisi yoktur. Bambaşka bir durum ile karşı karşıyayız. Bu atakların farklı versiyonlarına hazırlıklı olmalıyız’

   Ülkemizin ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıya kalarak Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık'la devam eden 15 Temmuz'la bir üst aşamaya taşınan saldırıların devam edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara maruz kalmamızın sebebi milli menfaatler konusunda tavizsiz tutum takınmamızdır. Siyasetin yeniden vesayetin eline geçmesine izin vermedik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları deşifre edip önüne geçtik. Suriye'de etrafımızda oluşturulmaya çalışan terör koridoruna izin vermedik’ ifadelerini kullandı.

   ABD Başkanı Trump’a da tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik temelinin olmadığını, ülkemize saldırı niteliği taşıdığı herkesin tespitidir. Dünya Ticaret Örgütü var, atılan adımların bu örgütün umdeleriyle alakası var mı? Ben yaptım oldu diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin. Bir yandan stratejik ortak olacaksın, diğer yandan ayağına kurşun sıkacaksın. Böyle bir şey kabullenebilir mi? Bizim bunlara eyvallah dememiz mümkün değildir’ dedi.

   Evet değerli okurlar, tüm bu sıkıntılar sürerken, bilhassa sosyal medya üzerinden ekonomik terör estirenlerin olduğunu görüyoruz.

   Başka ülkelerden FETÖ bağlantılı isimlerin bu ülkenin para biriminin değerinin düşmesi için her türlü savaşı gösteren ihanet şebekelerine rağmen, parti ayrımı gözetmeksizin herkesin ülkesine sahip çıkması gerekir.

   Birileri istediği gibi, ‘Yine gemi örneği veriyorlar’ desin.

  Basit, çok kullanılan, belki de ‘demode’ olmuş olabilir; lakin işin ciddiyeti için yine aynı örneği vereceğiz; kaz kafalılar da bilsin diye:

  Bizler aynı gemide yaşıyoruz. Vallahi de, billahi de gemi batarsa, yolcu olan siz hainler de kurtulamayacaksınız.

  Boğulma nedeninizi sorduklarında: ‘1 gemi battı, 2..’ diye devam edemeyeceksiniz.

                           Bişar Ulutaş